Geçen hafta sonu gazetemiz yazarlarından İlkgül Karaca ile Avusturya’nın en sevdiğim şehirlerinden Innsbruck'ta buluştuk. İlkgül'ün un uçağı saat 10 da ineceği için benim gece yolculuğu yapmam gerekiyordu yoksa Milano Innsbruck arası trenle 5 saat kadar. Gece trende uykuya dalıp, kendimi Almanya'da bulmam, kredi kartımı kahve alırken makinede unutmam gibi  küçük aksiliklerle karşılaşsam da hafta sonu kaçamağımız unutulmazlar arasına girdi.

 

Hatırlarsanız sizlere daha önce İnnsbruk’u  yazmıştım. Avusturya’nın batısındaki Tirol bölgesinin başkenti olan Innsbruck her ne kadar kayak merkezleri ve kış turizmi ile ünlü olsa da son zamanlarda yeme, içme, alışveriş ve gece hayatı sevenleri içinde gidilecek şehirler arasındaki yerini alıyor.

Aralık ayı demek benim için Innsbruck demek.  Alp dağlarının havası soğuk ama kendi sımsıcak olan büyüleyici şehrinde İnn nehri üzerinde kurulan  Noel marketlerinde sıcak şarap içmenin çok özel bir yeri var. Innsbruck’ta yaşayan çok sevdiğim bir arkadaşım var Mari. Yıllar önce evlenip Innsbruck yakinlarina yerleşmiş ama renkli kişiliğinden hiç birşey kaybetmemiş. Mari'nin birde  dünya tatlısı ablası var  Ewa. Ewa aslında Almanyada yaşıyor ama bizim gideceğinizi duyunca maceralı bir yolculuğa atlayıp geldi. Oda bizim gibi çılgın hatunlardan biri diyelim kısaca.

 

 

 

Innsbruck, Viyana gibi aristokrat bir şehir değil ama önemli sayıda öğrenci yaşıyor. İtalya'ya yakınlığı nedeniyle çok sayıda İtalyan turist var. Otobüs şoföründen tutunda istasyon görevlisine kadar bir çok Türk le karşılaştık belki de hiç Almanca konuşmadan yaşayabileceğimiz şehirlerden biri.

Gerçeği söylemek gerekirse şehri bilen biriyle gezmek harika bir şey. Harita okuma, toplu taşıma bekleme derdi yok, gideceğin yerlerin tarihçesi için Google yapma derdi yok. 

Mari bana sürpriz yapıp şimdiye kadar tattigim en güzel Apple Strudel'i özel sipariş etmiş hemde hem orijinali hemde kremalısından. Capuccino'nun daha yumuşak içimlisi olan meşhur Viyana kahvesi olan Wiener Melange bile sırf Avusturya'ya gitmek için neden olabilir.  

 

 

Swarowski'nin bir parkı ve müzesi olduğunu biliyor muydunuz. Sevenleri için belirteyim Müzesine 19 Euroya girip isterseniz alış verişte yapabilirsiniz. Yada bahçesinde bil fotoğraf çektirip temiz havayı içinize soluyabilirsiniz. Muhteşem havuzu görmeye değer.

Kayak yapmasından çok  hoşlanmayan biri olsam da Alplerin dibine gelip yukarı çıkmadan olmazdı. Zaha Hadid'in dizaynını yaptığı ilginç modeli olan  Hungernurg Finikularınla  şehir merkezinden 20 dakika da kayak merkezine ulaşılabiliyor. Şanssızlık,  bu sene kar görmedik ama biz yine de sıcak şarabımızı içip kendi çapımızda trekking yaptık. Finikulerden dağlara yapılan yolculuk ve tepeden şehrin görünüşü tek kelimeyle eşsiz.

 

Noel kutlamaları ruhuna çoktan girmiş Innsbruck'un caddeleri muhteşem ışıklandırılmış ve bu rengarenk ışıklar barok tarzı mimariye ayrı bir özellik kalmış. Biz skyscanner’den rezerve yaptığımız Alp Otel’de  kaldık ve çok da memnun ayrıldık. Temizliği, dağ manzarası ve çok çeşitli açık büfe kahvaltısı ile kesinlikle önerilir.