Öyle ilk bakışta yaşanan bir aşk hikayesi değil bizimkisi.

Seneler önce tanıştık hatta  koca bir gün geçirdik birlikte.

Havalar mı çok sıcaktı ne bunalttı beni kaçıp gitmek istedim ilk bulduğum trende atlayıp uzaklaştım. Yıllar sonra kader bizi tekrar birleştirdi hiç hesapta yokken plansız programsız geldim bu Avrupa’nın en batısındaki küçük ama şirin şehre. Dar arnavut kaldırımlı sokakları, dik bayırları, tarihi sıcak kanlı halkı zengin mutfağı kendine has çinili fayanslarıyla kaplanmış eski mimari yapısıyla beni benden alan Lizbon

 

 

öyle Avrupa’nın dibinde olmasına aldanmayın yapılacak görülecek çok şey var her taraf tarih kokuyor öylede çok kitapçısı var ki gir içlerine saatlerce kal orda o derece Lizbon şehri için önerilerim 1966 yılında inşa edilen San Fransiskodali Golden Gate in bir küçüğü olan 25 Nisan asma köprüsünden Tejo nehrinin karşı kıyısına geçip Christo Rei ile birlikte fotograf çektirin Rossio meydanında bulunan A GINJINHA isimli her zaman kuyruk bulunan minicik dükkanda meşhur portekiz vişne likörünün mutlaka tadına bakin öyle küçük bardakta olmasına da aldanmayın.... 

 

 

Lizbon’un göbeğinde pembe ye boyanmış bir sokak var Rua Nova do Carvalho etrafı bar restoran ve gece kulüpleri ile kaplı. Amsterdam’ın red light district ide denilebilir. Orda bir bar var ki özellikle çok sevdim ismi Pensao Amor 18. Yüzyıldan kalma bir bina bara dönüştürülmüş ama öyle bildiğimiz sıradan barlardan değil. Içinde seks ürünleri satan bir bolumu kütüphanesi pole dansı kursu bile var. Bir zamanlar özellikle denizcilere hizmet eden hayat kadınlarının saatlik kiraladığı bu bina simdi arka fondan gelen jaz müziği yada dj eşliğinde çalınan müzikle turist akınına uğrayan gözde bir mekan olmuş.

 

 

Pastel de nata'yı hemen hemen her kafede yada pastanede bulacaksınız tad olarak hemen her yerde aynı olsa da doğuş yeri Belem'de daha kremsi bir tat.

Belem en cok turist çeken yerlerden biri en az yarım gününüzü ayırın fotografçılar içinde bir cennet. Belki de dünyanın en melankolik müziği olan fadoyu canlı olarak yaratıldığı şehirde dinleyin geriye dönmeyen denizciler için söylenen ağıtlar sizi başka alemlere götürecek Şehrin göbeği sayılan Rossi tren istasyonundan günlük bilet alarak Carcais'in sokaklarında turlayın deniz ürünlerinden yapılmış  lezzetler deneyin dönüşe Avrupa’nın en bati ucu olan Roca Burnuna gidip okyanus kokusunu içinize çekerek kayalıklardan güneşin batışını seyredin Lizbon seyahatinizin uzun süre hafızalarınızdan çıkmayacağına emin olabilirsiniz

Haftaya görüşmek üzere sevgiler.