Sorunlarımızı ancak yüzleşerek çözebiliriz. Onları göz ardı edrek hiçbir yere de varamayız. Eğer birileriyle aramızda anlaşmazlıklar varsa onu ancak o kişilerle yüzyüze konuşarak halledebiliriz. Ama sorunlarımızı sürüncemede bırakırsak dahada büyük işler açar başımıza. Karşı karşıya kaldığımız sorunlarla yüzleşmek hem ciddiyet hemde olgunluk göstergesidir. Kendi dışımızdakilerin ahlakını dünya görüşlerini onları ötekileştirmektense aynaya bakıp biz kimiz? Neler istiyoruz sorusunu kendimize sorarak işe başlamalıyız. Eğer ahlakı sahiplenirsek ahlakçılıktan öteye geçemeyiz.

Ahlak insanın dünyada kendi başına hazmederek yaşadığı bir değerler bütünüdür.

Ahlak ve sorgulamalar dayatılamaz ve dayatılmamalıdır.

Saplantılarımızdan kurtularak iç dünyamızla bildiklerimiz ve bilmediklerimizle yüzleşmenin ardından aklı selim bir tahlil ortaya koybiliriz.

Bunun aksini yaparsak ahlakçılıkla, dayatmacılıkla varabileceğimiz yer üçüncü dünya ülkelerinden bir ülke olmak, eleştiriye ise haset ve kıskanç gözlerle bakmamız olacaktır.

Kedisinle yüzleşmayan insan kendi kendine ilerlemeye eleştiriye katlanamayacaktır.

Sorunlarını çözmekte devamlı olarak zorlanacaktır.

Böyle ülkelerde ise toplumsal psikoloji bozulacaktır. İleri ülkelere hasetle bakılınacaktır.

Ülkemizde bu gibi durumlara sıkca rastlanmaktadır.

Bir vali çıkıp sanatçıların vereceği konserleri yasaklamaktadır.

Bunun kime ne uyararı ve zararı vardır anlayan varsa beri gelsin.

Son yıllarda artarak devam eden kurs vakıf adı altında her yere sirayat ederek gelişip büyüyen dinimizi öğretiyoruz diyerek çevreye yayılan tarikatlara dikkat etmemiz gerekiyor.

Onların neler yaptıklarını amaçlarını inceleyip denetim altına almamızın zamanı çoktan gelipte geçti bile.

Bunlar doğru oturup eğri konuşmayacağımız konular.

Ama yaşamın birde öbür yanı var. Şimdi kendinizi ıssız bir dağ başında, ovada yada yaylada hissediniz. Kimsenin olmadığı bu çimlerin üstüne yüzü yukarı yatınız. Kafanızdaki düşünceleri bir an silip atınız. Ayaklarınızı çimlere uzatınız . Kollarınızıda up uzun uzatıp yatınız. İsterseniz gözlerinizi de kapatabilirsiniz. Kendinizi en çok istediğiniz bir yere hisseerek mutluluğun tadını çıkarınız. Bu kısa olsa dinlenme sizi kendinize getirecektir. Sonra oralarda kendi kendine akan bir çeşme bularak avucunuzla kana kana su içiniz. O suyla yüzünüzüde yıkayınız. Kendinizi dinlenmiş hafiflemiş hissedeceksiniz . Bunu ara sıra yapınız. Sonra yine dünyayı yönetmeyi, kendinizi denetlemeyi, dinlemeyi yaparsınız.

Ama fısatları değerlendirmekte gerekiyor .

Hepinize sağlıklı ve başarılarla dolu günler yıllar dilerim.