İSTANBUL (AA) - İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada yapılan duruşmada, olay tarihinde Deniz Kuvvetleri SAS Eğitim Merkezi'nde kursiyer olan Samet Topçu ile İbrahim Yılmaz'ın tanıklığına başvuruldu.

Tanık Yılmaz, emir üzerine, birlikteki silahları temizlik ve bakım için 13 Temmuz 2016'da Riva'daki yerleşkeye götürdüklerini anlattı. Gün içinde silahların temizlik ve bakımını yaptıklarını kaydeden Yılmaz, bu işlemden sonra yine silahları araca geri yüklediklerini aktardı. Cuma günü de spor faaliyeti yaptıklarını söyleyen Yılmaz, "Cuma günü spor faaliyeti normalden daha hafif geçti. Akşamında izin kağıtlarını doldurduk. Ben Gölcük’e geçtim. Darbe girişiminden babamın aramasıyla haberdar oldum. Evde televizyon açık değildi. Aksi bir durum yaşamadım. Pazar günü Gölcük'teki komutanlıktan arandım, gittim. Kursiyer olduğumuz için SAS’tan beni arayan olmadı." dedi.

İlk aşamada alınan ifadelerini tekrar eden tanığa, mahkeme heyeti, taraf avukatları ve sanıklar tarafından sorular yöneltildi. Mahkeme başkanı, tanığa ilk ifadesini hatırlatarak, sanıklardan Nihat Çengel'in telefonda konuştuğunu görmesi olayını sordu. Tanık Yılmaz da silahları temizledikleri esnada, sanık Çengel'in kendilerinden uzakta sık sık telefonda görüştüğünü ancak konuşma içeriklerini duymadığını belirtti.

Duruşmaya yarın tanık beyanlarının alınmasıyla devam edilecek.

- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, sanıkların Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emir komuta zincirinden kopuk olarak FETÖ'nün mahrem imamlarından talimat aldıkları, darbe girişimi sırasında SAT ile Kurtarma ve Sualtı komutanlıklarında muhalif olduklarını düşündükleri bazı askerleri derdest etmekle görevlendirildiği belirtiliyor.


Darbe girişiminin olduğu 15 Temmuz gecesi harekete geçen sanıkların darbenin başarısız olması nedeniyle eylemlerini tamamlayamadıkları anlatılan iddianamede, sanıkların bu aşamadan sonra da kendilerini gizlemeye çalıştıkları kaydediliyor.


İddianamede, sanıklardan Su Altı Savunma (SAS) komandosu E.T'nin etkin pişmanlıktan yararlandığı ve Deniz Kuvvetleri yapılanmasının sözde mahrem imamlarından olan sanık Enes Hozan'a bağlı olduğunu itiraf ettiği aktarılıyor.


İddianamede 51 sanık hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" ve "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.


Deniz Kuvvetleri yapılanmasının "mahrem imamı" konumundaki 14 sanığın ayrıca "terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan ayrı ayrı 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, etkin pişmanlıktan yararlanan SAS komandosu E.T'nin de aralarında bulunduğu 38 sanık hakkında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.


- Kaybolan silahlar Ümraniye'de bulundu


İddianamede, darbe girişimi sonrası SAT Komutanlığı'na ait 2'si uzun namlulu olmak üzere 4 silah ile bu silahlara ait mühimmat, SAT komandolarının kullandığı çok sayıda şişme can yeleği ve çelik yelekler de dahil birçok malzemenin kaybolduğu belirtiliyor.


İhbar üzerine Ümraniye'de bir apartmanın bodrumunda bulunan silah ve mühimmatın bu iddianamenin sanıkları arasında yer alan tutuklu SAS komandosu Astsubay Levent Özcan'a ait olduğu, Özcan'ın da bu apartmanda ikamet ettiği kaydediliyor.