Meşhur Brezilyalı yazar Paulo Coelho'nun Bosna ve Slovenya'da geçen unutulmaz eseri Veronika ölmek istiyor'u biliyorsunuzdur. Okumayanlar için kısaca hatırlatayım. Veronika her istediğine sahip görünen, renkli bir yaşam süren, yakışıklı erkeklerle gezip tozan genç bir kadın olmasına karşın, mutlu değildir. Yaşamında bir şeylerin eksikliğini hissetmektedir. Başarısız bir intihar girişimin ardından, kendine geldiği zaman  bir akıl hastanesinde üstelik çok az bir ömrü kaldığını öğrenir. Zaten ölmek isteyen Veronika bu süreçte, başka dünyaların insanlarını tanırken kendisini de keşfetmeye başlar... Uzun süre etkisinde kalınılacak hoş bir kitap.

 

 

Veronika'nın ülkesine indiğimde buz gibi soğuk bir hava karşıladı bizi. Öyle soğuk ki içimizi titreten neredeyse nefes aldırmayan bir hava. Slovenya’nın başkenti Ljubljana. Öyle fazla kelime çokluğu sizi yanıltmasın “lyubliana” diye okunur. Minicik bir şehir yürüyerek bile gezebilirsiniz. Eski bir Balkan şehri beklerken Alman, Akdeniz ve Slovenya kültür karışımı bir öğrenci kenti. Mimari yapısı Barok, Rönesans ve Art Nouveau karışımından oluşuyor. Slovenya topraklarında sadece 11 gün savaş olmuş yani Yugoslavya'dan  çok hasar görmemişler. 

Yemek olayına gelince, o kadar çok börekçi dükkanı var ki nerdeyse ekmek bulamazlarsa börek yesinler dedirtecek kadar. Haksız da sayılmazlar Boşnak böreği gerçekten çok lezzetli oluyormuş dedirtecek kadar sevdim. Sloven mutfağı komşuları olan Avusturya’nın elmalı turtası, Viyana’nın sosis snitzelinden. İtalya'ya yakınlığı nedeniyle pizza ve risottondan ve Macar gülaşindan karışık bir mutfak yaratmışlar.. Kendilerine öz tahta dekorasyonun hakim olduğu restorantlarda özellikle mantılı çorbalarını çok sevdim. Tatilim Noel ve soğuk bir zamana denk geldiği için yöresel fazla içki deneyemedim ama en ünlü iki birası Kasko ve Union'u deneme şansım oldu.

Ljubljana, Avrupa’nın daha keşfedilmemiş cevheri ve çok da romantik. Nehrin kıyısında bir yandan Noel müzikleri çalarken, sıcak şarabını içip düşünmeden edemedim. Veronika haklı galiba ilk aşklar belki hiç unutulmaz ama mutlaka sona erer.