İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, "Dünya nüfusunun yüzde 20'sinden fazlası, yaklaşık 1,8 milyar insan yeterli konuttan yoksun, 100 milyondan fazla insan evsiz yaşamaktadır." dedi. Prof. Dr. Karaosmanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1985 yılında alınan kararla her yıl ekim ayının ilk pazartesi gününün Dünya Habitat Günü olarak kutlandığı söyledi.

Dünya Habitat Günü için her yıl bir tema seçildiğini belirten Karaosmanoğlu, bu yılki temanın "Herkes İçin Konut: Daha İyi Bir Kentsel Gelecek" olduğunu belirtti.

Karaosmanoğlu, Endonezya'nın Surabaya kentinde kutlanacak 2020 Dünya Habitat Günü'nde koronavirüs salgınının konut sektöründe olumlu dönüştürücü etkisi, sunduğu fırsatlar, sürdürülebilir ve kapsayıcı kentsel gelişim konularının ele alınacağını kaydetti.

Prof. Dr. Karaosmanoğlu, Dünya Habitat Günü'nün insanlar için önemli olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu:

"Dünya Habitat Günü'nün yeterli barınma hakkı, şehirlerin geleceğini şekillendirme gereği, eşitsizlikleri ve farklılıkları azaltma, yoksullara barınma sağlama, doğaya saygılı, sağlıklı, güvenli, yeterli yerleşimler için hepimize sahip olduğumuz şekillendirme gücü ve sorumluluğu hatırlatmayı amaçlamaktadır. İnsanın barınması en temel haklarından biri olup, yaşam sürdürülebilir ilerlemelidir. Dünya nüfusunun yüzde 20'sinden fazlası, yaklaşık 1,8 milyar insan yeterli konuttan yoksun, 100 milyondan fazla insan evsiz yaşamaktadır. 2030 yılında yetersiz konutta yaşayan insan sayısı 3 milyara yükselebilir. Dünyada kayıt dışı yerleşimlerde ve gecekondu mahallelerinde yaşayan 1 milyar insan var. 2030 yılında kayıt dışı yerleşimlerde ve gecekondu mahallelerinde yaşayan insan sayısı 3 milyara yükselebilir."

- Salgında acil barınma ihtiyacı

Dünyada insanlar için yeteri kadar konut olmaması nedeniyle sosyal mesafe ve hijyenin iyi uygulanamayacağını dile getiren Karaosmanoğlu, "Dünyada yetersiz konut koşullarında, kayıt dışı yerleşimlerde ve gecekondu mahallelerinde yaşayanlar koronavirüs salgınından en çok etkilenmektedir." dedi.

Karaosmanoğlu, konutların hem halk sağlık hem de şehirlerin sosyoekonomik canlılığının ve sürdürülebilirliğinin merkezi olduğunu aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Koronavirüs küresel salgını ile acil barınmaya ihtiyaç duyulduğu, yanı sıra milyonlarca daire ve evin de boş olduğu görüldü. Bu çelişki için küresel bir dönüşüm, uygun fiyatlı ve yeterli konut gerek. Herkes için konut çözümleri gerekli. Hükümetler ve yerel yönetimler en savunmasız olanları koruma ve evsizlik için acil tedbirler aldılar. Ancak, orta ve uzun vade programlarına ihtiyaç var. 'Herkes için barınma mümkün' diyerek hükümetlerin, yerel yönetimlerin kapsayıcı çözümleri için gücünü ortaya koyarsa, inşaat sektörünün finansmana erişimi, yeterli konut yatırımı, makul fiyatlı konutların gerçekleşmesini mümkün olur. Böylece sadece küresel salgın için değil, iklim değişimi, deprem, göç, savaş kökenli yerleşim sorunları için de sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle ilerleme mümkün olur. Bu bağlamda binalar için mümkün yeşil seçimlerin yapılması, yenilikçi yönelimler de anlam kazanmaktadır."

Karaosmanoğlu, STK'lerin yeterli konut, sağlık ve iklim dostu barınmayı gündeme getirmesinin önemli olduğunu sözlerine ekledi.