Yüce dağ başında ardıç kurusu
Dibinde yayılır koyun sürüsü
Yolumuzu kesti eşkiyalardan birisi
Nerede kaldı bizim köyün küçük beyinin ölüsü?

 

Ardıç ağacı atalarımızdan bize kalan miraslardan birisidir. Dağ başlarında yapayalnız ama dimdik. Etrafına korku değil güven veren özelliği de vardır. Onun dibinde korkmadan, çekinmeden yaslanarak, dayanarak uyuyabilirsiniz. Eskiden köy ve kasabalarda yazları yaylalara, bahçelere göçülürdü. Oralarda nerede bir ardıç ağacı varsa altında bir alacık denen onun iskeletide ardıç ağacının dallarından yapılan bir kulübemsi evcik görürsünüz.

Gölgesi serin olur. Sizi dinlendirir. Ardıç ağacı ile ilgili birçok olaylar, anılar anlatılır köylerde. Kış günü fırtınalı karlı günlerde onun gövdesine yaslanırsanız sizi soğuktan kardan, diğer tehlikelerden korur. Dibine kar düşmez. Gövdesindeki kabuklarından çıra gibi kullanarak ateş yakabilirsiniz. Kuru ve yaş dalları odun aratmaz size.Hafiften esen meltemlerde gölgesinde uyumaya doyamazsınız. Ardıç ağaçlarının yetiştirilmesi tohumlarını ekerek olmaz. Ardıç ağacı tohumlarını yere döker. Karatavuk denilen sığırcık gillerdenolan bir kuş bu tohumları yer. Karatavuğun midesinde bu tohumların kabukları yumuşayarak, çatlar ve açılır.Kuşun dışkısı ile toprağa düşen bu tohumlar çimlenerek büyürler.

Çocukluğumuzda, bebekliğimizde analarımız bizleri ardıç ağaçlarının dalları arasına yaptıkları salıncağa benzer yataklarımızda uyuturlarmış. Orada çok rahat ve uzun süre uyanmadan ardıç ağacının ninnileri ile uyurmuşuz. Bizler onun şarkılarını ve türkülerini dinleyerek büyüdük. Hala kulaklarımdadır. Ne zaman köye, dağa bayıra yolum düşse bir ardıç ağacının koyu gölgesinde onun şarkılarını dinleyerek 5 dakikada olsa uyrum.


Şarkılarımızda türkülerimizde hep o vardır.


“Keklikte koydum alardıcın başına
Döner dönerde öter eşine
A sevdiğim gurbetlerde işin ne
Döngel sevdiğim döngel yayala zamanıdır."

 

Koyu olur kaba ardıcın gölgesi  Günden güne artar yarın sevdası. Daha buna benzer ayrılık, ölüm, sevgilerimizi anlattığımız , duygularımızı dile getirdiğimiz bir yaşam kaynağımızdır bu ağaçlar. Ağaçtan çok bir dost, bir arkadaş, bir yoldaştır ardıçlar, çobanlar, garipler, aşıklar için.


Birçok yerdede kullanılır ardıç ağacı; Kümes hayvanlarının etlerinin yumusatılmasında.
Terletici ve idrar söktürücü özelliği nedeniyle soğuk algınlıkarında, kalp yetmezliklerinde yararlıdır.
Eskiden yaylalara göçünce sabah ve akşam ayazlarında üşütüp hasta olurduk. Analarımız ardıç ağacının dallarını ateşte ısıtarak bizleri bu dalların arasına yatırırdı. Bir süre sonra terler ve iyileşirdik. Dağ kekikleri, dağ ardıçları en güzel tedavi edici bitkilerdi o zamnanlar.
Aklıma geldi bu mübarek ağacı ve eskilerden yaşadıklarımı sizlerlede paylaşmak istedim. Hepinize saygılar sunarım.