Hayat sürprizlerle doludur. Ama sürprizlerin insanları mutluluğa, heyecana sürüklemesi öncelikli olandır.
Bizim son yıllarda her gün, her an ne gibi kötü sürprizlerle karşılaşacağımız belli değil.
Dostluk, arkadaşlık, kardeşlik duyguları gittikçe köreltiliyor.
Vuran,öldüren öldürene.
Trafik kazaları eskiden de olurdu.
Şimdilerde her yerde kaza denilerek geçiştirilmeye çalışılan çoğu ihmal ve önlem alınmadan özensiz yapılanmalardan kaynaklanan katliamlar var.
Terör belasından gelen gencecik çocuklarımızın şehadet haberleri sanki kanıksandı. Acaba bugün kaç şehit haberi gelecek diye çetele tutuluyor.
Sınırlarımızın güvensizliği ha keza.
Kendi vatandaşlarımıza silah sıkarak öldürüyoruz sonra da yanlışlıkla oldu, hatalar var diyerek çocuk oyunu oynuyoruz.
Şimdi de Şanlıurfa'daki özgürlüklerinden olmuş devletin gözetimi altinda canlarını, mallarını devletin eline bırakmış yurttaşlarımızdan 33 tanesi çıkan yangında öldüler.
Bunlar insan değil mi?
Bilmiyorum oralarda cezaevlerinde bir gün geçirdiniz mi?
Onların dramlarını dinlediniz mi?
Ve feryatlarını duydunuz mu?
Öbür taraftan sınavlar yapılıyor ülkemizde.
Bu sınavlardan önce kaç kişinin kazanacağı internet sitelerinde yayınlanmış.Avukat bir karı-kocadan biri birinci öbürü ikinci olmuş. Olabilir ama duyumlara göre birilerinin ellerinin oralara kadar uzandığı söylenip yazılıyor.
Senden benden kavgası ,hatta kavga değil de bir kısım vatandaşlarımızı ötekileştirme devam ediyor. Bu gibi durumlar yurttaşlar arasında tedirginlik, kaygı ve endişe duymaya yol açıyor. Birileri çok mutlu, diğerleri huzursuz, korku dolu ve çok mutsuz.
Yapılacak olan mı?
Her zaman sağduyunun söylediği...
Bu ülkede ve diğer ülkelerde yaşayan yurttaşlarımıza aynı yakınlık, koruma, gözetme devletimiz ve idarecilerimiz tarafından yapılmalıdır.Yoksa bu endişe, korku, etkisizleştirme başarı oranlarımızı, kardeşlik duygularımızı köreltmekte.
Acımasız, başkalarını düşünmeyen sadece kendimizi ve yandaşlarımızı ön planda tutan bir toplum oluyoruz.
Bu da birlik ve bütünlüğümüze zarar veriyor.
