Siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama ben 1969 yılında aslında hiç aya gidilmediğini inananlardandım. Bunun en büyük nedeni ise o zamanki teknolojinin aya insan çıkarmak için yeterli olmayacağıydı. Johnson Uzay Merkezinde geçirdiğim bir gün bana olaya ne kadar ön yargılı baktığımı farkettirdi. The Telegraph'a göre aya çıkma 20. yüzyılın en büyük palavrasımı?


Geçen hafta bahsettiğim gibi bütün bir gün ayırmak gerekiyor NASA ziyareti için. Içinde kafeteryasıda var, her şey düşünülmüş. Bütün mesele gezmeye nerden başlamaya karar vermekte. Hani pastaneye girersin karar veremezsin bütün pastaları almak istersin ya öyle bir duygu. Astronot Galerisi en çok dikkatimi çeken oldu. Astronotların neler yedikleri, minnacık klozetleri gibi detaylar. Ben her zaman astronotların tokluk hapı içtiklerini, yemek yada tuvalet ihtiyaçları olmadıklarını sanırdım. Ton balığı kutularını görünce şaşırmadım desem yalan olur. Uzaydan gelen taşları görmek hatta dokunmak da harika bir duyguydu. Siyah renkte, pürüzsüz ve kaygan bir yüzeyi var. Tren turuna katılıp 83 merdiven çıkıp Tarihi Misyon Kontrol Odasında   1969 yılına tekrar geri döndük. Saniyesi saniyesine neler olduğunu yaşattılar bize. Orijinal bilgisayarlar hala orada. Oda o kadar küçük ki nasıl yani o koca uzay gemisi bu minicik odadan bu külüstür bilgisayarlardanmı yönetildi diye hayrete düşüyorsun. Odadan çıkarken o kadar mutluydum ki demek hersey gerçekti bize bunca yıl yalan söylenmedi. Aya gerçekten çıkıldı.


Başka bir trene binip Saturn V roketinin sergilendiği bölüme geldik. En güçlü roket olup, 36 katlı bir binanın yüksekliğindeymiş. Uzaya fırlatılmış bir rokete bu kadar yakin olmak inanılmaz heyecanlandırıcı. Önemli bir detay daha; Hayatını kaybeden astronotların isimlerini ağaçlara vermişler ve önlerine plaket dikmişler. Çok anlamlı ve duygu yüklüydü. En son nokta ise orjinal ve tarihi NASA 905 mekik taşıyıcı uçağının üstünde bulunan Independence mekiginin içine girip havasını solumak oldu.
NASA'dan ayrılırken dedim ki "Sevgili NASA senin için küçük ama Arzu için büyük bir adım"

Haftaya görüşmek üzere