AK Parti Hükümeti, şimdi en kritik dönemi yaşıyor. Bir yandan IŞİD’a karşı mücadeleyi hızlandıracak, öte yandan “çözüm Süreci”nin yara almamamsına çalışacak. Her iki konunun da birbirinden ayrılmaz iki parça olduğu görülüyor. Çünkü Suriye’de IŞİD ile PYD-PKK ölüm kalım savaşı veriyor. (Bu satırlar yazılırken Kobani düşmek üzereydi.) İmralı’da HDP heyeti ile görüşen Öcalan, Kobani’deki gelişmelerle ilgili olarak şunları söylemişti, anımsatalım:

“Katliam girişimi amacına ulaşırsa hem süreci sonlandıracak, hem de yeni bir darbenin temelleri atılacaktır.”

Kim ne derse desin bu aba altından sopa göstermek ve bir tehdittir.

Öcalan Kobani’nin düşmemesi gerektiğine işaret ediyor. Bir yerde Türkiye’nin harekete geçmesi gerektiğini anımsatıyor. Özetle, “PYD-PKK IŞİD’la savaşıyor. Kobani’yi savunuyor. Siz de bu savaşta PYD-PKK yanında yer alın ve Kobani’nin düşmesini önleyin” demeye getiriyor.

İlginçtir, Başbakan Davutoğlu da, kabul ettiği Demirtaş’a yaptığı açıklamada “Kobani’nin düşmesini biz de istemiyoruz” dedi.

Kısacası Hükümet de “Kobani düşmesin, süreç devam etsin” görüşünde.

Ancak, sorun bu kadarla sınırlı kalamıyor. HDP’liler Başbakan Davutoğlu’nun bu açıklamasından memnun kaldılar ve “O zaman Hükümet Kobani’yi IŞİD’a karşı savunan PYD ile diyaloga girmelidir” diyorlar.

Kobani düşerse süreç sona ererse ne olacak? Şimdi Hükümet kanadı bunların hesabını yapıyor.

Konu ile ilgili önemli bulduğumuz diğer gelişme ise, Güneydoğu’da PKK ve yandaşlarının durmak bilmeyen eylemleri, okul ve araç yakmaları, yol kapatıp, kimlik kontrolü yapmalarıdır. Hükümet olanlar “süreç zarar görmesin “anlayışı ile bunların hiç birine ses çıkarmıyor ve gereken tavrı ortaya koyamıyor. Bu da terör örgütüne daha da cesaret veriyor. Bazı yasa dışı eylemlerin bile güvenlik güçlerinde sadece seyredildiğini görmekteyiz.

Söylemek istediğimiz şu:

PKK ve siyasi uzantıları istedikçe istiyor, Hükümet olanlar da verdikçe veriyor. Ancak, terör örgütünün ve destekçilerinin istekleri ve tehditleri bir türlü bitmiyor.

Şimdi, Hükümeti sıkıştıran ikinci konu IŞİD’a karşı doğrudan mücadele içine girmiş olmasıdır. Tükiye’de IŞİD’ın bir tabanı var ve bu örgüte destek veren bazı İslami gruplar da bulunuyor. Hükümetin bugüne kadar IŞİD karşısındaki tutumundan memnun olan, geçmişte AK Parti Hükümeti’ne destek ve oy veren bu İslami gruplar şimdi rahatsızlar.

Çünkü AK Parti’nin IŞİD karşıtı olmalarını istemiyorlar. Hükümetin, beklentilerinin dışına çıkmış olmasından duyulan rahatsızlıkları da ortaya koymaya başladılar. Öyle görünüyor ki bu sorun çok baş ağrıtacak ve kolay kolay da çözülemeyecek.

Geçenlerde İslami gruplar içinde yere alan ve geniş bir kesimi temsil eden ÖZGÜR-DER tezkere ile ilgili bir bildiri yayınladı ve AK Parti Hükümeti’ne açıktan bir uyarıda bulundu. ÖZGÜR-DER’in bildirisinde de şu ifadeler yer alıyor:

“Hükümeti, bugüne kadar sergilediği adil ve onurlu duruşunu sürdürmeye, emperyalistlerin ve İslam düşmanlarının dayatmaları karşısında yalpalanmamaya çağırıyor, bir kez daha ABD’den değil, yalnız Allah’tan korkun diyoruz.”

AK Parti’nin bazı cemaatlerle olan mutabakatları, bağlantıları var.

Bunları da partililer zaten inkâr etmiyor. Daha önce “paralel yapı”

gerekçesi ile Gülen Cemaati şile yollarını ayıran AK Parti’nin şimdi diğer bazı cemaatlerle de yol ayırımında olduğunu görüyoruz. Bunlar da hiç kuşkusuz AK Parti oylarını etkileyecektir.

IŞİD ile yapılacak mücadelede AK Parti, bazı İslami grupları belki doğrudan karşısına almayacaktır ama seçimlerde oy konusunda çok büyük sıkıntılar çekeceğini şimdiden söyleyebiliriz. Nitekim bazı İslami grupların temsilcileri bu konuda yapılan toplantılarda açıklamalar yapmaya başladılar. Böylece AK Parti ile bazı cemaatlerin mutabakatlarının sona ereceği de görülüyor.

İlerleyen zaman içinde IŞİD’a destek veren ve bu örgütü İslami bir grup olarak değerlendiren kesimlerin ortaya koyacakları tavır ve davranışları daha açık biçimde görebileceğiz.Bugünlerde yapılan bazı açıklamalar,gelecekte daha önemli gelişmelerin olabileceğinin mesajı olarak algılanmalıdır. Şu unutulmasın, IŞİD’ın Doğu ve Güneydoğu’da hücre evlerinin bulunduğu, bazı gruplardan önemli destek gördüğü de sürekli olarak söyleniyor.

Biz daha önce yazdığımız yazılarda bunlar değinmiş ve bu hücrelerin uyanması ile IŞİD’ın Türkiye’nin kalabalık yerlerinde ses getirecek büyük patlamalara imza atabileceğine değinmiştik. Son derece acımasız olan ve hiçbir şeyden korkmayan, çekinmeyen bu örgütün her türlü eylemi gerçekleştirebileceğine de dikkatleri çekmiştik.