Yaşama güçlükleri birbirine eklenerek devam etmektedir. Son yıllarda bilhassa son aylarda geçim koşulları giderek artmaktadır. Sağlık konularında ve güvenliğimiz konularında da endişeler giderek armaktadır. Yani iyi olan, iyiye giden bir şeyi bulmak gittikçe güçleşmektedir. İşsizlik, işten çıkarmalar, iflaslar, kiralık ve satılık taşınmazların boyutu giderek armaktadır. Bu millet Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, onun bilgisi, cesareti ve öngörüleri sayesinde bitmiş tükenmiş milletimiz adeta küllerinden doğarak yeni devletini kurmuştur. Emek yoğun veya sermaye yoğun üretim tercihinden  emeğin ve sermayenin verimliliğini arttıracak şekilde teknoloji yoğun üretim yapabilecek şekilde ve bunun önemini kavramış, uygulamaların  eniyi şekilde başarmış bir dünyanın içinde bizlerde yaşıyoruz. Bunun örneklerini gelişmiş ülkelerdeki çalışmalardan görebiliyoruz. Önümüze  bakarak sorunlarımızı aşabilmemiz gerekiyor. Bunun için eğitim politikalarından dış politikaya, çeşitli açılımlardan tarım ve hayvancılığa, olmadı tutmadı, yanıldık, kandırıldık diyerek haydi sil baştan demek ya da başarısızlığı küçümsemek devlet ciddiyetiyle örtüşmez. Yapılan her yanlış zihnimizi, bedenimizi,istiklalimizi, geleceğimizi esir alıyor. Bu gelişmelerin önüne geçmek için bilimsel, teknolojik ve felsefi olarak dünyanın gelişmiş ülkelerin ulaştığı seviyenin anlamını kavaramamız gerekiyor.

İşte medeniyet dedikleri şey de aslında budur.

 

Nasıl iyi insanlık ,iyi ahlak olmadan iyi dindarlık olamazsa, iyi düşünmeden iyilikleri istemeden barış ve huzur olmaz.

 

Bozulmalar mutlaka düzeltilecektir.

Cumhuriyetin  ulusal egemenliğe  dayalı onun üstünde yükselen  demokrasinin yaşamımızda yer aldığını görüp yaşayacağız.

Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.

Birbirimizi eleştireceğimize, birbirimizi karalayacağımıza  ülkemizi çocuklarımızı, geleceğimizi, ülkemizi kemiren sorunlara birlik ve beraberlik içinde çözümler üreterek bu sorunları aşmalıyız.

Sen ben, bizden ya da biz ve ötekiler diyerek bir yere varılamayacağını hala idrak edemedik. Ülkemizde hükümet ve diğer yetkililer biraz daha örnek olmaya, kullandıkları tümceleri seçerken daha uygar olmaları halkımız arasındaki zıtlılkarı ayrışmaları önlemde büyük katkı sağlayacaktır.

Dış ülkeler bize hep kendi çıkarları doğrultusunda bakmışlardır olaylara.

Politikalarımızı kendi ülkemizin çıkarları doğrultusunda ve alınan karaların insanlarımız ve toprağımızın bütünlüğü esas alınarak yapılamlıdır.Hepinize sağlıklar dilerim.