Cumhurbaşkanı’ndan Hükümeti kurmakla görevlendirilen Davutoğlu, şimdi turlara başlayacak. Özellikle CHP ya da MHP ile bir koalisyon Hükümeti kurmayı hedeflediklerini söyleyen Davutoğlu “Her iki partiye de eşit mesafedeyiz” diyor.

Ancak, muhalefet cephesine baktığımızda her iki partinin de bazı isteklerde ısrarcı olduğunu görüyoruz. Ortaya konulan koşullar, kurulması hedeflenen hükümet için bir engel oluşturur mu buna bakacağız.

Öncelikle söylemek istediğimiz şudur:

Davutoğlu, samimi olmak, muhalefetin istekleri karşısında fazla bir direnç göstermemek durumundadır. Çünkü muhalefetin istekleri öylesine kabul edilemeyecek kadar engel oluşturmayacak istekler olarak görülüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anayasal çizgiler içine çekilmesi, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının araştırılması, “Çözüm Süreci”nin sonlandırılması (Bu konuda MHP ısrarcı) muhalefet cephesinin istekleri içinde yer alıyor. Bunlar, yerine getirilemeyecek istekler mi? Kaldı ki, seçmen 7 Haziran’da oyunu verirken, bu konuların da gündeme getirilmesini istemiştir.

Millet 7 Haziran seçiminde “tek adamlık ve diktatörlüğe” izin vermemiştir. Bunun anlamı Cumhurbaşkanı’nın Anayasal sınırlarına çekilmesi demektir. Muhalefet de millet adına şimdi bunu istiyorsa burada bir yanlışlık mı var?

Hükümeti kurmakla görevlendirilen Davutoğlu, şimdi kalkıyor hem “Ülke hükümetsiz kalmasın, bir koalisyon Hükümeti kuralım” diyor. Hem de temaslara başlamadan muhalefete kapıları kapatıyor.

Ne diyor Davutoğlu:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan her şey bizi de hedef almış demektir. Erdoğan’a asla dokundurtmayız. Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları konusu kapanmıştır. Geçmişin hesapları geçmişte kalmıştır asla yeniden açılmaz. “Çözüm süreci” devam edecektir.”

Hükümeti kurmakla görevlendirilen Davutoğlu bu açıklamaları ile hem muhalefet üzerinde baskı kurmaya çalışıyor, hem de bir hükümet kurma koşullarını ortadan baştan kaldırıyor. Görebildiğimiz kadarı ile Davutoğlu halen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gölgesinden kurtulamamıştır.

Bu düşünce ve görüşün altında yatan “Yeni bir seçim”in önünün açılması olayıdır. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Davutoğlu’nun Erdoğan’ın çizgisinden kurtulamadığı ve Cumhurbaşkanı’nın ülkeyi yeni bir seçime götürme çalışmalarında yanında yer alacağını gösteriyor.

Seçmen, muhalefete görev vermiştir. AK Parti’nin tek başına iktidar olmasının önünü tıkamıştır. Muhalefet, seçmenin kendilerinden beklentilerine kurulacak bir hükümetle yanıt vermek durumundadır. Bugün, ortaya konulan koşullar aslında milletin de beklentileri olarak değerlendirilmelidir.

Süreci muhalefet partileri iyi yönetebilirlerse koalisyon hükümeti kurulsun veya kurulmasın ortaya çıkacak tablonun sorumlusunun Cumhurbaşkanı ve hali ile AK Parti olduğunu millete anlatabilirler. Aksi durum, muhalefetin yıpranmasına neden olacak gibi görünüyor.

Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaptığı açıklamada “Temennim, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartların hassasiyetine uygun şekilde yeni hükümetin bir an önce kurulmasıdır. Bu konuda bütün partilere sorumluluk düşüyor. Bugün Türkiye'nin geçmişini tartışan değil, mevcut sorunların çözümü ve geleceğin inşası konusunda irade ortaya koyacak bir koalisyon hükümetine ihtiyaç vardır" diyerek muhalefetin eski defterleri karıştırmaması gerektiğini anımsatıyor.

 

Zaten, kamu araştırma gruplarının ard arda yaptıkları anketlerden çıkan sonuçlar da bu söylediklerimizi doğruluyor.

Muhalefet partileri seçim meydanlarında seçmenlere çeşitli vaatlerde bulundular. “Kırmızıçizgiler” olarak yukarıda değindiğimiz konular bunlardan bir kısmıdır. Bunun dışında verilen bazı sözler daha var. Bunların gerçekleşmesi gerekiyor. Olmadığı takdirde, ya da muhalefetin AK Parti’nin istekleri doğrultusunda hareket etmesinin faturası ağır olur ve bunların cezası da ilk seçimde muhalefete kesilir.

Yolsuzluk ve rüşvet iddialarının önü açılmayacaksa, “Çözüm Süreci” adı altında ülke bölünmenin eşiğine getirilecekse, Cumhurbaşkanı halen Anayasa’nın kendisi için çizdiği sınırlar içine çekilmeyecekse, kurulacak hükümet eski AK Parti’den farklı mı olacak? “Koalisyon” adı altında yeni bir AK Parti iktidarı iş başına getirilmiş olmayacak mı?

7 Haziran seçim sonuçlarını iyi analiz edecek olursak seçmenin böyle bir şey istemediğini de açık biçimde görmüş oluruz.

Bu koşullar altında muhalefet partileri bir koalisyon hükümeti içinde yer alır mı? Hiç kuşkusuz almayacaklardır. Almadıkları takdirde Cumhurbaşkanı ve Davutoğlu muhalefeti suçlayıcı açıklamalar yapacak, muhalefeti “oyun bozanlık” yapmakla millete şikâyet edecektir.

Muhalefetin bu tuzağa düşmemesi gerekiyor.

Ülkenin sorunları çok. Hem iç, hem dış sorunlar yumağı giderek artıyor. Yeni bir seçim demek, ekonomimizi daha da sıkıntıya sokacak adımın atılması demek olacaktır. Milletin beklentileri var ve bunlar çözüm bekliyor. Yanı başımızda Suriye gerçeği ve sığınmacı sorunu giderek endişeleri artırıyor.