Uzun zamandır beklediğimiz Noel ve Yılbaşı tatilimiz sona erdi. Siz bu yazıyı okurken bende Londra’ya geri dönmüş olacağım.

Bizim seyahatimiz Londra'dan Zürih’e başladı. Hava beklediğimizden çok daha iyi olması haricinde Noel tatilinde Zürih fazla bir şey vadetmiyor hemen belirteyim. İyi bir seçim olmadığını sonradan yaşayarak öğrendik ama ayın 29 una kadar evi kiralamıştık. Mecburen kalmak zorunda kaldık. Oradan başkente geçelim bari dedik Gotik binalar falan ilgimizi çeker.

Otobüs biletlerimizde aldık bu sefer kalacak yer yok çok geç kalmışız demek ki bizden başka gotik severler de var. Neyse biletlerimizi yakıp Basel'e geçelim bari orası merkezi bir yer, kesin merkezde güzel bir yer buluruz diye düşündük nasıl bir hataya düşükse. Şans bu ki orada da kalacak yer yok. Neyse ki yıllardır Basel'de yaşayan arkadaşım Hacer bize evini açtı. Canım arkadaşım kendisi doğum günü ve Yılbaşı nedeniyle kızında kalıyordu zaten. Basel gerçekten çok ilginç bir şehir. Gitmediyseniz tavsiye ederim.

Bir şehirde 3 ayrı ruh var. Hacer alışverişe bisikletle Almanya gittiğini söylediğinde çok garip gelmişti espri gibi ama gerçekten öyle. İsviçre’de o kadar pahalı ki insanlar ekmek almak için falan ülke değiştiriyor. Şehir üç ülkenin kesiştiği yerde Ren ismi verilmiş kocaman bir alışveriş merkezi var. Almanya Fransa ve İsviçreliler alışverişe geliyorlar. Fiyatlar Euro ve ucuz.

Kaç gündür Frank krizine giren ben Ren alışveriş merkezinde ki Dünya kebapta lahmacunun dibine vurdum öyle çok ucuz sanmayın tanesi 7 Euro ama İsviçre’de birkaç gün geçirince bana çok ucuz geldi Daha önce Panama-Costa Rika sınırında mecburi olarak 1 gece kalmak zorunda kalmıştım orda da otelimin ön kapısı Panama arka kapısı Costa Rikaydı ve arada bir saat fark vardı ama üç ülkenin birleştiği sınırda ilk defa bulundum Vodafonunda iyice kafası karıştı adim attıkça mesaj geliyor.

Almanya’ya hoş geldiniz. İki adım sonra Fransa'ya hoşgeldiniz, sağa dönüyorsun İsviçre’ye hoş geldiniz. Yine ilginç anılarımdan biri annemle kamerayla konuşuyoruz annem neredesin diye sorunca Almanya’dan İsviçre’ye dogru yürüyorum diyince annemde şaşırdı haliyle surat ifadesi çok hoştu.

Sonrasında yılbaşına daha eğlenceli ve ucuz bir şehirde girelim dedik ve Strazburg’a geçmeye karar verdik zaten çok yakın ne pasaport kontrol var ne bişey.

Strazburg gercekten çok dogru bir seçimdi. Özellikle kaldığımız ikinci ev Ortaçağ’dan kalma tarihi bir duplex evdi. Noel zamanı yapılan saldırıdan dolayı yılbaşı ruhu çok yoktu. Saldırı sırasında hayatını yitirenler için çiçekler, mumlar. yazılar, fotolar konmuştu saldırının gerçekleştiği yerlere.

Saat 12 ‘de meydanda toplanan kalabalık fazla coşkulu değildi. Ķüçük çapta havaii fişek gösterisi vardı ama çok azdı ki buda gayet normal terör saldırısından yeni çıkmış bir şehirdeydik sonuçta fazlada beklentimiz yoktu. Basel’deyken günübirlik Mulhouse'a gitmiştik. Strazburg’tan da Colmar'a geçtik 2 gecede orda kaldık. İkiside mutlaka gezilip görülmesi gereken şirin ve küçük kasabalardan ileriki yazılarımda onlardan da bahsedeceğim.

Haftaya görüşmek üzere kendinize iyi bakın.