Geçtiğimiz günlerde 4 günlük bir inceleme gezisi için Doğu Anadolu bölgemize gittim. Erzincan’dan başladık Kemah, İliç, Kemaliye, Arapgir, Keban, Pertek, Tunceli, Ovacık, Kovancılar, Palu, Elazığ ve Harput ile tamamladık.

 

Yanımda bölgeyi tanıyan ve bölgenin insanı olan iki arkadaşım vardı. Onların rehberliği her türlü takdirin üzerindedir. Bu gezi benim için aynı zamanda şimdiye kadar yaşadıklarımla kıyaslanmayacak kadar iyi bir tatil oldu. Gerçekten ülkemizin her köşesi bir cennet! Ama bunu cehenneme çevirmek de bizim elimizde.

 

Gittiğimiz yerlerde hem o bölgenin tarihi ve turistik yerlerini görmeye çalıştık hem de bölge halkı ile iletişim kurarak onların görüşlerinden ve değerlendirmelerinden faydalandık. Genelde kimliğimizi açık olarak deklere etmemeye çalıştık. 

 

Orada bir köy var uzakta

 

Bunun en büyük nedeni konuştuğumuz insanların kişisel görüşlerini öğrenmekti. Çünkü özellikle terörün yoğun yaşandığı bölgeler başta olmak üzere yaşanan travma nedeniyle insanlar konuştukları kişinin kimliğine, neyi temsil ettiğine ve nereden geldiğine göre farklı farklı görüş verebiliyorlar. Hatta çoğunlukla da bu böyle oluyor. Tabi ki resmi görüşte ikiye ayrılıyor. Bu kimi zaman bölücü örgütün, kimi zaman da devletin görüşü oluyor. Yani gelen neyi duymak istiyorsa verilen görüşte ona göre oluyor.

 

Bir gece de kaldığımız Kemaliye harika bir yer. Kemaliye’ye gelirken yapımına 130 yıl önce dağlardan ip bağlı sepetlerle inilerek kazılan “Taşyol”dan geldik. İçinden geçtiğimiz kanyon dehşet vahşilikte ve güzellikte. Mutlaka görmelisiniz!

 

Kemaliye’ye gelmişken Apçağa köyünü görmemek olmazdı. Burası hem Doğu Perinçek’in memleketiydi, hem de Ahmet Kutsi Tecer “Orada bir köy var uzakta” adlı şiirini bu köy için yazmıştı. Köyün kartal yuvası konumundaki Kayabaşı mevkiine çıktık ve oradan harika manzarayı doya doya izledik.

 

 

Munzur

Doğu Anadolu’da gittiğimiz her yerde dikkatimizi çeken bir husus da TOKİ’nin vurduğu izlerdi. Mutlaka konut açığının giderilmesi açısında bazı hizmetler yapmıştır. Ama her yerde doğayı, yerleşim bölgelerini ve çevreyi tahrip etmiş ve çirkinleştirmiş. Buna mutlaka dur denmeli!

 

Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle dolaştığımız yerlerde halkın nabzını tutmaya çalıştık ve gözlemler yaptık. Tunceli ve Ovacık hariç gittiğimiz her yerden Erdoğan ezici bir çoğunlukla çıkar. Örneğin Elazığ’dan Erdoğan’a verilecek oy yüzde 80’leri zorlayabilir. Ekmeleddin’in adını bilen, duyan, gören ve telaffuz eden yok. Ekmeleddin için çalışanı ve kampanya yürüteni de görmedim. CHP seçmeninde çok, MHP seçmenin de ise nispeten daha az olmakla birlikte Ekmeleddin’in aday yapılması huzursuzluk ve memnuniyetsizlik yaratmış. 

 

Tunceli’den Ovacık’a karayolu ile intikal ettik. Munzur suyu kıyısını takip eden yol zor bir coğrafyadan geçiyor ama tabiat çok güzel. Zaman zaman durup Munzur’un serin ve hızla akan suyunda yüzdük.  Çoktandır asker ve polis bu yolu kullanmıyormuş. Lojistik ikmaller dahil intikaller havadan helikopterlerle yapılıyormuş. Ovacık kaymakamı bile kendisi helikopter ile yukardan, makam arabasını Elazığ plakalı olarak aşağıdan, bu yoldan gönderiyormuş.

 

Amerikalılar var

 

Ovacık, Munzur dağlarının arasında gerçekten büyük bir ova. Bir gece de orada geçirdim. Doğal güzellikleri görülmeye değer. Fakat terör turizmi engelliyor. Bölge halkı aydın, çoğunlukla okumuş ve öğretim almış. Fakat yaşanan uzun süreli terör nedeniyle travmalı.

 

Tunceli’de ve Ovacık’ta konuştuğum insanlar Ekmeleddin’in aday gösterilmesinden çok hoşnutsuz. “ Biz ona asla oy vermeyiz “ diyorlar. Seçeneksizlik nedeniyle bölge insanının Selahattin Demirtaş’a yöneleceği gözüküyor. Kemal Kılıçdaroğlu daha hemşerilerini bile ikna edememiş!

 

Ovacık’ta maden arama bahanesi ile dolaşan Amerikalılar var. Sizce bunla neyin peşindeler? Gelecek cumartesi gezi anılarımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.

 

Bayramınızı kutlar saygılar sunarım