Öyle alıştırılmışız ki başımıza gelebilecek en küçük olumsuzlukta bile nereye başvuracağımızı bilemeden öylece kalakalıyoruz. Hani derler ya bu devirde bu da olur mu? Hangi çağda yaşıyoruz kardeşim? Biraz hele bizim gibi iletişim olanakları yetersiz ya da kısıtlı bir köy,  kasabada yaşadığınızı düşünün. Hani derler ya . "Ah bir emekli olsam. Bir köye ya da kasabaya hatta insanların az olduğu doğal yaşama döneceğim."Ama genede dünyadan kopamıyorsunuz. Çünkü içinde yaşıyorsunuz. Nefes alıp veriyorsunuz. Düşünme yeteneğinizi kaybetmemişsiniz. Olayları yapılan aykırılıkları, yanlışlarıda görüyorsunuz.

Birgün kalkıpta çayınızı yudumlarken dünyada ve ülkemizde çevremizde neler var yok diye bilgisayarınızın tuşlarına basıyorsunuz.Oda ne internet bağlantısı yok. Hemen telefona bakıyorsunuz. Onunda çevir sesi yok. Uzun uğraşlardan sonra bağlantılarınızı, kabloları kontrol ediyorsunuz gene olmadı. Ne yapacaksınız? Hemen ilgili kurumu yani arıza servisini arıyorum. " İnternet hizmetleri servisine hoş geldiniz. Birkaç saniye ara. Lütfen telefonunuzun 10 haneli numarasını giriniz. Doğruysa biri, yanlıssa 2 yi. Falan bilgi için 3 ü feşmekan bilgi için 4 ü" diye dakikalarca uğraş sonunda müşteri hizmetlerine bağlanabiliyorsunuz. Orasıda şunu yap ötekini yaz. Ama sonuç yok. Kardeşım benim telefonumda kesik, İnternetimde diyorsunuz. Size gene şurası ise bir değilse ikiyi diye çözümsüz alternetifler. En sonunda komşulara gittim. Meğer kablo bağlantı çalışmaları varmışta onun için kesmişler. Tabi bende aynı şeyi söyledim. İnsan bir haber verir diye. Ama kimin umrunda. Ama faturalarda bir ödeme eksikliği, gecikmesi olunca onlarca mesaj gönderilir telefonlara.Hani demem o ki birileri çıkıpta neredeeen nereye geldik diyor ya. Şöyle ilerledik, böyle geliştik diye şişiniyorlar ya. Ama bizleri insan yerine koyup elektriklerin kesileceğini söyleme, telefonların kesileceğinı bir zahmet bildirme gereğini duymuyorlar. Zaten bizleri insan yerine koyan yok ya.

Kardeşim sizde hep olumsuzlukları yazıp çiziyor söylüyorsunuz diyorlar.Ama gerçekleri yaşadıklarımızı açıklamayalım mı? Öyle bir durumdayız ki yoldan bizim sokaktan bir jandarma ya da polis aracı geçse acaba bize mi geliyor. Başımıza birşey mi gelecek diye endişeleniyoruz.İnsanlar kendi evlerinde köylerinde sokaklarında bile rahat değiller. Huzursuzluk aldı başını gidiyor. Çok şey istemiyoruz. Biraz huzur. Biraz güven. Biraz emeklerin karşılığı o kadar.

 

BURASI NERESİ ?????

Tablet var,Twitter yasak. Sınav var. Dersane yasak. Sandık var, demokrasi yasak. Hırsız var. Hırsız var demek yasak. Mahkemeler var, Kararlara uymak yasak. Polis var. yakalaması yasak. Ordu var.Kışladan çıkması yasak. Terörist var yakalamak yasak. Bayrak var asmak yasak. Dili var ; konuşması yasak. Şehitleri var; anması yasak. Millletin adı var;"Ne Mutlu Türküm Diyene" demek yasak. Neresi burası yahu????     Rıfat Sedaroğlu