Artık bıktık bu siyasi olaylardan. Kim neyapmaya  çalışıyorsa kendi aklındakileri yapıyor. Hiç karşılıklı sevgi saygı denen birşeyde kalmadı. Görgü kurallarının önemini anlatırdık okullarda öğrencilerimize. Öğrendiklerini de uygulamaya çaışmalarını denetlerdik. Boşa mı gitti emeklerimiz diye hayıflanmıyor değilim. Koca koca insanların birbirlerine söylediklerini görünce, duyunca kendime pay çıkardım. Aslında böyle olmaması gerkiyor. Bizi yönetenlerin davranışlarına, hareketlerine ve ağızlarından çıkanlara çok ama çok dikkat etmeleri gerekiyor . Ama kime anlatacaksın?Hiçbir zaman kendisinden başkasını dinlemiyorlar ve haklı bile olsa inkar ediyorlar.

*** 

Bende bugün kendimi yağmur ve kar altında yaylalara götürdüm. Yollarda su birikintileri ve yaylaya doğru çamur içinda yol alırken çevreme bakıyorum. Ardıç ağaçları yalnızlık şarkılarını söylemeye devam ediyorlar. Kuşlar üşüdüklerini, açlıklarını haykırıyorlar ağaç dallarına, çimenlerin üstünde. Bazende alay alay gökyüzünde süzülüyorlar. Güneş bulutların ararsında bazen görünüyor. Bazende görünmüyor. Siz yaz günlerinde benden kaçıyordunuz, bende bu soğuk kış günlerinde sizlerden kaçarak öcümü alıyorum diyor sanki. Bu arada hava soğukta olsa bu temiz havayı burnumdan cığerlerime çekip ağzımdan doğaya salarak doğal tedavi uyguluyorum ciğerlerime, beynime. Çimenler soğukta saklanmışlar toprağın altına. Öylece uyuyorlar günlerdir. Dağların tepelerine bakıyorum çehrelerini dürmüşler iyice. Sanki ne işiniz var burada . Gidiniz sıcak odalarınızın içine der gibi. Yaylalar yalnız kalmışlar. Garip kalmışlar. Sessiz sakince başına gelenlere katlanmaya  çalışıyorlar. Hani bir türkü vardır. Nede olsa kışın sonu bahardır diye. Dallarını yapraklarını sallayarak bu şarkıyı mırıldanıyorlar gibi geldi bana. Eylül ekim aylarında geldiğimizde çeşmeler akmıyordu. Havalar kurak geçmişti. Şimdi şırıl şırıl akmaya başlamışlar. Bir hareket, canlılık salmışlar çevrelerine. Çobanlarda kalmamış yaylalarda, kaval sesleride. Hani derler ya adam kessen kimsenin haberi olmayacak . Aynen öyle buralarda doğa.Ama hani sıkıldığınızda kavgadan gürültüden uzak kalmak istediğinizde en uygun yer bu yaylalar.Kendinizle konuşuyortsunuz. Çevrenizi dinliyorsunuz.Aklınıza gelen şarkıları, türküleri bağıra bağıra söyleyerek stres atıyorsunuz.Ara sıra buralara gelmek, özlemleri gidermek gerktiğinede inanıyorsunuz.İçiniz boşalıyor. Sıkıntılardan dertlerden birsüreliğine arınıp rahatlıyorsunuz.Bence hepimizin denemesi gerekiyor dostlar.Hepinize sağlık ve başarılar dilerim