Muhalefetin ortak bir cumhurbaşkanı adayı üzerinde çalışma yaptığını

biliyoruz. “Çatı aday” olarak ortaya atılan bir adayın hem CHP, hem

MHP, hem de AK Parti’den oy alabilecek bir isim olması düşünülüyor.

Ancak, bugüne kadar tarifi yapılan böyle bir aday bulunamadı.

Erdoğan’ın karşısına çıkarılacak böyle bir adayın aynı zamanda sürpriz

yaparak Köşk’e çıkabileceği de hesaplanıyor.

 

Hafta sonu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı

Bahçeli “çatı aday” konusunda bir araya geldi. İkilinin yaptığı

görüşmede “Erdoğan Cumhurbaşkanlığına aday olmamalı” görüşü ortaya

çıktı. Zaten uzun zamandır hem CHP, hem MHP Lideri Erdoğan’ın

adaylığına karşı olduklarını gerekçeleri ile kamuoyu ile

paylaşıyorlar. “Çatı aday” konusunda ise herhangi bir isim telaffuz

edilmedi. İki liderin 6 Haziran’dan sonra yeniden bir araya gelip,

değerlendirme yapacakları açıklandı.

 

Ortadaki görüş ve genel kanı şöyle:

 

“Çatı aday” sadece CHP ve MHP’den değil, AK Parti tabanından da büyük

oranda oy alabilecek bir isim olmalı. Bu sağlanamazsa “çatı aday”

formülü işlemeyecek.. O zaman, her parti kendi adayı ile

Cumhurbaşkanlığı seçimine girecek. Bu eğilim şimdi daha ağır

basıyor,şimdiden söylemiş olalım.

 

Bunun zor olduğunu baştan bu yana yazdık. “Çatı aday” konusu işlemez,

her parti de kendi çıkaracağı bir aday ile Cumhurbaşkanlığı seçimine

girer. Bizim görüşümüz bu doğrultuda. Zaten, muhalefet parti liderleri

de aşağı yukarı böyle düşüyor. Hiç kuşkusuz, kucaklayıcı olacak,

herkese aynı mesafede bulunacak, her kesimden oy alabilecek, tarafsız,

milli değerleri gözeten bir aday bulunabilirse, bu aday Erdoğan’a

rakip olmayacak,76 milyonu da kucaklayacak kriterlere sahip olacak.

Düşünce güzel, görüş iyi ama ortaya şimdiye kadar böyle bir aday

çıkarılamadı. Ya da Erdoğan’ı yıkabilecek bir aday “Ben varım” demedi.

Demek ki bu noktada bir yanlışlık var.

 

Düşünceler böyle ama ortada bu kriterleri taşıyan bir aday yok.

İsimleri ortada dolaşan adayların da seçimi kazanabilecek konumda

olmadıkları görülüyor. Her şeyden önce kamuoyunun çok yakından ve iyi

tanıdığı bir isim olması gerekirdi. Bunun anlamı, “çatı aday”

konusunun fiyasko ile sonuçlanacağı ve rafa kalkacağı demektir.

 

Özet olarak şunu söyleyebiliriz:

Her partinin kendi adayı ile seçime katılması, eğer Erdoğan

Cumhurbaşkanı adayı olursa, bunun önünü açmak demek olacaktır. Hatta

böyle bir durumda Erdoğan ilk turda bile seçimi kazanabilir. “Çatı

aday”dan vaz geçilmiş olması Erdoğan için “Sayın Başbakanım siz artık

Köşk’e çıkabilirsiniz, önünüz açıldı” demek olacaktır. Hiç kimse merak

etmesin, eninde sonunda bu böyle olacak.

 

Aslında siyasi liderlerin bugünü yıllar öncesinden iyi okumaları

gerekirdi. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği biliniyordu.

Bunun hazırlıkları önceden yapılmalı, bugün dillendirilen “çatı aday”

hazırlanmalıydı, bunlar yapılmadı. Cumhurbaşkanlığı gibi bir konunun

bugüne kadar ciddiye alınmamış olması son derece stratejik bir

hatadır. Şimdi çıkıp “Zaman kısaydı, hazırlıksız yakalandık” gibi

açıklamalar hiçbir şey ifade etmeyecektir.

 

Kaldı ki, muhalefet liderleri belki de Erdoğan’ın bir an önce Köşk’e

çıkmasını da teşvik ediyorlardır. Siyasi arenanın kendilerine kalması,

Erdoğan gibi sert bir liderden kurtulmanın ancak bu sayede

olabileceğini de düşünüyor olabilirler. Yoksa Erdoğan’dan kolay kolay

kurtulamayacaklarını biliyorlar.

 

Zaten bu konu kamuoyunda pek heyecan yaratmadı. AK Parti de, “çatı

aday” konusunu ciddiye almadı. Gerek CHP, gerekse MHP teşkilatları da

her iki partinin ortak adayına karşı görüntü çizdiler. Her iki

partinin tabanı da “Kendi adaylarımızla seçime girelim” görüşündeler.

Son olarak CHP Lideri Kılıçdaroğlu “HDP ile de görüşelim” önerisi

getirdi, Bahçeli buna kapıyı kapattı. 6 Haziran’dan sonra

Kılıçdaroğlu’nun Bahçeli’ye yapacağı ziyaretin nezaket ziyaretinden

öteye geçmeyeceği görüşündeyiz.