Suriye’de iç çatışmalar bütün hızı ile sürüyor. Sınır bölgelerimizdeki güven ortamının kalmaması, top mermilerinin bölgemize düşmesi, can ve mal kaybının artmasına da neden oluyor. Suriyeli sığınmacıların sadece Hatay, Gaziantep ve çevresindeki illerden artık büyük şehirlere yayılması da ayrıca sorunu büyütüyor. Öyle görünüyor ki Suriye sorunu siyasi ve ekonomik sorun olarak daha çok başımızı ağrıtacak.

                                          Esat güçlerine karşı ithal savaşçıların Türkiye sınırından rahatlıkla Suriye’ye geçtikleri ve sınırın yolgeçen hanına döndüğü iddia ediliyor. Aynı iddialar içinde Hükümetin, bazı aşırı İslami gruplara yardım ettiği, silahlandırıp sınırdan Suriye’ye gönderdiği haberleri de yer alıyor.

İzleyebildiğimiz kadarı ile sınırdaki vatandaşlarımız can güvenliklerinin olmadığından yakınıyor. Özellikle El Kaide gibi örgüt militanlarının korku ve dehşet saçtığına da dikkat çekiliyor.

                                          BAKAN DA DOĞRULADI

                                             Sınırda yaşanan sıkıntının boyutlarının artması üzerine Dışişleri Bakanı Davutoğlu artık itiraf etmek durumunda kalıyor yaptığı açıklamada da şöyle

diyor:

                                             “Suriye sınırında fiziki güvenlik sisteminin güçlendirilmesi kapsamında, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak, yatık mermi yollu silahların etkilerinden korumak, sınıra yakın okul, karakol, hastane gibi yerlerin emniyetini sağlamak, kaçakçıların yoğun olarak kullandıkları yerlerde kaçakçılığı ve olabilecek çatışmalarda kayıpları önlemek, hudut hattında mayın tarlalarının bulunduğu yerlerde vatandaşların mayınlı araziye yanlışlıkla girmesine ve zarar görmesine engel olmak maksatlarıyla tel örgü inşası dahil gerekli tüm tedbirler ise ilgili kurumlarımızla eşgüdüm halinde alınmaktadır.”

                                                Nitekim Reyhanlı’da yapılan saldırıyı El Kaide’nin üstlenmesi, AGİT Toplantısında Büyükelçi Tacan İldem’in ““Reyhanlı’da 52 kişinin yaşamını yitirmesine ve 146 kişinin yaralanmasına neden olan bombalı saldırılar, El Kaide unsurları tarafından yapıldı ve El Kaide unsurlarının Suriye dışındaki operasyonudur”açıklaması da Suriye politikalarının geldiği noktayı gözler önüne sermektedir. El Kaide’nin zaman zaman Türkiye’yi tehdit ettiğine dair haberler de yaşanmakta olan huzursuzluğu daha da artırıyor.

                                        BÜYÜK ŞEHİRLERE YAYILIYORLAR

                                         Niğde Ulukışla’da da 20 Mart’ta Suriye’den ülkemize gelen ve terör eylemlerine katılan 3 Avrupalı terörist 1 astsubay, 1 polis ve 1 vatandaşımızı şehit etmişlerdi. Bu teröristlerin de sınırımızdan ellerini kollarını sallayarak nasıl geldikleri, eylemi nasıl ve neden gerçekleştirdiklerini şu ana kadar bilemiyoruz. Bazı terörist gruplarının Türkiye’ye sızdığı, her an her yerde silahlı eylem yapabileceklerine dair duyumlar da alınıyor. Bütün bunlar sınır güvenliğinin sağlanamamasından kaynaklandığını gösteriyor.

Kaçakçıların sınırda cirit atması, çatışmalara girmesi de çevreye korku ve dehşet saçıyor.

                                          İşin bir başka boyutu da savaştan kaçanların İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana gibi illerde de çoğalmaya başlamış olmasıdır. Adı geçen illerde sorun olan, çeşitli olaylara karışan Suriyeli sığınmacılar huzur ortamını bozan yabancılar olarak da görülüyor. Şu ana kadar 1 milyonun üzerinde Suriyeli sığınmacının ülkemizde bulunduğu tahmin ediliyor. Kaldı ki bu sığınmacılar ekonomik açıdan da Türkiye’ye yük oluyor. Ülkelerine ne zaman döneceklerini de bilemiyoruz. Hatta savaş bitse bile çokları geri gitmeyeceklerini söylüyor.

                                  74 VATANDAŞIMIZ CAN VERDİ

                                     Önümüzde bazı veriler var. 15 Mart 2011 yılından bu yana sınırda neler oldu, kaç vatandaşımız öldü, kaçı yaralandı bunlara da bir göz atalım:

                                     Yaşanan çatışmalardan seken kurşunlara, top mermilerine ve yasadışı sınır geçiş girişimlerinde 74 vatandaşımız can verdi. 300’ün üstünde yaralan oldu. Bunların çoğu sakat kaldı. Bu rakama El Kaide terör örgütünün 11 Mayıs 2013’te Reyhanlı’da düzenlediği çifte bombalı saldırıda hayatını yitiren 53 vatandaşımızla Suriye’de Beşar Esad yönetimine karşı çatışmalarda ölenler dahil edilememiş. Türkiye’de başta Adıyaman olmak üzere çok sayıda gencin isyancıların saflarında çatışmalara katılmak için teşvik edildiği iddia ediliyor. Şu an itibariyle kaç Türk vatandaşının çatışmalarda hayatını yitirdiğine dair bir veri açıklanmadı. Yine Şanlıurfa’nın Akçakale İlçesi’ne 3 Ekim 2012’de Suriye’den atılan top ve havan mermilerinin caddeye düşmesi üzerine 5 kişi hayatını yitirmişti. Bu ve benzeri olaylarda hayatını yitirenler de Genelkurmay’ın açıkladığı rakama dahil bulunmuyor.

                                          Görüldüğü gibi uygulanan Suriye politikaları Türkiye’yi bu duruma getirdi. İçerideki bu huzursuzluk, sıkıntı, ekonomiye yansıyan olumsuzluğun yanı sıra, dış politikada yitirdiğimiz itibar ve geldiğimiz nokta Türkiye’nin imajını da bozuyor. Savaşın uzamasının en çok zararını biz görüyoruz ve Suriye faturası da giderek kabarıyor.