Değerli okurlar, hukuku anlamaya çalışmak  demek hak arama yollarını öğrenmek aynı zamanda hukuka ve adalete karşı farklı bir bakış açıları geliştirip tartışmak demektir. Bununla beraber günlük yaşadığımız hayata görünmeyen bir gizliliğe sahip olan hukukun ve adaletin yerini sorgulamamıza, soran ve sorgulayan bir toplum bilinci kazanmamıza vesile olur. 

Her ne kadar yabancı bir ülkede yaşamış olsakta Türkiye ile hukuksal bağlarımızın devam ettiği yadsınamayacak bir gerçek. Bu hafta ki hukuk köşemizde burdaki gurbetçi vatandaşlarımızı yakından ilgilendirdiğini düşündüğüm, Türkiye Miras Hukuku ile ilgili olarak  vasiyetname konusunu sizlerle paylaşacağım. 

Vasiyetname, vasiyetçinin çoğu zaman da miras bırakanın son arzu ve isteklerinin yer aldığı bir belge olup  Medeni Kanunda ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Kişinin ölümünden sonra da malları üzerinde kendi iradesine uygun olarak fiili ve hukuki sonuç doğuracak,  ölüme bağlı tasarruflarda bulunma imkânı sağlayan yasal bir düzenlemedir. 

Medeni Kanuna göre; vasiyet yapacak kişi mutlaka ayırt etme gücüne sahip olmalıdlr Vasiyetname , resmî şekilde veya mirasbırakanın el yazısı ile ya da sözlü olarak yapılabilir.

Resmî vasiyetname; iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir.

Resmî memur, sulh hukuk  hâkimi, noter, konsolosluk  veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Uygulamaya baktığımızda resmi vasiyetnameler çoğu kez noterlerde yapılmaktadır.  Burda dikkat edilmesi gereken; vasiyetname resmi memur tarafından yazıldıktan sonra vasiyetçi tarafından okunup imzalanması ve daha sonrada memur tarafından imzalanmasıdır. Diğer önemli bir nokta; resmi vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.

El yazılı vasiyetnameye baktığımızda;   tarih mutlaka ayrıntılı bir şekilde yazımalı ve vasiyetname sonuna kadar mirasbırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur. El yazılı vasiyetname , saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir.

Sözlü vasiyetname; Günümüzde pek rastlanan bir vasiyetname örneği olmamakla beraber ; Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmi veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.  Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler.  Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklar kendilerine beyan edilen son arzuları ayrıntılı bir şekilde mutlaka tarih belirterek hemen yazar ve imzalarlar.  Yazılan belge tanıklar tarafından  vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verilir ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hakime beyan ederler.

Son olarak belirtelim; mirasbırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir.  Yani kanunun açık hükmüne göre; vasiyetnamenin tamamından veya bir kısmından dönülebilir.

Değerli okurlar, bu haftalıkta bu kadar hepinize haktan ve hukuktan yana barış dolu bir hafta diliyorum.