Bilim insanları bu soruya yanıt arıyor. Bugünkü yazımız kafalardaki soru işaretlerine de yanıt niteliğinde buyurun

Her şeyin bir ömrü var. Dünyamızın da güneşin de.Çoğumuzun kafasındaki soru şu:“Güneş bir gün yok olacak, o zaman ne olacak?”Bilim insanları bu soruya yanıt arıyor. Bugünkü yazımız kafalardaki soru işaretlerine de yanıt niteliğinde buyurun:“Dünya’yı 4 milyar yıldan uzun süredir aydınlatan sarı cüce yıldız Güneş’ten daha antik, daha değişmez bir şey var mı?Fakat yıldızımız da günün birinde gidecek. Hatta bilim insanları, o zaman geldiğinde neler olacağından gayet emin.

Güneş, son derece sıcak hidrojen atomlarını çekirdeğinde kaynaştırarak veya birleştirerek enerji kazanıyor. Bu sayede helyum ve bir sürü enerji ortaya çıkıyor. Fakat gün gelecek, tıpkı kurmalı bir oyuncağın yavaşlayıp durması gibi Güneş’in çekirdeğindeki hidrojen de tükenecek. Bu olay (yaklaşık 5 milyar yıl içinde) gerçekleştiğinde, Güneş’in artık yeni bir enerji kaynağı bulması gerekecek.

Bir sonraki parçalı güneş tutulması ise 25 Ekim'de meydana gelecek

Bu durum ilk başta sorun olmayacak. Hidrojen kaynaşımı, günümüzde Güneş çekirdeğinin kendine baskı yapan dış katmanlara karşı koymasını da sağlıyor. Çekirdek artık dayanamadığında ise bu dış katmanlardaki hidrojen içe doğru akın edip ısınacak ve Güneş’e yakması için daha fazla yakıt sağlayacak. Görünürde her şey iyi gidecek.

Fakat bunun bir bedeli olacak. Yaşanan bu olayların yan etkileri, Güneş’in kızıllaşmasına, soğumasına ve şimdiki boyutunun yüz katından fazla şişmesine yol açacak. Güneş Merkür’ün, Venüs’ün ve hatta Dünya’nın yörüngesine girecek kadar büyüyecek. Tıpkı gökyüzünde görebildiğimiz Arcturus veya Aldebaran yıldızları gibi kırmızı bir deve dönüşecek.

Tüm bu olanlar sayesinde hidrojen, Güneş’e bir milyar yıl daha kazandıracak. Fakat hidrojen de bittiği zaman, Güneş sıradaki şeye başvuracak: Bunca zamandır ürettiği helyuma.

Güneş helyum kaynaştırmaya başladığında normale dönüyor gibi görünecek. Helyum, çekirdekten kalan enkazın bir kısmını eski haline döndürecek. Kabaran yıldızımız ise boyutunun büyük bir bölümünü kaybedecek. Gökbilimciler bu olaya helyum parlaması adını veriyor. Fakat önemli bir nokta var: Bu parlama, Güneş’in mükemmel derecede iyi olan helyumunun neredeyse onda birini dakikalar içinde tüketecek.

Giderek yaşlanan Güneş, sonraları hayati bir sorunla karşı karşıya kalacak: Helyum, yakıt olarak hidrojene denk değil. Hidrojen  kadar verimli kaynaşmayan helyum, karbon ve oksijen ortaya çıkarıyor. Bu elementlerin de kaynaşması mümkün ancak çok daha zor ve verimsiz.

Jet Propulsion Laboratuvarı'ndaki görev kontrol merkezi geçen hafta Mars'taki keşif helikopteri Ingenutiy'le iletişimi kaybetti

Geriye kalan helyum, Güneş’e sadece 100 milyon yıl kadar zaman kazandıracak.

Güneş artık helyum kaynaştıramadığında, başka bir zor döneme girecek. Yeniden kabaracak ve kullanabileceği ne kadar hidrojen veya helyum varsa kaynaştırmaya çalışacak. Çekirdek çökmeye başladığında, yıldızın dış halkası çok daha uzağa; belki de asteroit kuşağının ötesine uzanabilir.

Bu durum çok uzun sürmeyecek. Güneş, sonunda tüm dış katmanlarından ayrılacak. Komşu yıldız sisteminde yaşayan gözlemciler varsa, parlak bir haleye benzeyen büyüleyici bir gösteriye şahit olabilirler. Tanıdığımız Güneş için ise bu 10.000 yıl, onun ölüm anı demek.

Gezegenler işin içine dahil olmasa bile*, geriye gezegen bulutsusu adı verilen bir çeşit göksel mezar taşı kalacak. (* Tabii bir zamanlar Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün olan gök cisimlerinin koyu renkli ölü kabukları yok olmaktan kurtulmayı başaramazsa.)

Fakat ölüm, Güneş için bir son olmayacak. Kütlesinin yaklaşık yarısı kaybolacak olsa da, geriye kalanlar bu gezegen bulutsusunun tam ortasında sıkışacak. Bu maddeler, Güneş’in merkezinde yer alan ve Dünya’dan daha büyük olmayan ufak, parlak ve ultra yoğun bir kora dönüşecek. İçin için yanan bu tür kalıntılar, beyaz cüce  yıldız şeklinde adlandırılıyor.

Güneş’in uzun, son ve yalnız hali bu noktadan sonra başlayacak. Trilyonlarca yıl içerisinde; evrenin günümüzdeki yaşından yüzlerce kat daha uzun bir sürede ise o beyaz cüce, (çok ama çok yavaş şekilde) geriye kalan ısısını kaybedip karanlığa bürünecek.”

Yazar: Rahul Rao/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.