İster istemez siyaset yazmayayım diye kendi kendime karar veriyorum. Ama yurdumuzda ve memleketimizde olanlara bakınca duramıyoruz işte. Doğru bildiklerimizi yazmaya söylemeye çalışıyoruz. Bu sadece benim değil benim gibi düşünen milyonların fikri gibi geliyor bana. Çünkü bizlerde bu ülkede yaşıyoruz. Bu ülkede öleceğiz.

Yıllardır ülkemizde üniversiteye giriş sınavları yapılır. Sınav sonunda kimin puanı hangi üniversitenin puan durumuna göre kabul koşullarına uyarsa oraya yerleştirilir. Ama son yıllarda öyle olmuyor işte. Ansızın sınav sorularının çalındığını söylendiğini unuttunuz mu?

Belirli yerlere puanla değil hırsızlıkla, başkalarının hakkını yiyerek kayıtlarının yapıldığınıdamı unuttunuz?

Bu yılda bir skandal daha. Puanlar hesaplanırken hata yapılmış. Binlerce öğrenci ve aile neye uğradıklarına şaşırdılar. Allah allah bu nasıliştir kardeşim. Orada görev yapanlar ne işyapıyorlar?İşi ehline vermezsen olacağı budur işte.

Görevi gereği bir makamda ya da kurumda çalışan kişilerin beni kandırmışlar demeye hakkı var mıdır? Böyle bir şey olabiliyor ülkemizde. İşte görevde liyakat dediğimiz, bağırıp yırtındığımız şeyde budur işte. İşi ehline vermezsen kandırılırda, hatalar zinciride oluşur.

Yazık arkadaşlar ne günlere kaldık.

İnsan gerçekten üzülüyor olan bitene.

Sonrada neden hep eleştiriyorsunuz diyorlar?Peki bu durumda ne yapılır?

Kız çocuklarının eline pankart vermişler ne yazıyor biliyormusunuz? Baba beni okuldan al, öbür dünyada okulda öğrendiklerimiz sormayacaklar diyor.

Geldiğimiz noktada tam bu işte.Siz okumayın, öğrenmeyin, araştırıp sorgulamayın.

Birileri söyler sizde onu aynen yaparsınız durum bu işte.

Peki okumadan, yazmadan tarikatlarda yapılanlaramı inanacağız? Bizim dinimizde, kitabımızda tarikat diye birşey varmı ? Bu gibi yerlerde olanlarıdamı görmüyorsunuz?

Buralar bilim ilim yuvalarımı?

Yoksa insanları köleleştiren bilim, medeniyet, çağdaşlık karşıtlıkları değide nedir?

Bu günlerde moda gene dinimizi istismar etme.

Kurbanlarınızı bize veriniz: Biz afrikadaki müslümanlara yardım edeceğiz.Önce kendi fakirlerimizi doyurmalıyız değil mi?

Hani komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildi?Öyle birkarış sakal bırakarak, fes giyerek müslüman olunmuyor kardeşler. Önce için ve dışın temiz olacak. Günlerdir yıkanmadan camiye gelmeyeceksin. Kendin, kalbin ve giysilerin temiz olacak aynen yüreğinin temiz olması gibi. Fetva vermeye gerek yok .

Okuyun Kuranı Kerimi. Orada yazılanlara uyunuz yeter. Arapca ne okuduğunu anlamadan müslüman olunduğunu sanmayınız. Oku ilk emir değil mi?

Okuduğunu anla ve anlat demiyor mu?

Çocukları camiler doldurarak bu kutsal mekanları oyun alanı yapmanın dinimizle ne ilgisi var?

Çocuk eğitimi başlı başına bir bilim dalıdır.

Günde bikaç saat çalışarak ayda 4000 TL almakla yetinenle çocuk eğitimi veremez. Olmaz.

Çocukların çalışma, eğlenme , dinlenme zamanları ve saatları vardır.

Yani fetva vermeme gerek yok işi ehline verelim. Ne yaptığımızı, neden yaptığımız bilelim yeter. Hepinize sağlıklar dilerim.å