Avrupa Yeşil Mutabakatı, Türkiye'yi doğrudan etkileyen çok sayıda unsur içeriyor. Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması hakkında bilgi notlarım. 

Avrupa Yeşil Mutabakatı, Türkiye'yi doğrudan etkileyen çok sayıda unsur içeriyor. Bu alandaki yeni gelişmeler ve 1 Ekim'de yürürlüğe girecek olan Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması hakkında bilgi notlarım. 

AB, "Yeşil Aklama" İddialarına Karşı Yasağı Kabul Etti
Özet: Bu yeni düzenleme, bloğun 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşma çabasının bir parçası olarak ortaya çıktı. AB son aldığı, 2026 yılında yürürlüğe girecek karar ile tüketici ürünlerinde "Yeşil Aklama"yı engellemek amacıyla "iklim dostu" veya "eko" gibi genel çevresel iddiaları yasaklama kararı aldı. Bu yeni düzenlemeler, şirketlerin bu tür iddiaları kanıtlayamadıkça kullanmalarını yasaklıyor ve ayrıca karbon nötr veya çevresel etki azalttığı iddialarına dayanak olan emisyon denkleştirme temelli iddiaları ve onaylanmış sürdürülebilirlik programlarından onay almayan yeşil etiketleri yasaklıyor

IMG_7445.

Ana Noktalar:

1. AB, tüketici ürünlerindeki "Yeşil Aklama"yı engellemek için "iklim dostu" ve "eko" gibi genel çevresel iddiaları yasaklamayı planlıyor.

2. Şirketler, bu tür iddiaları kanıtlayamadıkça bu ifadeleri kullanamayacaklar.

3. Emisyon denkleştirme temelli iddialar ve onaylanmış sürdürülebilirlik programlarından onay almayan yeşil etiketler de yasaklanacak.

4. Yasağın 2026 yılına kadar yürürlüğe girmesi planlanıyor.

5. Bu adım, tüketicileri yanıltıcı beyanlardan korumayı hedefliyor ve "Yeşil Aklama" iddialarının bilimsel olarak temelsiz olduğunu vurguluyor.

6. Bu düzenleme aynı zamanda tartışmalı karbon denkleştirme planlarına da bir uyarı niteliği taşıyor. Bu planların güvenilirliğinin eksik olduğu ve bazılarının karbon emisyonlarını uzun vadeli olarak etkili bir şekilde azaltma veya depolama etkisine sahip olmadığı iddia ediliyor.

7. Bu yasağın öncülüğünü yapan Sosyalist AP milletvekili Biljana Borzan, "Çevresel iddialar karmaşasını temizliyoruz" diyor. Kurallar, "yeşil", "doğanın dostu", "enerji verimli" ve "biyobozunur" gibi terimlerin serbest kullanımını yasaklayacak ancak ürünler "mükemmel çevresel performans" gösterebildikleri takdirde bu yasaklardan muaf olacaklar.

8. AB, "Yeşil Mutabakat" iklim yasasının son unsurlarını tamamlamaya çalışırken siyasi direnişle karşı karşıya kalıyor.

Avrupa Yeşil Mutabakatı Nedir?

İklim değişikliği ve çevresel bozulma, hem Avrupa hem de dünya için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek amacıyla, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Avrupa Birliği'ni modern, kaynakları daha etkili bir şekilde kullanabilen ve rekabetçi bir ekonomiye dönüştürmeyi hedefliyor. 

AB, 11 Aralık 2019'da duyurduğu Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile 2050'de iklim değişikliğini kötü yönde etkilemeyen ilk kıta olma hedefini koymuştu. Bu hedefe ulaşmak için AB, iklim değişikliği temelinde tüm politikalarını yeniden şekillendireceğini ve yeni bir büyüme stratejisi benimseyeceğini belirtiyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM), finanstan enerjiye, endüstriden ulaşıma, inşaattan ve tarıma kadar pek çok alanda AB politikalarında büyük değişiklikler getiren önemli bir girişim.

Bu hedeflere ulaşmak için aşağıdaki ana amaçlar belirlenmiştir:

- 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonu sağlamak,
- Ekonomik büyümeyi kaynak tüketiminden ayırmak,
- Hiç kimsenin ve hiçbir yerin geride bırakılmamasını sağlamak.

Avrupa Yeşil Mutabakatı, aynı zamanda COVID-19 salgınından toparlanma için bir kurtuluş planıdır. Yeni Nesil AB Toparlanma Planı'ndan gelen 1,8 trilyon avroluk yatırımın üçte biri, Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı finanse etmek için ayrılacaktır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı'nı hayata geçirmek için AB, aşağıdaki amaçlar doğrultusunda çalışmaktadır:

- Ekonomiyi ve toplumları dönüştürmek,
- Ulaşımı sürdürülebilir hale getirmek,
- Yeni bir sanayi devrimine liderlik etmek,
- Enerji sistemini temiz hale getirmek,
- Binaları daha çevreci hale getirmek,
- Gezegeni ve insan sağlığını korumak için doğayla işbirliği yapmak.

Bu hedefler doğrultusunda Avrupa, sürdürülebilirlik ve çevresel koruma konularında ilerleme kaydetmeyi amaçlıyor.

Daha somut hedeflere ve gelişim çizelgesine bakacak olursak:

○ AB'nin iklim, enerji, arazi kullanımı, ulaşım ve vergilendirme politikaları 2030'a kadar 1990 seviyelerine göre %55 karbon emisyon azaltımını hedefliyor. 

○ Bu amaç doğrultusunda "55’e Uyum" adı verilen mevzuat değişiklikleri paketi 14 Temmuz 2021'de Avrupa Komisyonu tarafından açıklandı. "55'e Uyum" paketinin, uluslararası ticareti etkileyecek en önemli unsurlarından biri, dünyada ilk kez uygulanacak olan Sınırda Karbon Düzenlemesidir (SKDM/CBAM). Sınırda Karbon Düzenlemesi, 1 Ekim 2023'ten itibaren yürürlüğe girecek ve ithal ürünlerin karbon emisyonlarını raporlamayı gerektirecektir. 1 Ocak 2026'dan itibaren başlayacak asıl uygulama döneminde ise AB'ye ithal edilen ürünler için karbon ücreti ödenmeye başlayacak ve dolaylı emisyonlar da ücretlendirmeye tabi olacaktır. Türkiye gibi Avrupa'ya büyük bir ihracat yapan ülkeler için Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) oldukça önemlidir. Bu düzenleme, 2026 yılına kadar pilot uygulama ile başlayacak ve ardından tam olarak devreye girecektir. İlk aşamada demir-çelik, gübre, alüminyum ve çimento gibi yüksek karbon emisyonuna sahip sektörlere odaklanacak olan SKDM, AB'ye ihraç edilen tüm ürünleri kapsayacaktır. Bu nedenle şirketlerin emisyon kaynaklarını tespit etmeye, verileri eksiksiz bir şekilde toplamaya ve karbon ayak izlerini hesaplamaya başlamaları gerekmektedir.

○ Yeşil Mutabakatın bir parçası olarak, ürünlerin dayanıklılığı, tamir edilebilirliği, düşük karbon emisyonu, zararlı kimyasallardan arınmış olması ve geri dönüştürülebilir olması gibi sürdürülebilirlik kriterlerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. 

○ Döngüsel Ekonomi Eylem Planı çerçevesinde ürünlerin tasarımından atık yönetimine kadar yaşam döngüsünü kapsayan zorunlu gereklilikler getirecektir.

○ AB'nin Atık Sevkiyatı Tüzüğü Taslağı ile kontrolsüz atık ihracatını sınırlamayı hedeflediği ve aynı zamanda AB içindeki atıkların ekonomiye kazandırılmasını ve döngüsel ekonomi hedeflerini desteklemek amaçlanıyor. Türkiye'nin, AB'nin atık ihracatı yaptığı ülkeler arasında başı çektiğini not edelim.

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması, küresel ticaretin önümüzdeki yıllarda şeklini değiştirecek önemli unsurlardan biridir. Özellikle Avrupa'ya ürün ihraç eden şirketler için yeni bir vergi yükünün ortaya çıkması beklenmektedir. Bu vergi yükü, emisyonları azaltmayan şirketlerin Avrupa pazarındaki rekabet güçlerini zayıflatabilir.

AB ile resmi olarak üyelik müzakereleri sürecinde ve Gümrük Birliği'nin parçası olan Türkiye için Avrupa Yeşil Mutabakatı belirleyici bir yerde. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin pazarına erişimde Türk iş dünyası için önemli bir konu. Ekonomilerin buna göre dönüşüm süreci bakımından da son derece etkili.

2022 yılında gerçekleştirilen bir araştırma (Acar, Aşıcı ve Yeldan, 2022), uygulamanın Türk ihracatçıları için yıllık potansiyel maliyetinin 1.1 ila 1.8 milyar Avro aralığında olduğunu tahmin ediyor.