Henüz üniversite öğrencisiyken, pek çok başka çalışmanın yanında, okumakta olduğum Akdeniz Üniversitesi'nin Avrupa Birliği araştırmaları yapan merkezinde yarı zamanlı araştırmacı olarak çalışmalar yapıyordum. Bu dönemde yine kendi üniversitemin arkeoloji bölümünün üzerine çalışıp arkeoloji literatürüne armağan ettiği Likya Birliği konusu üzerine bir makale kaleme aldım. Uluslararası ilişkiler, dış politikada ilerlemek aklımda olsa da felsefe ve arkeoloji beni çok erken yaşlardan beri çeken alanlar. Aynı fakülte altındaki bu bölümlerle de ilişkilerim var. Derslerine davet eden bazı hocalarımın derslerine de giriyorum misafir öğrenci olarak. Beni o yıllarda felsefe yüksek lisansı için çokça teşvik eden ve hep destekleyen Prof Dr Yaman Örs Hocam ışıklar içinde uyusun. Onun üzerine bir kitap yazdığı ve bir siyaset eleştirisi olarak çokça konuştuğumuz Felsefe Bakanlığı bir gün gerçek olur mu ?

İşte bu akademik ortam ve ilgi ağları içinde kaleme aldığım Likya Birliği makalem çok ilgi topladı çünkü siyaset bilimcilerin, dış politikacıların da pek az bildiği ya da bilmediği bir konuya ışık tutmuştum.

Likya: Işık Ülkesi

Likya Birliği M.Ö. 167 - 67 arasında 100 yıl yaşamış 23 kent devletinin bir araya gelerek oluşturduğu, ortak anayasası, ordusu, para birimi olan bir birlik. Üstelik sanıldığının aksine, bugün anladığımız anlamda demokrasinin asıl calin bulduğu yer eşitlikçi olmayan Atina demokrasisi değil, Likya demokrasisidir. 

Likya Birliği, Montesquieu'nün "Yasaların Ruhu" eserinde de şöyle der;
"Bana sorarsanız bugüne kadar gelmiş geçmiş en mükemmel cumhuriyet hangisidir diye, size Likya Birliği`ni gösteririm.

Hem federal yönü ağır basan Amerika Birleşik Devletleri, hem de günümüzün Avrupa Birliği'ne model olmuştur Likya Birliği.

Antalya / Fethiye / Patara bölgesine denk gelen Likya müthiştir. Anıldığı gibi tam bir Işık Ülkesi'dir.

Avrupa Birliği'nin Anadolu'daki Kökleri başlığı ile kaleme aldığım bu kısa makale bir ilk olarak bir iki kitaba girdi ise de hala konunun hak ettiği değeri Türkiye ve AB'de gördüğüne inanmıyorum.

Bu yazı da işte o makaleme referans olarak Dünya Gazetesi'nde yer almıştı.

Türkiye'nin Kaderi Avrupa'da 

Avrupa'nın Kaderi de Türkiye'de