Rusya ile Esad’a bağlı birliklerin ortaklaşa hareketle Bayır-Bucak Türkmenlerine karşı başlattığı katliam giderek daha da büyük boyutlara ulaşmaya başladı. Paris’teki katliam için bir araya gelen, ağıt yakanlar ne acıdır ki Suriye’de işlenen bu katliamlara karşı seslerini çıkarmıyor. Bakıyoruz, dünya suskun, olup bitenleri görmezden geliyor.

Suriye Türkmenlerine karşı başlatılan bu katliama Türkiye’den birçok yerden tepkiler geliyor ama, katliamın önüne geçebilecek adımların da şu ana kadar atılmadığını görüyor.

Bizi yönetenler, Rusya’nın bu katliamları durdurması gerektiğini anımsatıyor. Rus yetkililerine de bu isteği en üst seviden iletiyorlar. Ama, sonuç alınamıyor. Rusya bildiğini okuyor ve kimseyi dinlemiyor.

Şu kadarını söyleyelim:

Amerika dünyanın öte yanından gelip Suriye’de Kürtleri koruyor, Rusya uzaklardan gelip Esad’ı koruyor ama biz 300 kilometre ötemizdeki soydaşlarımızı Bayır-Bucak Türkmenlerini koruyamıyoruz. 

Bu, bugünün konusu da değil. Suriye’de iç çatışmalar başladığında bu topraklardaki Türkmenler Türkiye’den hep destek ve yardım bekledi. Kendilerini koruyabilecek silahlara ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Hatta yapılan açıklamalarda kendilerinin yalnız bırakıldığını bile söylediler. Sonunda bugünkü noktaya gelindi.

Türkiye’de 100’ün üzerinde Yörük Türkmen Dernek Başkanı bir araya gelip, Dünya Türkmen Yörük Birliğini kurmak üzere toplandı ve Dernek Başkanları da bir açıklama yaparak “Suriye’de Türkmenlere karşı soykırım yapılıyor. Bunun önüne geçilecek adımlar atılmalıdır” dediler. 

Yapılan açıklamada da özetle şöyle denildi:

“Ne yazık ki korktuğumuz başımıza geldi. Suriye’de yaşayan Bayır-Bucak Türkmenleri Ruslar tarafından bombalanmaya başladı. Karada ise Esad, İran- Lübnan Hizbullahı güçleri top tüfek ve tankla Türkmenlere tam anlamıyla soykırım uygulamaya başladı. Dün Kobani’ye (Ayn el-Arap) ağıt yakanlar bugün sessiz. Türkmenler yalnız! Türkmenler kimsesiz! Türkiye’yi idare edenler bu zulme Türkmen soykırımına ’Dur’demelidirler. Halep-Şam-Filistin’e ağıt yakıp ağlayanlar nerede? Türkmenler insan değil mi? Türkmenler Müslüman değil mi? Süleyman Şah’ın türbesini geriye çekmekle en büyük yanlışı zafer edasıyla anlatanlar yine, Bayır-Bucak Türkmenlerinin kıyımına son vermek için harekete geçmelidirler. Bayırbucak, Halep, Humus, Hama Türkmenlerinin yok edilmesine seyirci kalmak insanlık suçudur. Kıyımdan Kaçan Türkmenler Yayladağı sınır kapısına kadar gelmişlerdir. Aç, perişan ve kimsesiz Türkiye’den uzanan eli beklemektedirler. Türk ve Müslüman olarak onlara yardım ellerimizi uzatmamak vebaldir. Türk devletini göreve çağırıyoruz. Derhal bu zulme dur denilmelidir. Maddi ve manevi olarak kardeşlerimizin yanında olmak namus borcumuz olmalıdır. Yörük ve Türkmen dernekleri olarak Rus, İran ve Esad zulmünün kıyımını lanetliyoruz. Bu kıyıma sessiz kalan ABD başta olmak üzere, Avrupa’nın medeni geçinen ülkelerini kınıyoruz. Türkmeneli düşerse Türkiye düşer, Türkiye düşerse, Türk dünyası düşer” 

MHP Genel Başkanı Bahçeli de Türkmenlere karşı yapılan saldırılara karşı büyük tepki verdi. Bahçeli “Şehit olan her bir Türkmenler bir yanımız çöküyor” dedi. Bahçeli’nin açıklamalarına da kısaca göz atalım:

“Türk milleti soydaşlarının dram ve felaketlerini üzülerek izlemekte ve devletin tüm imkânlarıyla daha aktif olmasını beklemektedir. Uzak değil, neredeyse yanı başımızda, güney sınırımızın hemen dibinde, Yayladağı’nın tam karşısında Türkmen Dağı var. Ve yanıyor, kanıyor. Toprağa düşen her Türkmenle birlikte bir yanımız çöküyor, bir tarafımız sükût ediyor. Paris’e ağlaşanlar, Türkmen kıyımına susuyor. Kerkük’te ölüyoruz, Tuzhurmatu’da kurşunlanıyoruz, Bayır-Bucak’ta karadan ve havadan bombalanıyoruz. Ve Türkmen can veriyor. İnsanlık sanki kör, sanki sağır. Vicdanlar kuru, kalpler kaskatı. Türkmenlerin hayat ve varlık haklarına göz dikilmiş, kimsenin umuru değil. Asırlardır Bayır-Bucak’ta yaşayan soydaşlarımıza nefes almak çok görülüyor, zalimlerin uçakları, kara birlikleri ha bire ölüm yağdırıyor. Hayata gözlerini yuman kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyor, Türk milletinin başı sağ olsun diyorum. Destek ve dualarımız şartsız Türkmen kardeşlerimizledir. Bizim için Türkmen Dağı’nın Erciyes’ten, Toroslar’dan hiçbir farkı da yoktur. Özellikle Rus ve Esad güçlerinin insanlığı yok sayan saldırganlığı sonucunda kaybedilen Çanlı Köyü ve Kızıldağ Bölgesi yüreklerimizdedir” 

Emekli Büyükelçi Onur Öymen de Suriye’de yaşananların Suriye sorunu aştığına dikkat çekiyor. Öymen “ Otoriter rejim devrilsin düşüncesi ile silahlı grupların desteklenmesinin yanlışlığı bugün bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır. Öyle görünüyor ki Suriye sorunu daha çok baş ağrıtacaktır. Bundan da en büyük zararı Türkiye görmektedir.” diyor. 

Onur Öymen’in özet açıklamaları ile bugünkü yazımızı sonlandırıyoruz:

 

“Bazılarının Suriye hükümetini silah zoruyla devirme inadı yüzünden on binlerce insan hayatını kaybetti. Bu tavrınızla ne devirebiliyorsunuz ne de siyasi çözüm üretebiliyorsunuz. Bunun bedelini ise insanlar ödüyor. En çok da Türkmenler ödüyor. Bunun çaresi Suriye’de bir siyasi çözüm üretmektir. Daha sonra meselelere çare aramak gerekir. ’İlla bu gitmeli’ derseniz çözüm üretemezsiniz. Bırakın kimin gideceğine Suriye halkı karar versin. Otoriter rejimlerin olduğu her ülkede hükümetin devrilmesi için silahlı gruplar mı destekleniyor?  Suriye konusu artık Suriye’yi de aşan bir boyut kazandı. Artık büyük devletler orada çıkar peşinde koşuyor. Suriye’de iş o kadar çığırından çıktı ki kim kime saldırıyor, kim kiminle beraber tespit etmek çok zor. Suriye’de net bir tablo yok. Karma karışık ve kaygan bir zemin var.”