Hastanenin önünde incir ağacı da kalmadı  artık.

Hastahalerin önünde araç ve insan selinden geçilmiyor.

Ne araba park edecek yer ne de insanca oturacak bir mekanda yok.

İnsan sağlığı ve hijyen açısından bakıldığında, hastanelerde oturduğun yere hangi hastalıklı insan dokunduğunu bilemiyorsun.

 Sanada o hastalık bulaşır mı? Röntgen çekilen yerleri hep görmüşsünüzdür.

İnsanlar yani hastalar o kadar kalabalık ki o aletler ne zaman ve nasıl steril ediliyor?

Ya da ediliyor mu?

Yoksa kim kime dum duma mı?

Güç bela muayene sırası aldınız beklemektesiniz. İnsanların dramlarıyla karşı karşıyasınız. Öyle hikayeler anlatıyorlar ki yürekler burkuluyor da öyle kalakalıyorsunuz.

O hastahane bu hastahane, o doktor bu doktor gezenler. Derdine çare bulamayanlar. Parasızlıktan ya da sosyal güvencesi olmadığı için çeke çeke ölenler mi dersin. Kendi hastalığını, derdini unutuyorda insan onlara yardım etmeye çalışıyor. Bizim insanımız lokmasını bölerek, paylaşarak yarı aç, yarı tok gezmeye alışmıştır. Komşusu aç ilken kendisi tok yatmaz. Bizim geleneklerimizde, dinimizin emirlerinin gereğidir bu.

Ama şimdi öyle değil.

Birileri kendi çıkarları uğruna bizim dinimizi, inancımızı da elimizden alıyor.

Sadece kendine ve kendisi müslüman olarak görünenler bizim gibi çıkarsız, Allah rızası için, dinimizin, kitabımızın gereğı ibadetlerini yapmaya çalışanlara demedik laf bırakmıyorlar.

Çalmadık kara bırakmıyorlar da ona yanıyorum.

Dedim ya hastahane önünde incir ağaçlarıda kalmadı.

İyi kötü sürünerekte olsa o incir ağacının dibine gelip derdini ona anlatanlar tarafından yakılan türküler caresizliği, anlatır bizlere.

Birgün hepimizin başına gelebilecek olan olayları türkülere, şarkılara, ağıtlara dökerek anlatmaya çalışırız biz.

Bu fakir, gariban insanlarımızın, çaresizliklerini, yoksulluğunu kullanarak onların duygularını sömürenlere hakkımı helal edemiyorum.

Yaşanan dramların en önemlilerindendir hastahane önleri.

Hastahane kapıları.

O soğuk, rutubetli ölüm kokan hastahane odaları.

Allah kimseyi düşürmesin.

Ayrıca eksikte etmesin.

 

"Hastane önünde incir ağacı

Doktor bulamadı bana ilacı

Baştabip geliyor zehirden acı

Garip kaldım yüreğime derdolur

Ellerin vatanı bana yurtolur."


Kim tarafından ne gibi duygularla üretilmiş olan ve beğenilmesini, söylenmesini yitirmeyen bir türküdür bu. Her insan başından geçenleri bu türküyü dinlerken, söylerken hatıralarında o günler, geçmeyen geceleri anımsar.

Tüm insanlığa bol sağlık dileklerimle.