Medvedev, Avrupa Konseyi’nin Rusya’nın temsil hakkını askıya alma kararını ‘adaletsiz‘ olarak yorumlarken, bunun idam cezasını geri getirmek için bir fırsat olabileceğini söyledi.

Ayrıca "Batı’yla diplomatik ilişkiye ihtiyacımız yok. Artık birbirimize sadece silahların dürbününden bakabiliriz." dedi.

***

Zaten Rusya, AIHM kararlarını takmadığını açıklamış ve hatta Anayasa değişikliği de yapmıştı...

Esas sorun 
Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhakından sonra Avrupa Konseyi P. M.'inde Rusya askıya alınmışken ve koşullarda bir değişiklik yokken neden AK'nin 2019'da geri adım attığıdır.

2014'te Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), 
Kırım’ı ilhak etmesi nedeniyle oy hakkını elinden aldığı Rusya’ya bu hakkı 2019'da sessizce iade etti.

Çünkü bütçeye katkı payını kesen Rusya'nın AK heyetine yaptırımların sürmesi durumunda üyeliğini feshetme tehdidinde bulundu.

Türkiye'nin de, Kırım konusunda hiçbir değişiklik olmamasına rağmen Rusya'nın AKPM'ye dönüşüne "evet" diyen ülkeler heyeti arasında yer aldığını unutmamalı.

Gelinen noktada, Avrupa Konseyi'nde tekrar askıya alınan Rusya, AK üyeliği ve AIHM yükümlülüklerine hala sahip fakat Rusya'dan yapılan son açıklamaları, gidişatı ve Rusya'nın özellikle yaptırımlar sürecinde Avrupa'ya bağımlılığını azaltacak önemli adımlar attığını göz önüne alırsak, Avrupa Konseyi üyeliğinden 'kendi istekleriyle' ayrılmaları güçlenen bir seçenek.

Bence bu Putin'in birinci tercihi değildi çünkü alternatifinin (Çin ile tek başına kalmak) çok daha kötü bir seçenek olduğunu biliyordu. O nedenle dümeni oraya kırmıyordu.

Ve hatta 2000'lerin başında NATO ve AB'ye entegre olma isteği görülüyordu ama bunun için somut adımlar atmadı. Batı ile nabız yoklamalarından da pek olumlu bir sonuç almadı. Şu tweet serisinde buna değinmiştim: 

https://twitter.com/Kader_Sevinc/status/1497673977489145856?t=NwHsu2Xs0jmip5LN39x6Yw&s=19 

Bundan bağımsız olarak tek adam rejimlerinin böyle bir özelliği vardır sizi geriye dönülmez yollara girmeye mahkum eder.

Putin ve yönetimi batı ile (özellikle kafası karışık, kendi içinde parçalı bir batı ile) nasıl baş edeceğini biliyordu ve bu oyunu da uzun süre çok efor sarfetmeden oynadı. Basması gereken düğmeler ortadaydı

Çin ise bambaşka bir hikaye.

Çok güçlenmiş Çin ile nasıl baş edebilir?

Batı yaptırımlarının da katkısıyla Rusya doğal gaz ihracında Avrupa ile bağımlılığını azaltıp Çin'e yöneldi

2021 yılında Çin, Rusya'dan doğal gaz ithalatını % 50,5 artırdı. Ukrayna'nın işgali süreciyle batıdan tamamen izole olacak Rusya'nın bu oranı daha da artırması çok olası.

Çin liderliğinde Rusya ve müttefiklerinin yeni bir kanat oluşturacağı ve çok kutuplu yeni soğuk savaş dünya düzeninin bunun üzerinde şekilleneceği epeydir konuşulan bir konu ama çıkarları tam uyuşmayan bu ülkeler grubunun nasıl bir ittifak içinde olacağı pek bilinmiyordu.

Bunun ipuçları olsa da henüz nasıl olabileceğini bilemiyoruz ama Rusya'nın bu ittifak içinde, Çin gibi bir güç yanında çok zorlanacağını kestirmek güç değil.

Bu sırada Çin, günümüzde Rus toprağı olan Sibirya'ya yüzbinlerce Çinli yerleştirdi, "Çin Sibirya'yı yutuyor denmekte".

Dünya, bildiğimiz dünya olmaktan çıkıyor. Bir kırılma döneminin sancıları yaşanıyor.

Ukrayna'yı işgal konusunda yaşanan, tıpkı bizim de farklı olay ve örneklerde gördüğümüz gibi bu iki kutubun kapışması.

Kırım bir provaydı ve devamı geldi.

Olan Ukrayna halkına oluyor.

Türkiye için zaman,

ilkeli ve sağduyulu, vizyoner ve stratejik düşünce zamanıdır.

Bunu da ancak, hiç bir ülke ve çıkar grubuyla kişisel ve ailevi çıkar kaygısı olmayan, tutarlı bir siyaset sahibi, önce ben değil, önce Türkiye diyebilen bir iktidar gerçekleştirebilir.

https://twitter.com/Kader_Sevinc/status/1497594676307705860?t=hRkKtDFrcc7igr9NRavHFg&s=19