Bizi yönetenler, bölgede ne olursa olsun, kim kazanırsa, kim kaybederse etsin öyle görünüyor ki bunu pek umursamıyorlar. Tek dertleri Esad ve ekibinin devrilmesi. Bunun için de 3 yıldan fazla geçen zaman içinde bunun için çaba gösterildi.

Ancak, Esad hala iktidarını koruyor.

Kaldı ki, daha düne kadar Esad’ı devirmeye kalkanlar şimdi Esad ile işbirliği içindeler. Esad’ı bombalayarak devirmek isteyen Amerika, şimdilerde Esad ile işbirliği yaparak IŞİD karşıtı hareket etmiyor mu?

Rusya, İran ve Çin’in tam desteğini alan Esad bütün çabalara rağmen bugün hem ayakta hem de iç çatışmaların başladığı günden daha güçlü konumda bulunuyor.

Bugüne kadar bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır. Yazdığımız yazılarda hiçbir zaman Esad’a destek olmadık. Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünden, çıkarlarımızın öneminden söz ettik. Esad’ı devirmek için ithal terörist gruplara ne amaçla olursa olsun verilen desteklerin de karşısında olduk.

Seçimle gelenlere saygı gösterilmesini isteyenler, darbecilere karşı çıkanlar, seçilmiş bir Devlet Başkanı’nın terörist gruplarca devrilmesinde ısrarcı oluyorsa, burada bir çelişki ve yanlış var demektir. Esad’ı devirmek ve ceza vermek isteyenler kendi halkı ise buna zaten kimsenin bir diyeceği olmaz.

Bölgemiz bugün yangın yerine dönmüş, bu yangının da ortasında kalmışsak, biraz da izlediğimiz yanlış politikaları göz önüne almak durumundayız. Suriye’den 3 milyonun üzerine sığınmacı gelmişi halen de gelmeye devam ediyor. Hatay başta olmak üzere, komşu iller her an patlama hazır bomba haline dönmüş. Çeşitli terörist grupların cirit attığı sınırımızı bile kontrol edemeyecek duruma gelmişiz.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi IŞİD ile PKK arasına da sıkışıp kalmışız.

Geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarmak yerine, hala Esad ile yatıp, Esad ile kalkıyorsak, yanlış politikalarda ısrar ediyorsak, bunun getireceğe sonuçlara da katlanmak durumundayız. Bize, göre bugünkü sıkışmamızın nedeni uygulanan yanlış politikaların ürünüdür.

Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Başbakan Davutoğlu, Esad’ın devrilmesine yönelik Amerika’nın hareket etmesini istiyor. Amerika, Türkiye’nin yumuşak karnını biliyor.  Esad karşıtı ılımlı muhaliflerin eğitiminin ve silahlandırılmasının Türkiye’de yapılmasını isteyerek gönülsüz de olsa, bu konuda Esad karşıtı bir adımı atmış bulunuyor. Bu hareketi bir yerde “gaz alma” girişimi olarak de değerlendirebiliriz.

Esad muhaliflerinin Türkiye’de eğitilmesi, silahlandırılması ve Suriye’ye Esad’ı devirmek için göndermek ne kadar doğru bir harekettir, hiç kuşkusuz bu uzun süre tartışılacaktır.

Kaldı ki, Suriye’de bugüne kadar muhalifler kendi aralarında bile uyum sağlayıp anlaşamadılar. Esad’ı bırakıp birbiri ile çatışmaya başladılar. Bu saatten sonra muhaliflerin toparlanabilmesi de o kadar kolay görünmüyor.

Her ne kadar yapılan açıklamalarda ılımlı muhaliflerin Amerikalı askerler tarafından eğitileceği söyleniyorsa da, yine de eğitim yerinin Türkiye’de olması tepkileri de artıracaktır. Zaten Suriye, İran ve Rusya bu konudaki sert tepkilerini ortaya koydular.

Bir de bu yapılan Türk yasalarına uygun mu ona da bakmak gerekiyor.

Anayasa’mızın 306.maddesi bakınız ne diyor:

Yabancı devlet aleyhine asker toplama

(1) Türkiye Devletini savaş tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak şekilde, yetkisiz olarak, yabancı bir devlete karşı asker toplayan veya diğer hasmane hareketlerde bulunan kimseye beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil sonucu savaş meydana gelirse faile müebbet hapis cezası verilir.

(3) Fiil, sadece yabancı devletle siyasal ilişkileri bozacak veya Türkiye Devleti veya Türk vatandaşlarını misilleme tehlikesi ile karşı karşıya bırakacak nitelikte ise faile iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.

(4) Siyasal ilişki kesilir veya misilleme meydana gelirse üç yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Çok açık ifade etmek gerekirse, Türkiye’nin Suriyeli ılımlı muhalifleri eğitmesi, donanımlarını sağlaması ve Esad’la savaşmak üzere sınırdan Suriye’ye göndermesi olayı bir savaş nedenidir.

Anayasamıza aykırıdır. Özetle, suç işlenmiş olur. Bunun altında kalmaz mıyız?

Bazı çevreler, gözlemciler ve bölgedeki uzmanlar “Günün birinde eğitip silahlandırdıklarımız, bu silahları bize de çevirebilirler”

görüşündeler. Uyarı üzerine uyarıda bulunuyorlar. “Yarın Amerika, Batı ve diğer koalisyon güçleri işleri bitince bölgeden çekilecek. Biz, komşularımızla ve bölgesel sorunlarla baş başa kalacağız. Attığımız her adıma dikkat etmemiz gerekir” diyorlar.

Türkiye’de eğitime alınacakların Suriyeli askerlerin bulunduğu Apaydın Kampı’ndan seçilebileceği söyleniyor. Türkiye Irak askerlerini eğitmeyecek. NATO’nun Eski Afganistan Temsilcisi ve Dışişleri eski Bakanı Hikmet Çetin de bu işin tehlikesine dikkat çekiyor “Eğitileceklerin Türkiye’ye tehdit oluşturabileceklerini unutmamak gerekiyor” diyor.

Ülkemizin çok daha önemli sorunları var, etrafımız yangın yeri ne olur bunlara odaklanalım.