O gün hareket günler önceden başlar. Her türlü hazırlıklar yapılır. Günler aylar önceden zaten meşe veya çalı odunlarının yandıktan sonraki külleri bir kapta toplanmıştır. Onlar diğer atıklara karıştırılmaz. Çünkü onlar en güzel çamaşır deterjanıdır o zamanlar. Çamaşırlara giyecek 'gecek' denir. Onların yıkandığı yerede geceklik denir. Genelde perşembe günleri çamaşır günü olarak bilinir. Çünkü ertesi gün cumadır. Cuma'ya boy abdesti alinarak gidilir. Ama diğer günlerde de yapılabilir. Çünkü bizim oralarda hatta tüm kırsal kesim dedikleri yerlerde yapılacak çok iş vardır.

Gecenin bir saatinde fırsat bulunursa ahırda ebeveynler ancak cocuklar yattıktan sonra tüm ihtiyaçlarını ancak görebildikleri için gece yarısından sonra o dondurucu soğukta hayvanların yanında samraların arasın da bir testi su ile yıkanabilirler. Ne kadar yıkanmaksa.

Evde bulunan gençler ise odun kesme bahanesiyle çay kenarlarında, dağda taşta temizlenip yıkanabilirler. Hem de çabuk olmaları gerekmektedir. Çünkü birileri tarafından görülebilirler. Ya da soğuktan donma derecesine kadar ilikleri bile üşür.

 İşte evin anası ona yardım eden çocuklar. Onlar kız erkek farketmez. Kim yetişkin ise, becerikli ise o yardımcıdır ahırda bacada. Gecenin bir saatinde su olmadığı için genellikle çay kenarlarına çamaşırlık olarak bilinen yere gidilir. Ateş yakılarak çamaşı kazanları, üzerine su doldurularak konulur. Evden getirilen içi camaşır dolu geceklik denilen torbadan kirliler çıkarılarak çamaşır yıkanacak odun kütüğü ya da büyükçe bir taşın üstüne konularak üzerine sıcak su dökülerek ıslanması, kirlerin yumuşatılması sağlanır.Kazandaki su kaynayıncada tenekenin yarısına kadar doldurulmuş olan külün üstüne kaynar su dökülerek demlenmesi sağlanır.

Çamaşır yıkamak için yapılmış tokuş denilen aletle camaşırlara vura vura kirlerin akıtıldığı sanılır. Bu arada biraz giysiler yıpransada yapacak başka bir iş yoktur. Ara sıra tenekedeki küllü su ilave edilerek yıkama işine devam edilir.

Çelikbilek markalı sabunda varsa eğer iş biraz daha kolaydır. İnanın bu ilkelliğe rağmen bir süre sonra yıkanıp harımlara, çalılara serilen camaşırlar pırıl pırıl tertemiz olmuştur. Çamaşır yıkama işi bitince tenekeki kül küllüğe dökülür. Çevre temizlenir. Kazanın altındaki kalan odun, küllerde uygun yere dökülür.

Eğer çamaşırlık denen yerin üzeri kapalıysa bu işi yapanlar alel acele kimseye görünmeden saçını başını yıkarlar o küllü suyla. O kadar keskindir ki biraz fazla kullanırsanız ellerini param parça eder bu küllü su. Öğleyin ya da biraz sonra iş biter. Çamaşırlar, kazan teneke ve artan odunlar sırtlara sarılarak eve gelinir.

Çamaşırlar harımlara (çalılar) serilir. Öğle yemeği için evin hanımı hemen oraya koşar. Eğer bir gün önceden ev temizliği yapılmışsa beyaz toprak ile badana yapılmışsa her yer tertemizdir artık. İnsanlar, çamşırlar ve ev yıkanıp kirlerinden arınmıştır. Öğle yemeği Allah ne verdiyse yenilir. Herkes bitmeyen kendi işine döner. Köyde bir çamaşır günü daha bitmiştir sağlıkla.

- - - - -