Türkiye'deki demokrasi mücadelesi verenler bugünkü Macaristan seçimlerini yakından izlemeli.

Bütün antidemokratik gelişmelere rağmen Orban ve partisi Fidesz'in kazanması bekleniyor.6 partili muhalefet ittifakı ile aradaki marj dar ama Ukrayna Savaşı, Orban'a güç kazandırdı.Altılı muhalefet bloğu yaptıkları kurultaylar ile partizan olmayan bir ortak aday belirledi. Budapeşte belediye başkanı ortak aday olamadı.

Muhalefet bloğunun  birlik içinde olmakta zorlandıkları da çok an oldu.

Ortak liste ve program sürecinde çeşitli iniş çıkışlar yaşandı.

Orban hem elindeki medya mekanizması yoluyla muhalefetin iç ayrılıklarını belirginleştirdi hem de seçim sistemini kendi menfaatine göre değiştirdi.

Zaten sivil toplum ve bağımsız medyayı büyük oranda sindirmiş olan Orban ülkede bağımsız yargı ve denge denetleme de bırakmadı.

Orban'ın Macaristan’ı otoriterleşme hızında karşılaştırmalı olarak en önde. 

Elbette bu tabloda Türkiye'yi de görmek lazım.

Macaristan ve Türkiye örnekleri pek çok açıdan benzer ve alınacak dersler var.

Lakin biri AB üyesi, diğeri değil. Bunu da göz ardı etmemeli.

Ukrayna Savaşı korku ile güdülenen Avrupa'da otoriter liderlerin elini üç boyutta güçlendirdi

1- Uluslararası kamuoyunun dikkatini demokratikleşmeden başka bir noktaya çekti.

2- AB içinde Orban birkaç hamle ile birden siyasi konum yükseltti.

3-  Otoriterleşmenin pençesindeki, Ukrayna Savaşı'ndan doğrudan etkilenen ülkelerde, iktidar aygıtları tarafından iç kamuoyuna güvenlik kaygıları zerk edildi.

Elbette tam kontrol altında bir medya, bağımsız olmayan medya ve yok edilen denge denetleme sistemi bunu kolaylaştırdı.

Bir sürpriz olup muhalefet bloğu seçimi kazanamaz ise Macaristan ve otoriterleşmeden sıyrılma umudu daha uzak bir zamana ertelenmiş demektir.

Bugüne kadar ülkedeki gelişmeler karşısında yeterice eylem ortaya koyamamış AB de buna istemsiz katkı sağlamış sayılır.

Buradan çıkarılması gereken sonuçlar şunlardır:

• AB başta olmak üzere uluslararası kamuoyu değerler ve kurallar sisteminin daha iyi bir savunucusu olmak zorundadır. Siyasa ve eylemlerdeki konjonktürel savrulmalar otoriter rejimleri sadece daha da güçlendiriyor.

• Otoriterleşmenin pençesindeki ülkelerdeki muhalefet bloğu partileri bencilliği bir kenara bırakıp önceliklerini daha iyi değerlendirmeli ve buna göre hareket etmeliler.

• Bu ülkelerdeki muhalefetin birlikte seçime girip oyunu blok olarak yükseltmesi tek başına yeterli değil.

• Otoriterleşme ile mücadele edilen ülkelerde temel demokratik şartlar ortadan kaldırıldığı için adil ve özgür seçimden bahsetmek olanağı yoktur. Bunu seçime az kala değil daimi vurgulamak ve dikkati çekmek önemlidir.

• Adil ve özgür seçim ortamının olmadığına dikkati çekmek yeterli değildir. Bununla mücadele edecek, ezber bozucu yeni araç ve yöntemler geliştirmek ve kullanmak elzemdir.

• Otoriterlik pençesindeki ülkelerde muhalefet bu konuda gerçekçi davranmalı, topluma her ne sebeple olursa olsun otoriter lider ve onun yönetimine mahkum olmadığı, çok daha iyi bir geleceğin mümkün olduğu güven ve enerjisini vermesi zaruridir.

Dilerim bugün demokrasi kazansın.

Kader Sevinç

Brüksel