Rusya ile yaşanan uçak krizinden sonra atılan olumlu adımların umut verici noktalara gelmeye başlaması, hiç kuşkusuz sevindiricidir. Zaten, halen Rus uçağının hangi amaçla düşürüldüğü, bunun altında ne gibi bir tezgâhın bulunduğu tam açıklıkla bilinmiyor. Yanlış bir adım atıldığı görüşünün ağırlık kazandığı uçak düşürülmesi olayının Türkiye’ye çok pahalıya mal olduğunun görülmesi ile başlayan olumlu adımların atılmasının beklenen iyi sonuçları vermesini temenni ediyoruz.

 

Gerek Türkiye’de, gerekse Rusya’da tartışılan konu uçağın düşürülmesindeki hata idi, bu görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı’na yazdığı mektup ve bu mektubun içeriğinin de Rusya tarafından “olumlu ve tatmin edici” bulunması aradaki buzların erimesi için bir sıcak mesaj olarak algılanabilir.

 

Daha önceye baktığımızda Rusya’nın olumlu adım atmak için bazı beklentiler içinde olduğunu görüyoruz. Bunların başında özür, tazminat ve ölen pilotun ailesine maddi yardımın sağlanması bulunuyor. Her ne kadar mektubun içeriği bilinmiyorsa da bu mektubun “tatmin edici” bulunması bu saydıklarımızın da Rusya’nın istediği doğrultuda yerine getirilmeye hazır olduğumuzu gösteriyor.

 

Rusya tarafından yapılan açıklamada “Mektup son derece önemli bir adım. İçinde üzüntü ve özür ifadeleri yer alıyor. Tabi ilişkilerin normalleşmesi zaman alacak bir süreç. Bir iki günde her şeyin çözülmesi beklenmemeli. Tabi ilk ve en önemli adımı atan Türkiye’den geriye kalan gerekli adımları da atmasını bekliyoruz” deniliyor.

 

Buradan şunu çıkarıyoruz:

 

Özür dilenmiş, yapılanlardan çok büyük üzüntü duyulduğu da ifade edilmiş. Tazminatlar konusunda halen beklenti var. Rusya bunda ısrar ediyor. Bu konuda da Türkiye’nin olumlu adımı atması ile sorunun önemli bölümünün çözülmüş olduğunu göreceğiz.

 

Bundan çekinmemek gerekir. Eğer, bir yanlış yaptıysak ve bunun da farkına varıyorsak bu yanlıştan dönmek de bir erdemdir. “Zararın neresinden dönülse kardır” görüşünün de burada önem kazandığını söyleyebiliriz. Çünkü uçak krizi ile başlayan süreç içinde çok büyük zararlarımız oldu. Turizm, tarım ve diğer konularda ortaya çıkan sıkıntıların nasıl büyük bir tahribat yaptığını kısa zaman içinde gördük.

 

Daha önce Antalya’daki izlenimlerimizde Antalyalıların “Rus turist olmazsa, Antalya çöker” görüşlerini yansıtmıştık. Bu görüşlere turizm sektörü temsilcileri de katılıyor. Rusya’dan turistlerin gelmemesi ile ilk 5 aydaki azalmanın yüzde 22,9 bine gerilediği görülüyor. Geçen yıl 5 ayda 10 milyon 771 bin turist gelirken, bu yıl 8 milyon 933 bin turist geldi. Buna göre 1 milyon 800 bin turistin eridiğini görüyoruz. Çok ciddi ve büyük bir rakam. Bu düşüşte en büyük payın Rus turistlerce olduğunun da altını çizmek istiyoruz. Resmi rakamlara göre en büyük kayıp yüzde 92 ile Ruslarda görülüyor. Yüzde 31 ile de Almanya ikinci sırada yer alıyor. Üçüncü sırada ise İngiltere’nin yer aldığını görmekteyiz. Rusya, Almanya ve İngiltere’den artık turist yüzü göremiyoruz.  Bunlar küçümsenebilecek rakamlar mı?

 

Bir de işin başka bir yönü var:

 

Rusya ile yeniden başlayan ilişkilerin düzelmesinin asıl etkisi Avrupa’da görülecek. Sektör temsilcileri “Rusya gibi önemli bir pazarı tamamen kaybedince büyük tur operatörleri ile pazarlık gücümüzü de kaybetmiştik. Bize “Fiyatları aşağıya çekin” diye baskı yapmaya başladılar. Turist olmayınca da birçok turistik otel bunlara boyun eğmek durumunda kaldı. Rus pazarının açılması ile bu alanda da yaşanan sıkıntılar ortadan kalkacak” diyor.

 

Eğer olumlu adımlar atılacaksa artık bunda geç kalınmasın. Gereği de yapılsın. İşi uzatmanın da bir anlamı yok.

 

Peki, her şey normale dönerse sonuç ne olur? Ruslarının dönüşünün en fazla 3 ay gibi bir zaman alabileceği konuşuluyor.

 

Rusya Tur Operatörleri Birliği Sözcüsü İrina Turina’yı dinleyelim mi?

 

“Rusya yönetimi hemen Türkiye’ye seyahat yasağını kaldırmış olsa bile Türkiye’ye oluk oluk turist akacağını söylemek akıl dışı olur. 7 aylık kriz döneminde Rusya’daki birçok acente profil değiştirdi. Farklı destinasyonlara yöneldi. Dolayısıyla Türkiye istikametinin yeniden çalışır hale gelmesi en az bir, en çok üç ay zaman alabilir. Rus halkı tatilini Türkiye’de geçirmeyi seviyor.”

 

Burada bir önemli noktaya daha değinelim:

 

Bazı Rus gazeteleri ve internet siteleri, Türkiye’yi “terörün tehdidi altına” ülke olarak gösteriyor. Türkiye” Can güvenliği açısından tehlikeli” olarak tanımlanıyor. Bu kampanya ve yazıların kriz çözülmüş olsa bile Türkiye’ye gelmek isteyen bazı Ruslara geri adım attırabileceğini düşünüyoruz.

 

Avrupa’da Türkiye’ye karşı başlatılan olumsuz havanın Rusya’da da başlatılmış olması hiç kuşkusuz turizm adına endişe vericidir. Aradaki buzlar erise bile terör konusunda Rus turistlerin geri adım atması gündeme gelebilir.

 

Bu olumsuz havanın da mutlaka dağıtılması gerekiyor. Terör olayları, can güvenliği tartışmaları Türkiye’nin dışarıdaki imajını karalıyor. Zaten Batı’dan gelmesi gereken turistlerin bu nedenle Türkiye’ye gelmek istemediklerini biliyoruz.