Özellikle Anadolu Partisi’nin kurucularından biri olmam nedeniyle tarafıma her türlü yolla gönderilen mesajlarda anormal derecede artış oldu. Eskiden gelen mesajlara yetişmekte güçlük çekerdim şimdi ise tek tek yanıtlamak imkanlarımın dışına çıktı. Sanırım önümüzdeki günlerde bu konuyu çözebilecek bazı tedbirleri alabileceğiz.

Beğeni ve destek mesajlarınız için çok teşekkür ederim. Ama eleştiri mesajları da aldığımı bilmenizi isterim. Müsaadenizle bugün bunlara toplu olarak yanıt vermeye çalışacağım.

En fazla muhatap olduğum soru “Niçin CHP’den ayrıldın, niye CHP’de kalıp mücadeleye devam etmedin?” Aslında bu konuyu çok yazdım ama demek ki, kendimi iyi anlatamamışım.

Ben CHP’den ayrılmadım. Üç kuşakta beri CHP’li olan, yaşamı boyunca Ecevit hariç CHP’den başkasına oy vermemiş biriyim ve 6 Ok’ta somutlaşan ilkelere iliklerine kadar bağlıyım. Dört yıl önce istifa edince başka teklifler olmasına rağmen hiç düşünmeden CHP’ye katıldım. CHP’nin tabanıyla da bir sorunum yok. Sorun emperyal operasyonla CHP’nin başına getirilen Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarıdır.

İhanet şebekesi!

Benim istifa ettiğim ve ayrıldığım yer dönüştürülerek beş aşağı beş yukarı HDP ile aynı çizgiye gelen ve YCHP haline getirilen ihanet şebekesidir. Bugün YCHP’nin yönetimine Atatürk düşmanları, Cumhuriyetimizin kurucu ideolojisi ile barışık olmayanlar, ajanlar, rantçılar, emperyalizmin işbirlikçileri, F Tipi Örgütün unsurları ve “açılımcılar” egemendir. 

İhanet lafı ağır gelebilir. YCHP’ye iftira ediyorsunuz da denebilir. İftirayı sözlükler asılsız isnatta bulunmak, birisinin yapmadığı bir şeyi yapmış gibi yaptığı bir şeyi yapmamış gibi göstermektir diyor. Elinizi vicdanınıza koyun yukarıda YCHP için söylediklerimiz iftira mıdır, yoksa arkasında kapı gibi kanıtları olan suçlamalar mıdır?

Biliyoruz ki, Ergenekon ve Balyoz gibi gayri hukuku davaların arkasında AKP iktidarından aldıkları destekle F Tipi Örgütün yargıda, poliste ve TSK’da yuvalan uzantıları vardı. Onlar askerimizi arkadan hançerledi! Şimdi bu örgüt yayın organlarında YCHP’ye destek veriyor, YCHP’de onlara! Niçin?

Şahsımıza yönlendirilen ikinci büyük eleştiri konusu ise “Niye Milli Merkez’den ayrıldın ve Anadolu Partisi’nin kurucusu oldun?” şeklindeydi. 

Niçin Milli Merkez’den ayrıldım?

Bu köşeyi takip edenler bilirler uzun zamandır Türkiye’nin adım adım bölünmeye, parçalanmaya, iç savaşa ve Ortaçağ karanlığına doğru sürüklendiğini, bu süreci kolaylaştırmak ve önünü açmak için CHP’ye operasyon yapıldığını yazdık. Aynı görüşleri istikrarlı bir biçimde Milli Merkez’de de dile getirdik ve savunduk. Ayrıca kötüye giden bu süreci durdurmak için yeni bir siyasi harekete ihtiyaç olduğunu yazdık ve anlattık.

Milli Merkez’in en çok dolaşan (55 bin km) ve en çok konuşan (212 konferans ve panel) bir üyesi olarak yerinde gördüm ki, halk sağı, solu ve merkezi birleştiren yurtsever ve millici yeni bir siyasi parti istiyordu. “Allah kahretsin” diyerek oy vermek istemiyordu. Artık vermeyeceğini, sandığa tıpış tıpış gitmeyeceğini Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde göstermişti.

Milli Merkez bir türlü partileşemiyor veya partileşmek istemiyordu. Tam 1,5 yıl önce neredeyse 2,500 kişinin katıldığı Milli Merkez’in İzmir Kurultayı’nda yaptığım konuşma sırasında partileşme fikrini anlattım ve katılımcıların onayına sundum. Salonun ezici oy birliği partileşmeye evet dedi. Kamuoyu yoklamaları da en büyük partinin partisizlerin partisi olduğunu söylüyordu. Ama biz bu ihtiyaca cevap vermiyorduk.

Odatv 27 Haziran 2013’de İzmir Kurultayı’nın haberini yapmış ve “Emekli Amiral Türker Ertürk, hareketin siyasallaşmasını yani partileşmesini istediğini çok net bir dille anlattı. Ancak anlıyoruz ki, başta Cindoruk olmak üzere hareketin diğer ağır toplarının amacı bu değil” demiş.

Cumartesi günü kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Saygılar sunarım.