Suriye'deki şimdiki ortam ve ABD'nin yarattığı belirsizlik Türkiye'nin bölgede atacağı adımları da etkiliyor. Fırat’ın doğusuna yapılması beklenen askeri operasyonun beklemeye alınmasında da bu belirsizliğin rol oynadığı ifade ediliyor.

TSK’nın askeri operasyonunu frenlemeye çalışan Amerika’nın bölgede oyun üstüne oyun oynamaya başladığını da görüyoruz. Bu kaçıncı söz verme, bu kaçıncı oylama taktiği sayısını bile anımsayamıyoruz.

Genelkurmay eski İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Amerika’nın bölgede zaman kazanmaya çalıştığını söylüyor. Amerikalıların geri çekilme kararından sonra bile Menbiç’te beklediklerini de sözlerine ekliyor.

Bölgedeki durum değerlendirmesi yapan Pekin’in bu konudaki açıklamaları şöyle:

"ABD'nin geri çekilme kararı Türkiye'yi oyuna getirip, zaman kazanmak, bölgede dengeleri değiştirmek. Türkiye'nin Suriye ile görüşmesi dengeleri değiştirebilirdi bölgede o olmadı, ABD'nin çekilmesi bölgede dengeleri değiştirdi. Türkiye'nin hedefi YPG'yi kaldırmak, ABD ise biz çekiliriz ama Kürtleri korumak zorundayız diyor. Bunların hepsi nasıl bir sonuç verecek. Rusya ile Türkiye bazı konularda hemfikir. Rusya'da Türkiye'ye YPG-PYD'ye ne yapılacağı konusunda antlaşma yok. ABD'nin çekilmesi ile ilgili pazarlıklar devam ediyor anlaşıldığı kadarıyla. PYD-PKK'yı biraz aşağıya çekelim, Türkiye'ye tampon bölge kalsın yönünde. Rusya ile İdlib konusunda görüşülüyor. Rusya, Suriye adına da görüşüyor. Oradaki HTŞ ne olacak? Türkiye harekât ile ilgili nasıl bir sonuç alacak? ABD'nin hemen çekileceği yok. Bu ayın 8'inde Türkiye'de toplantı olarak, ondan önce netleşen bir şey yok. Yılın son günlerinde Rusya'da Türkiye ile Rusya heyetleri arasında yapılan görüşmeden somut olarak yansıyan bir konu yok. Teknik konuların konuşulduğu anlaşılıyor. Türkiye gerçekleştireceği harekâtın içeriğini anlatmış olabilir, bunun karşılığında Rusya İdlib başta olmak üzere başka konuları gündeme getirmiş olabilir. Türkiye’nin eline ateş topu verildi. Bununla uğraşıyoruz şu anda. Türkiye nereye girip, nerede harekât yapabilir? Diplomasi ve siyaset sonuna kadar devam ediyor. Savaş sonuçta diplomasinin başka araçlarla devamı. Harekâtın siyasi hedefinin ortaya konması lazım. Bunlar doğrultusunda askere hedefler belirlenecek. Askeri hedefler ele geçirildiğinde siyasi hedef gerçekleşecek mi? Türkiye'nin bekasını sağlıyor muyuz? Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlayıp, yabancı güçleri oradan çıkarabiliyor muyuz? Bunların hepsi soru işareti.”

Gelişmelere baktığımızda şu tablo karşımıza çıkıyor:

Amerika, PKK’nın uzantısı YPG’lileri Kürtlerin temsilcisi olarak görüyor. Bu terör örgütünü de koruyor. Yapılan açıklamalarda da “Siz IŞİD ile mücadele edin, YPG’ ye dokunmayın” demek isteniliyor.

Bölgedeki yeni tezgâh bu.

Teröristleri korumak için yeni Suriye haritası çizen Amerika’nın attığı her adıma dikkat etmek gerekiyor. Yapılan açıklamaları da değerlendirdiğimizde bir dediklerinin, ötekini tutmadığını görüyoruz.

Halen Menbiç’te terörist gruplarla Amerikalı askerler birlikte görüntüleniyor. Çekilme bahanesi ile bizi oyalamaya ve zaman kazanmaya devam ettiklerini de böylece görmüş oluyoruz.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun son açıklamaları da kafaların karışmasına neden oldu. Pompeo, açıklamasında “Türklerin Kürtleri katletmemesi için bu konunun güvence altına alınması Amerikan misyonunun hala en önemli bir parçasıdır” diyor.

Haddini bilmez ve Türkiye düşmanlığı olarak değerlendirdiğimiz bu açıklama, Amerika’nın gerçek kimliğini de ortaya koyuyor.

Türk askerinin merhameti, insancılığı hiçbir şeyle tartışılmaz. Türk askerini kendi işgalci ve işkenceci askerleri ile karıştırıyorlar.

Bunlara güvenilir mi? Bunlarla yola çıkılır mı?

Bu satırlar yazılırken yeni gelişmelerin olduğunu da görüyoruz.

Bölgede sıkışan PKK ve PYD’liler şimdi Rusya’ya ve Esad’a sığınmanın yollarını arıyor. Bu konuda üst düzey yöneticilerin Moskova’da görüşmelere ağırlık verdikleri haberleri geliyor.

Terörist grupların Şam yönetimi ile anlaşabilmek için Rusya’dan yardım istemeleri ve Rusya’nın bu isteğe sıcak bakması öyle görünüyor ki bölgedeki dengeleri de değiştirecektir.

Suriye konusunda yazdığımız yazılarda Amerikalılara olduğu kadar Rusya’ya da güvenilmemesi gerektiğini hep anımsattık. Rusya’nın bu konuda atatacağı adımları da iyi takip etmemiz gerekiyor.

Konu ile ilgili yazmayı sürdüreceğiz.