Huzursuzluk, endişeler toplumun her kesiminde artarak devam etmeye başladı.

Üniversitelerde her gün yürüyüşler, çatışmalar gene başladı.

Yoksa 70'li 80'li kabus dolu yıllara geri mi dönüyoruz ?

Yoksullukla mücadele ediliyor gibi görünüyor belki ama kırsal kesimden bazı manzaralar yayılıyor. Yazılıp çiziliyor. Gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında görünce yüreklerimiz burkulmuyor değil.

Okul çocukları okullarına giderken birçok zorluklar içindeler. Bu kış gunlerinde ayağında çorap bile olmayan, terlikle okula karda kışta gidip gelmeye çalışan çocuklarımızı görmüyor muyuz allahaşkına?

Gene okula gitmek için üst üste araç denen odalara doldurulup götürülmeye çalışılan çocuklar bizim çocuklarımız değil mi? Yollarda araçların karda saplanıp kalan, üşüdükleri için sadece önlükleri ile birbirlerine sarılıp sıkışıp ısınmaya çalışan çocukları görmuyorlar mı yetkililerimiz?

Bizim zamanlarımızda evlerimizden çıkıp güç de olsa yakında olan okullarımıza gidip teneke sobalarda ısınırdıkta bu kadar zorluklarla karşılaşmazdık. Öğretmenlerimiz zaten soba yakarladı da bize soba yakmayı, ve ısınmayı bile öğretirlerdi.

Son zamanlarda bunları düşünen yok.

Sadece eee.. çocuklar hergün asker gibi aynı tektip kıyafetle okua gitmesinle diye sudan bahanenelerle zihinlerinin gerisindeki yaşam tarzlarını çocuklara uygulamaya çalışıyorlar.Yahu şunu söyleyiverinde sizde bizde rahat edelim. Kardeşim biz kendi kafalarımızdaki yaşam tarzlarını uygulamak istiyoryuz. Bunu söyle böyle yapıyoruz, yapacağızda. Önünüze kimse çıkamıyor. Parmak kaldırırarak her istediğimizi yapabiliyorsunuz. Peki niye duruyorsunuz? Millete işkence etmek mi istiyorsunuz? Bunu zaten hayatın tüm alanlarında uyguluyorsunuz. 

Bu ülkede insanları bu kadar sıkmayınız.Bu kadar bunaltmayınız.Bu kadar üstlerine gitmeyiniz.Kediyi bile sıkıştırırsanız üstünüze saldırır.Zaten yoksulluk içinde sıkıntılar içinde yaşamaya çalışıyoruz. İstediğinizi istediğiniz şekilde yapıyorsunuz ama bu insanlardan daha ne istiyorsunuz?

Terör belası aldı başını gidiyor.Şehitlerimizi ve herğün kaldırdığımız şehit cenazelerini, anaların babaların ve bu toplumun gözyaşlarını dindirmenin çarelerini aramak varken sudan bahanelerle uğraşmayınız.Toplum için için kaynıyor. Askerlerimiz intihar ediyor. Polislerimiz intihar ediyor. Halk kendi arasında hastahane önlerinde, adliye önlerinde, köylerde, kasabalarda universite kampüslerinde , birbirini öldürüyor. Kadınlarımıza yapılan saldırıları görmüyor musunuz?

Bunlar size ne hatırlatıyor? Toplum geriliyor, ayrıştırılıyor. Bu da çeşıtli şekillerde kendini dışa vuruyor. Biraz samimiyet. Biraz hoşgörü. Biraz anlayış lütfen. Bu ülkede sadece kendimiz değil başkalarıda yaşıyor.