2021 sana hoşgeldin demeye artık saatler kaldı. Geçen haftaki siparişlerimi unutmadın umuyorum. Senden beklentilerimiz çok. Biliyorsun ki 2020 maalesef beklenmedik olaylarla dolu bir yıl oldu. Çok canlar yaktı, üzdü bir çoğumuzu, düzenimizi, psikolojimizi, hayatımızı alt üst etti.

Hollywood filmlerini aratmayacak, inanılmaz, korku ya da bilim kurgu filmi gibi çok değişik ve ilginç bir yıl olan 2020’yi geride bırakmanın heyecanı ve sevinci içindeyiz; sanki değişen bir rakam her şeyi de değiştirecekmiş, iyileştirecekmiş gibi.

2020’NİN ÖZETİ 

Yepyeni bir yıla, yeni bir on yıla giriyorduk. Her yıl olduğu gibi çok umutluyduk, beklentilerimiz çoktu ve hepsi de normal beklentilerdi aslında. Hiç birimizin beklentisi ve dileği; “bu yıl maskesiz dolaşalım, rahatça kalabalığa karışalım, elimi oraya değdim sonra ağzıma değdim mi acaba, ay adam öksürdü bana da bulaştırdı mı paranoyaları yaşamayalım” değildi. 

Tahmin ettiğiniz gibi 2020’in başrolünde olan, bütün dünyayı avucunun içine alan, hayatımızı korkunç bir maskeli baloya çeviren Koronavirüs kabusundan bahsediyorum. 

Koronavirüs bu yılın başlarında hayatımıza bir girdi pir girdi. Aslında ilk başlarda davulun sesi çok uzaklardan geliyordu. O yüzden pek önemsemedik. Ama sonra birden bire yanıbaşımıza kadar geliverdi. İtalya’da ve İran’da patlak verip büyük bir hızla Avrupa’yı etkisi altına alınca Mart ayında artık başka bir konu kalmamıştı. Tüm dünyayı bir anda kimsenin beklemediği bir şekilde etkisi altına alıverdi. 

Böylece kısıtlamalar, karantinalar bir biri ardına geldi tüm dünyada. Evlerimize kapandık, yaşadığımız şehirlerde, ülkelerde esir kaldık, işlerimize gidemedik, alışveriş edemedik. Tüm dünya durdu sanki. İnanamadık, Çinlilere kızdık yarasa yediler, başımıza bu virüsü musallat ettiler diye. Evlerimizde bunaldık, sayıların çığ gibi artmasıyla korktuk, ürktük, şaştık. Bir kaç ay sonra biter diye bekledik ama bitmedi!

Bitmiyordu. Ama hayat bir şekilde devam ediyordu. Bu durgunluk, kapalılık çok uzun sürmedi, süremezdi. Ülkelerin çoğu ekonomik olarak çok etkilendi. Yazın gelmesi, turizm mevsiminin başlaması ile kısıtlamalar, karantinalar tıpkı geldiği gibi yine ardı ardına kalktı. Ülkeler diğer ülkelere kapılarını, sınırlarlarını açtılar. Ama ne yazık ki bu görünmez dev Koronavirüs hala aramızdaydı. Rahatlamalarla daha da arttı rahatça. 

Kışın gelmesi, soğukların başlaması ile de sayılar çoğaldıkça çoğaldı. Biteceğini, çekip gideceğini beklerken bu virüsün ve yol açtığı hastalık Kovid 19’un maalesef giderek daha da arttı. Kısıtlamalar, karantinalar geri geldi ama Avrupa’daki Noel hazırlıkları ile birlikte yine gevşedi kısıtlamalar ve de insanlar. Sonrasında mutasyona uğrayan yeni varyantlar çıktı ortaya, hop yine başladı kısıtlamalar, kapanmalar.

Kasım ayında da salgının başından itibaren umutlu bir bekleyiş içinde olduğumuz aşı haberleri geldi peşi sıra. İlk aşı haberi milletçe bizleri gururlandıran Türk asıllı Alman çift, bilim insanları Uğur Şahin ve Özlem Türeci’den geldi.

Sonra başladı bir tartışma, hangi aşı daha iyi, hangisini yaptıralım, yoksa hiç yaptırmayalım mı? İnsanlar sokaklara döküldü yine. İlk başlarda bu virüsün varlığına, maske takılmasına inanmayanlar gibi bu kez de aşı karşıtları doldurdu meydanları. 

Tüm bunlara karşın bir çok ülkede aşılamaya başlandı bile. Açılısı İngiltere 8 Aralık’ta yaptı. Bu ana kadar da binlerce kişi aşılandı. Şimdi de aşı etkisini göstersin ve artık normal eski günlerimize dönelim diye bekleyişe geçtik. 

İşte böyle ilginç bir yıl yaşadık. Tarihe geçecek bir yıl!

2021’E SESLENİŞ 

Biliyorum 2021, sen geldiğinde, birden bire her şey değişmeyecek. Tek bir rakam, 0 gidip yerini 1 aldığında, takvimler 2021’i gösterdiğinde sihirli bir değnek dokunup her şey birden bire toz pembe olmayacak, her şey normale dönmeyecek. Ama umutluyuz biz yine de. SAĞLIK istiyoruz öncelikle. Biliyoruz ki sağlık oldu mu gerisi gelir. 2020 bizlere çok acı bir ders verdi bu konuda. Sen o kadar acımasız olma lütfen. 

Artık eski normal günlerimize dönelim, maskelerimizi atalım, mesafeleri bırakalım. Sarılalım, kalabalığa karışalım, kafelere, sinemalara, tiyatrolara gidelim, kaçmayalım birbirimizden. 

Umarım çok hoş gelirsin hayatımıza 2021, inan çok ihtiyacımız var buna. Haftaya görüşmek üzere, hoşçakalın.