Adı; Serkan Korkmaz. Ailesinin tek çocuğu. Zeki ve parlak bir öğrenci. Gülen Cemaati,ona ortaokul sıralarında Ankara-Kazan’da erişmiş ve ele geçirmiş. Cemaat, başta amacını gizli tutmuş ve onu Fen Lisesiiçin yetiştirdiğini söylemiş ama askeri okul sınavlarına çok az bir süre kala Deniz Lisesi’nin müracaat formlarını getirmiş ve yönlendirmiş. Esasında; Serkan’ın gönlünde asker olmak varmış ama biraz da Ankaralıolduğundan karacı olmak istermiş, Deniz Lisesi’nin varlığından bile haberi yokmuş.

1995’de, Heybeliada’da bulunan Deniz Lisesi’ne girmiş ve 1999’da okul birincisi olarak bitirmiş. Aynı yıl Tuzla’da bulunan Deniz Harp Okulu’na başlamış, 2003’de Endüstri Mühendisliğibölümünden, okul 10’uncusu olarak mezun olmuş ve teğmen rütbesi ile donanma saflarına katılmış.

Bylock Programını Kullanmış

Serkan Korkmaz,FETÖüyeliği nedeniyle yargılanıp, örgütün çözülmesi ve dağılması doğrultusunda ifade vererek, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Etkin Pişmanlık”hükümlerinden istifade eden ve hakkındaki yargı süreci tamamlanan eski bir Deniz Yüzbaşısı!

Korkmaz,Bylockprogramını kullanmış olmakla birlikte, aslında örgütten daha önce kopmuş. 2014 yılına gelindiğinde ise; örgütün TürkSilahlı Kuvvetleri’ndeki yapılanmasının kurmaylık sınavları üzerindeki tekelini fark ettiğinden, son sınav hakkında örgütü kullanmaktan başka alternatif bir yol görememesi nedeniyle örgütle tekrar iletişime girmiş.

ABD’yi Şikâyet Etmiş!

Korkmaz, 15 Temmuz Darbe Girişimindensonra devam eden süreç içinde Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyive FETÖelebaşının sığınma alanı olarak kullandığı ABD’ninDışişleri Bakanlığıtarafından yayımlanan insan haklarına dair raporlarda FETÖ'ye yönelik olumsuz bir ifade yer almadığını görmesi üzerine; hem iyi derecede yabancı dil biliyor olması, hem de hukuk alanında yüksek lisans ve doktora çalışması yapmış olmanın avantajı ile FETÖile uluslararası alanda mücadele etmeye karar vermiş. Ayrıca; bu uluslararası iklimin sağladığı koşullardan beslenen örgütün, özellikle Temmuz 2018 sonlarından itibaren, uluslararası medya kuruluşları üzerinden kendisini mağdur gibi gösterme gayretlerini ve Türkiyealeyhine propaganda faaliyetlerini yoğunlaştırdığını tespit etmiştir.

Serkan Korkmaz, gerek örgütü tanımış olmasının sağladığı bilgiler, gerekse eski bir subay olmasından dolayı örgütün TSK'daki yapılanmanın neden olduğu olaylar ile hukuk alanındaki akademik kariyerinin getirmiş olduğu birikim çerçevesinde geniş kapsamlı akademik bir rapor hazırlamış ve kendi yaşadıkları ve Türkiye’nin de FETÖnedeniyle uzun yıllardır yaşamakta olduğu temel hürriyet ve insan hakları ihlallerini, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine(UN OHCHR), Avrupa Konseyine, Avrupa Birliğine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine(ECHR), Amerikan Devletleri İnsan Hakları Komisyonuna(IACHR), ABD Dışişlerive Adalet Bakanlıklarına, Pensilvanya Eyalet Başsavcılığına, Almanya Federal İstihbarat Teşkilatına (BND)ve Almanya Dışişleri Bakanlığınataşımış, diğer yandan da Amerikan Devletleri İnsan Hakları Komisyonuönünde ABD’den şikâyetçi olmuştur.

FETÖ Hakkında İlk ve Tek Rapor

Almanya Federal İstihbarat Teşkilatı(BND), FETÖkonusunda kendisine gönderilen kargoyu teslim almayınca, Serkan Korkmazgeri gelen bu kargoyu BND’ye iletilmek üzere Alman Dışişleri Bakanlığı’na göndermiştir.

Korkmaz’ın uluslararası organizasyonlar ile Amerikan veAlmanmakamlarına sunduğu dilekçeler ve örgüt hakkındaki gerçekleri dünyaya anlatıp sesini duyurma amacıyla yazdığı yazılar; aynı zamanda Fethullah Gülenve örgütünü bu kuruluşlar ve kurumlar nezdinde ilk elden anlatan ve bu kişilerin evrensel hukuk kuralları çerçevesinde yargılanmasının önünü açmak amacıyla İngilizceolarak hazırlanan ilk ve tek rapor olma niteliğini de taşımaktadır.

FETÖ ile Mücadelede Devletten Yardım Bekliyor

Korkmaz,daha önce örgütün içinde bulunmuş bir kişi olarak FETÖ’yü uluslararası resmi kurum ve kuruluşlara taşımanın ötesinde; şu ana kadar yurtdışında bulunan örgüt mensuplarınca anlatılan yalanları doğrularla çürütmek amacıyla ilk kez uluslararası medyadan sesini dünyaya duyurmayı ve gerçekleri açıklamayı da planlıyor. Bu konuda devletten de yardım bekliyor ama tüm girişimlerine rağmen en tepedekiler dahil, devletten henüz tık yok!

Serkan Korkmaz,FETÖ elebaşı Fethullah Gülenile yurtdışında muhtelif ülkelere sığınan örgüt üyelerine ve bu kişilerin Türkiyealeyhine sürdürdüğü lobi ve propaganda faaliyetlerine karşı yukarıda belirttiğim uluslararası platformlarda 21 Mayıs 2018 tarihi itibarıyla başlattığı ve sürdürdüğü girişimlerine Cumhurbaşkanlığı’ndan,Adaletve Dışişleri Bakanlıklarındandestek talep etmiş.

Korkmaz,FETÖile uluslararası alanlar başta olmak üzere sürdürdüğü ve tüm kararlılığı ile sürdüreceği mücadelede devlet ve hükümet desteği alabilmek için Cumhurbaşkanlığı’na 21 Mayıs 2018, 22 Haziran 2018 ve son olarak da 28 Ağustos 2018’de olmak üzere toplam üç yazılı dilekçe göndermiş, mücadelesinin ayrıntılarını anlatmış ve yardım talep etmiştir. Son girişimini de geçtiğimiz ay yapmış ama yanıt yok. Serkan Korkmazaynı zamanda bildiklerini, yaşadıklarını ve FETÖ’ye karşı sürdürdüğü mücadelesini kamuoyu ile paylaşmaya hazır olduğunu da beyan etmektedir.

Zafiyet mi, Yoksa Bahane mi?

Serkan Korkmaz, geçtiğimiz pazartesi itibarıyla (19 Kasım 2018) avukatı aracılığı ile FETÖkonusunda mevcut durumu özetleyen basın duyurusunu CNN, BBC, Reuters, Euronews, Al Jazeera, USA Today ileAlmanya, Fransa ve İskandinavülkelerinin çeşitli medya kuruluşlarına göndermiş. Beklentisi ise uluslararası platformlarda FETÖliderini ve üst düzey üyelerini topraklarında barındıran ve iadelerini yapmayan ülkelere karşı "insanlığa karşı işlenen suçlar" bağlamındaki hukuksal gerekçeleri göstererek, uluslararası kamuoyunda farkındalık yaratmak.

Korkmaz’ın uluslararası alanda FETÖ’ye karşı verdiği bu cengaverce mücadele takdire şayan olmakla birlikte, tek başına verilebilecek bir mücadele değil. Bu mücadelede örgütsel desteğe ihtiyaç var. FETÖ’nün en büyük mağduru Türkiye Cumhuriyetiolduğuna göre; Korkmaz’a bu konuda devlet desteği verilmeli, hatta devlet bu mücadelenin liderliğini ve eşgüdümünü ele almalı. Korkmaz, uluslararası ortamda devletin FETÖmücadelesini yapamamasının nedenini gerek uluslararası politika ve gerekse uluslararası hukuk alanlarında devlet katında nitelikli personel zafiyetine bağlıyor. Acaba diyorum; iktidar gerçekteFETÖmücadelesi yapmak yerine, FETÖ’yü hukuku ve özgürlükleri askıya almak ve muhaliflerini ezmek için bahane olarak mı kullanıyor?

Özgür Karslı’nın Ulak Yayınları’ndan çıkan bilimsel içerikli “Devrimci, Teşkilatçı Mustafa Kemal”kitabını okumanızı tavsiye ederim.