Umut ışığı her zaman vardır yüreklerde. Onulmaz yaralar açan yüreklerdeki yangınlarda bile bir kapı aralığı, bir derde derman ilacı gibi aradığımız umutlar, özlemler, hasretler birgün karşımıza çıkar diye Allahtan ve kullarından medet bekleriz. Allah gariban, yoksul kulunu sevindireceğinde önce eşeğini kaybettirir sonra bulurmuş. Onun için eşeği en değerli varlığı çünkü. Her işini onunla yapabiliyor. Bizim ülkemizde bizde umutlarımızı yitirdik. Arayıp duruyoruz. Gelen geçene soruyoruzda yitirmeyin umudunuzu bulursunuz diye öğüt veriyorlar. Yahu umudumuzu yitirdik umudumuzu. Nasıl bulacağız ki? Ülkemizdede umutlarımızı yitirdikte arıyoruz bir ışık, bir yol, bir çıkış bulabilir miyiz diye. 

***

Bu ay işsizlerin sayısı artmış. Yoksulluk sınırı zaten açlıktan daha beter. Bu durumlar ve bunların yanında , eğitim, sağlık, beslenme, yolsuzlukların hatti hesabı yok. İster istemez karamsarlık basıyor yurttaşlarımızı. Sorunlarımızın, problemlerimizin üstesinden gelebilmek için bizimde yapabileceklaerimizin olduğunu unutmayalım. Önceliklerimizde birisi toplumdaki yozlaşma, saygı ve güven, insanlık ilişkilerindeki önemin değerini bilmeliyiz. Özellikle siyasal nedenlere dayanan ayrımcılıklardaki sertleşmelerin sakıncalarını görmeliyiz. Karşımıza anlamsız sataşmalar, kavgalar, davranış ve tutumlardaki çirkinlikler ve kişilik yoksulluğunun belirtileri giderek artmaktadır. Başta bizi yönettiğini sanan yöneticilerimiz konuşma ve davranışlarında örnek olmalıdırlar. Konuşma davranışlarla yöneticilerimiz sözünün nereye gittiğini hesap etmeden ulusal birliğimizi zedelemede ön ayak oluyorlar.İçerde olduğu gibi bu ayrımcılıklar dışarda başımıza bela oluyor. 

***

Bakınız Doğu Akdenizde yalnızız. Kıbrıs davasında ve terörle mücadelede yalnı kalmışız. Suriye ve ortadoğuda gene yalnızız. Nato ve Avrupa’da gene yalnızız. Ülkemizdeki mülteci ve göçmenler konusundada yalnız bırakılmışız. Ekonomik ve küresel dünyada yalnız bırakılmışız. İçerdeki demokrasi sınavında sınıfta kalmışız. Bence Türkiye, yeniden Atatürk’ün çizdiği. çerçeveye dönmelidir. Yalnızlık kabuğunu kırmak için sen ben kavgasından çark edip çıkarlarımız doğrultusunda adımlar atarak bu yalnızlık kabuğunu kırmalıdır. Uluslararası saygınlığımızı ancak bu şekilde kazanabiliriz. Bunun için bir umut ışığı yok mudur? Elbette böyle bir beklentimiz vardır ve olacaktırda. Hafta sonundaki seçim inşallah bu umut ışığının başlangıcı olur.Ama birileri hala olayları çarpıtarak ya ben ya da sonunuz hüsran diye alabildiğine direterek umutlarımızı yok etmeye çalışıyor.Hepinize umutlu,sağlıklı günler diliyorum.