Bu ülkede insanlarımızın başına ne geldiyse cehaletten geldi. Doğru dürüst bir eğitim verilmediğinden bu günlere geldik. Kanayan yaralardan biriside eğitim sistemimiz ve bu sistemi dejenere edenlerdir.

Her alanda olduğu gibi eğitimde, siyasilerin burunlarını bu alanada sokmaları, ortalığı karıştırmaları ile bu günlerdeki belirsizlik, kargaşalar ortaya çıkmıştır. Her siyasi iktidarın kendi kafasına göre bizleri yönlendirmeye önce eğitim sistemi ile oynayarak başladı.

Kimin eli kimin cebinde belli olmayan karışıklılar içindeyiz hala. Bu güne kadar Atatürk'ten başka dünyada tanınan değer verilen bir insan yetiştirdik mi?

Cumhuriyetin kurulmasından sonra hatta Osmanlı'dan bu güne ne yaptık? Bir bilim adamı, ilim adamı yetiştirebildik mi?Hatta din alanında bile bir otorite, bir Elmalılı Hamdiler yetiştirebildik mi?

İnsanlarımızın aydınlanmasını, çağdaş bilgilerle donanarak dünyaca ünlü başarılar elde etmesini kimler ne şekilde engelledi bilip bilmeyerek.

Köy Enstitüleri adı geçince, bir yerlerde bu eğitim yuvaları hakkında birşeyler görünce, okuyup izleyince burnumun direği sızlıyor dostlar. Elim ayağım birbirine dolaşıyor. Bu okulların açılmasında emeği olanları ölenlere rahmetle, sağ olanlarıda hürmetle anıyor ellerinden öpüyorum.

Köylerden dünyadan bi haber köy çocuklarını seçip alarak gene hep kendileri gibi diğer çocuklarla beraber köylerde kendi kurdukları, binalarını kendilerinin yaptıkları, hatta yiyeceklerini kendilerini yetıştirdikleri  bu adına Köy Enstitüsü denilen eğitim yuvalarına aldılar. Onlara elini, yüzünü yıkamayı, diş fırçalama gibi hiç yapmadıkları, bilmedikleri davranışları kazandırdılar.

Birlikte yaşamayı, paylaşmayı, bölüşmeyi, karşılıklı sevgi ve saygıyı öğrettiler bu yuvalarda, 30'lu 40'lı yıllarda hangi köyde hamam vardı? Hangi evde çatal bıçak kullanarak ayrı tabaklardan yemek yenirdi?

Hangi köydeki çocukların ayakkabısı vardı. Takım elbisenin ne olduğunu bilen varmıydı? Ben bu okulların son mezunlarından birisiyim ve gurur duyuyorum. Bize bilmediğimiz şeyleri öğrettikleri gibi davranışlarımızıda olumlu yönde gelişmesini sağladılar.

Duvar örmeyi, ilkyardım anında neler yapacağımızı. Nasıl  can kurtarmaya yardım edeceğimizi öğrettiler. İnsanları, hayvanları, çevreyi doğayı sevmeyi ve korumayı öğrettiler. Bu okullarda kendi kendimize problemlerimizi çözebilmeyi, başkalarına ve kendimize devletin kurumlarına muracaat edebilmeyi, dilekçe yazabilmeyi öğrettiler. Yasaları ve ondan yararlanmayı, haklarımızı öğrettiler. Hiçbir zaman söyledikleri gibi kominist okulları değil, köy çocuklarının aydınlanmasını ve gittikleri yerlere aydınlık götürmelerini öğrettiler.

 

Her zaman olduğu gibi egemen güçlerin işine gelmedi bu kırsalın aydınlatılması.Olmadık yıpratma, iftira ve itibarsızlaştıma çabaları sonucu bu ilim ve bilim yuvalarını kapattırdılar. İşte bu günlere gelmemizin yegane sebebi bunlardır.

 

 Yapılacak iş, senin benim değil bizim çocuklarımızın, gençlerimizin eğitimi olmalıdır. Bunun için mesleki formasyonla donatılmış, çağdaş kafalı öğretmenler, eğitimciler yetiştirmeliyiz.Yetiştirilen bu öğretmenlerin işlerini yasa ve yönetmeliklere göre doğru bir şekilde yapmalarına yardımcı olmalıyız.

Unutmayın geleceğimiz ve çocuklarımızın geleceği buna bağlı.