Itiraf etmem gerekirse ben Akdenizin ülkemize ait cennet kıyılarını çok geç keşfedenlerdenim. Bunun en büyük nedenini Marmara Bölgesi'nde doğup büyümüş olmam ve o zamanlar Pegasus'un daha ticari hayata atılmamış olması olarak görüyorum.

 

 

Şaka bir yana size bu hafta Akdeniz'in en çok sevdigim ve beni tarihiyle büyüleyen bir ilçesinden bahsetmek istiyorum. Bilmem bilir misiniz? Antalya Körfezi´nin batısında Toros dağları eteklerinde Finike ile Kas ilçeleri arasinda Akdeniz'in mavi renkli denizi arasında yer alan Demre. Eğer bahar aylarında giderseniz limon ve portakal çiçeklerinin mis gibi kokuları sizi başka alemlere götürecek, Noel babanın da doğduğu yer olarak bilinen yerde, Noel baba Kilisesi Ortodoksların en çok ziyaret ettikleri yerlerin başında geliyor. Noel babanın ölümünden sonra bir süre burada yattığı daha sonra kemiklerinin İtalyan denizcilerce Bariye götürüldüğüne inanılır.

 

 

Demre sadece doğa güzellikleri, deniz ve Noel baba vadetmiyor. Likya döneminden kalma Kaya mezarlarının bulunduğu Myra Antik Kenti, Andreake Antik Kentini ziyaret edebilirsiniz. Myra Antik Kentinin yakınlarındaki Sourayi ve oradaki Apollon Tapınağı'nı da görmenizi öneririm.

Kekova, Kaş, Demre ve yakın çevresi maviden turkuaza dönen berrak suları ile dalış için birçok seçeneği barındırıyor bünyesinde. Tatilinize renk ve eğlence katmak, Akdeniz'in büyüleyici denizaltını ve eski batıklarını görmek istiyenler icin bulunmaz fırsat. Tekne turu da olmazsa olmazlardan.

 

 

Demre'de en çok tercih edilen ve en sevilen tatların başında; tandır kebabı, Demre pilav, saç kavurması, kölle, gözleme, yengeç ve balık çeşitleri gelir. 

Demre geçmişte geleceği yaşamak gibi, Antik kentlerin gizemli dünyasında geçmişte yolculuğa çıkacaksınız hem de keyifli muhteşem bir yolculuğa keyifle geçireceğiniz saatler garanti

Haftaya başka bir şehirde görüşmek üzere