23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında, Londra Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından "Karagöz ve Hacivat" gölge oyunu düzenlendi.Başkent Londra'daki YEE merkezinde sergilenen, Türk kültürünün önemli somut olmayan kültürel miraslarından "Karagöz ve Hacivat" oyununa çocuklar ve aileleri büyük ilgi gösterdi.

Mehmet Karakuş 

Başkent Londra merkezinde bulunan  YEE Başkanı Mehmet Karakuş, etkinlik öncesi AVRUPA muhabirine yaptığı açıklamada, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle düzenlenen oyunla hem çocuklara bayram coşkusu kazandırmak hem de onları bu kültürel mirasla tanıştırmak istediklerini belirtti.Oyunu sergileyen tiyatro oyuncusu Ada Burke de Karagöz ve Hacivat oyununun tarihçesine değinerek Karagöz ve Hacivat’ın kavga etmeden sürekli birbiriyle atışan, Osmanlı döneminde yaşamış Bursa’daki cami inşaatında çalışan iki arkadaş olduğunu anlattı.Londra'da Hacivat Karagöz ile Çocuk Bayramı kutlandı.

Ayrıntılar için TIKLAYINIZ

Karagöz ve Hacivat, taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına kurgusal, hayali denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkkardır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır.Bu iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayete dayanır, zira gerçekten yaşamış olsalar bile büyük ihtimalle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli bulunmamışlardır. Halk bilimciler Karagöz'ün bazı oyunlarda Çingene olduğunu kendi ağzıyla itiraf etmesi, Bulgar gaydası çalması ve Evliya Çelebi'nin tanıklığına dayanarak Bizans imparatoru Konstantin'in Çingene seyisi Sofyozlu Bali Çelebi olduğunu ileri sürmektedir.[1] Bir diğer rivayet ise Hacı İvaz Ağa ya da halka mal olan adıyla Hacivat ve Trakya'da bulunan Samakol köyünden demirci ustası Karagöz, Orhan Gazi devrinde Bursa'da yaşamış cami yapımında çalışan iki işçidir. Kendileri çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi'nin, "cami vaktinde bitmezse kelleni alırım" dediği cami mimarı, caminin vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat'ın neden olduğunu söyler. Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat'ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Karagöz ve Hacivat tanınır.