Geçen pazar Türkiye Cumhuriyeti’nin 24’üncü Genel Seçimleri yapıldı.  TBMM’nin 550 yeni üyesini belirlemek için yapılan seçimden sonra parti liderlerinin ve bazı üst düzey yöneticilerinin açıklamalarına bakarsak hiçbir parti seçimleri kaybetmedi ve kazanan demokrasi oldu. Yüzde bir oy oranına ulaşamayan bir parti lideri bile bir şekilde kendisini başarısız olarak görmüyor ve bunun için çeşitli mazeretler üretebiliyorsa yüzde 24.95 oy oranını zor tutturan CHP’nin lideri kendini başarısız olarak görür mü?

 

Öncelikle seçim sonuçları vatanımıza ve milletimize hayırlı olsun. Ama veriler ve bugüne kadar meydana gelen gelişmeler hayırlı olmayacağını gösteriyor. Seçimler öncesinde “seçimlerden sonra Türkiye’yi istikrarsızlık, kargaşa ve çatışma bekliyor” diye yazmıştık ve anlatmıştık. Umarım yanılırız!

İstifa eder mi?

Seçimin esasında iki büyük mağlubu veya hezimete uğrayanı var. Birincisi anayasayı ve yasalarımızı çiğneyerek seçimlere müdahil ve AKP’den yana taraf olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ikincisi ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bir CHP yöneticisi “biz başarılı olduk” diyorsa onun sadece niteliklerinden değil etik ve ahlaki değerlerinden de şüphe edilir. Bu seçim sonuçlarından sonra Sn. Kılıçdaroğlu derhal istifa etmelidir. Mayıs 2010’dan beri CHP’nin başındadır ve gösterdiği performans ortadadır. Ayrıca bu başarısızlık CHP’nin kurucu ekseninin kaydırılmasına, oy avcılığı için siyasi ilkesizlik yapılmasına ve Atatürk’e düşmanca bakan çevrelere şirinlik gösterilmesine rağmen elde edilmiştir.  “Kılıçdaroğlu istifa eder mi?” Derseniz, kesinlikle hayır derim. Bunu düşünse bile en başta yakın çevresi bunu asla istemez.

 

Seçimlerin görünürde iki kazananı var. Birincisi HDP, ikincisi MHP’dir. Seçimlerin gerçek kazananı ise Türkiye Cumhuriyeti’ni BOP’a ( Büyük Ortadoğu Projesi) yönelik olarak dönüştürmeye ve başkalaştırmaya çalışan ABD’dedir. HDP’yi parti olarak seçimlere sokma kararının arkasında yine ABD var! Bu kararı verdirenler her türlü imkanlarını kullanarak desteği de verdiler. HDP barajı geçemeseydi “B Planı”  devreye sokulacaktı. Bu plan ayaklanmayı ve büyük şehirleri teröre boğmayı içermekteydi!

Terminal safhasına gelindi!

Emperyalizmin seçimler öncesi planı Tayyip Erdoğan’ın gücünü azaltmak, onun için başkanlık sisteminin önünü kesmek, seçimler sonrası Türkiye için koalisyonlar dönemini açmaktı. Buna üç nedenle ihtiyaç duyuluyordu;

1.Türkiye için emperyal planların realizasyonu terminal safhasına gelmişti. Türkiye Cumhuriyeti’ne nihai darbe vurulacaktı. Güçlü Erdoğan’la ve güçlü AKP iktidarı ile bugüne kadar verdikleri tavizlere rağmen son vuruş gerçekleştirilemezdi. Koalisyonlar ve istikrarsızlık dönemi gerekliydi.

2. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ideolojisinin yok edileceği bu safhada bu ideolojinin mümessili olan CHP’nin suça ortak edilmesine ihtiyaç vardı.

3.Önemli müttefik olan ve Erdoğan’ın ipini çekmek için kullandıkları Cemaat’e yönelik tasfiye operasyonunun durdurulması gerekliydi.

 

 

Emperyalizmin tercihi

CHP, tüm oportünist siyasetine karşın oyununu arttıramıyordu. Dördüncü bir parti meclise sokulamaz ise Erdoğan’nın gücü budanamaz ve arzu edilen koalisyonlar döneminin önü açılamazdı. Nasıl olsa Milliciler birleşemiyor dördüncü parti olarak Meclis’e girecek özveriyi ve feraseti gösteremiyorlardı. ABD devreye girdi, HDP’yi özendirdi, yönlendirdi, destekledi, operasyon yaptı ve Erdoğan’ın her geçen gün daha fazla otoriterliğe ve tek adamlığa giden baskıcı davranışlarından bunalan halkın bir bölümünü “squeeze”a getirdi. Briç oynayanlar bilir squeeze (skuiz) Türkçesi ile sıkıştırma rakibi istemediği halde değerli kağıtlarını veya kozlarını atmaya mecbur bırakmaktır. HDP etnik milliyetçilik yapmasına ve Türkiye’nin kurucu ideolojisine düşmanlığına rağmen Erdoğan korkusu bu partinin desteklenmesine ve en az yüzde 5 oy fazla almasına neden olmuştur.

 

Erdoğan’ın tercihi milletvekili transferleri ile tek başına AKP hükümetinin kurulmasıdır. Bu olmaz ise erken genel seçimi dayatmaktır. Erdoğan ve AKP’nin yönetim kadroları için AKP’siz bir hükümet asla düşünülemez. Emperyalizmin tercihi ise AKP-CHP koalisyonudur malum nedenlerle.

 

Saygılar sunarım.