Biz Türkler için sabah kahvaltısı günün en önemli öğünü bence. Özellikle son yıllarda restorantlarda, kafelerde en iyi kahvaltıyı sunma yarışı var. Serpme kahvaltı ve açık büfeler olmazsa olmaz olmuş. Ben İstanbul'da açık büfenin önūnde yarım saat kalıp masasına dönemeyenleri bilirim. Londra'da yaşayanlar hiç bir şeyin özlemini çekmez. İstanbul'da görmediklerimi Londra'da görürüm.

Ama gel gelelim İtalya öyle değil işte. Milano bir derece neyse ama geri kalan şehirlerde Türk kahvaltısı yapan bir yer bulmak imkansız gibi. Neyse konuyu uzatmayayım benim bir karantina arkadaşım Cem var. 32 yıldır Modena'da yaşıyor kendisiyle İtalya'da ki Türkler sosyal medya sayfasında tanıştık. Çok düzgün adam gibi adam derler ya öyle biri. O olmadan karantinadan nasıl çıkardım bilemiyorum. Bir kadın arkadaşı, Modena'da Serpme kahvaltı yapan bir yer bulmuş. Dün hep beraber gittik. Ben üşenmeyip Bologna'dan trene atlayıp yarım saat yolculuk yapıp Modena'ya gittim beni tren istasyonundan aldılar ve mekana gittik. Masamız donanmış hazır bizi bekliyor. Sahibi Dùdu hanım güler yüzle karşıladı, kendi elleriyle servis yaptı bize.

Sigara böreğinide nasıl özlemişim anlatamam. Ev yapımı çilek reçeli ayrı bir lezzetliydi.

İnce belli bardaklarda çay muhabbeti. Kahvaltıda değil ama vitrinde lahmacun, simit bile vardı.

Kadınların elinin değdiği her şeyin daha bir temiz daha bir ölenler yapılmış olduğunu düşünüyorum. İtalya'da güzel bir sohbet eşliğinde harika bir kahvaltı oldu.

Hele benim gibi her sabah yulaf yiyen biri için inanılmaz değerli bu tür şeyler. Yakın olsam her gün giderim inanın.

Sonrasında Cem ve yeni arkadaşım Ferrari müzesine gittik harika bir gün geçirdik. Sosyal medyanın gücü tartışılmaz. Bana Cem gibi değerli bir arkadaş kazandırdı. 

Haftaya görüşmek üzere...