Prof. Dr. Ercan'ın açıklamasından önemli notlar

“Depremlerin hepsi artçı depremler. Milas yöresinde olan 6.7'lik Bodrum depremi diğer Doğu-Batı doğrultusunda göçüntü kırığı oluşturdu. Bu göçüntüler doğrultusunda artçı depremler oluyor. Şu anda 5.5'lik deprem eksikliği var. Bu deprem oluncaya kadar artçı sarsıntılar devam edecek. Bodrum'dan doğuya doğru deprem kaymaları yaşandı. Bu bölgelerde toprak kaymaları görülüyor. Önceki deprem 8 atom bombası gücündeydi. Yaklaşık 100 kilometrekarelik alanda artçı deprem görülebilir.

Artçı depremler yıkıcı değildir. Artçı depremlerde eski ve çatlak binalar yıkılabilir. Herkes inşaat mühendislerine başvurarak binalarında herhangi bir çatlak varsa bunları mutlaka kontrol ettirmeliler. En son 6.7'lik depremde bazı binalarda çatlaklar oluştu. Bu binaların güçlendirilmesi lazım. İki ay daha artçı depremler sürecek. Korkulacak herhangi bir durum yoktur. Ben daha büyük bir deprem beklemiyorum. Artçı depremler bir süre devam edecektir. 

İnsanlar sanki bizim bir şeyler bilip gizlediğimizi düşünüyor. Bu günlerde bazı maksatlı haberler yayınlanıyor. Almanlar ve Yunanlılar birlikte araştırma yapıyor, bize bilgi verilmiyor haberleri düzmece ve korku yaratan haberlerdir. Türkiye’nin gezginciliğine ve ekonomisine zarar verici haberlerdir. Ne Yunan ne de Türk tarafından böyle bir çalışma yoktur. Yapılan tek çalışma, 2009 yılında bizim yaptığımız çalışmadır” dedi.

Deniz içi yanardağ araştırmalarını Bozburun ile Simi Adası arasında 2009 yılında Anadolu Üniversitesi ile birlikte başlattık. Türkiye’nin Küdür yanardağını bulduk. Bu yanardağdan çıkan lavlar çok akışkan olması nedeniyle Santorini gibi bir yanardağ bacası oluşturmaz. Isı aksı ve sıcaklık çalışmaları yaptık, batı metrik derinlik çalışmaları yaptık, titreşimci ölçümler aldık, yanardağın sismik çalışmalarını yaptık. Sonuçta bu yanardağın üç boyutlu biçimini belirledik. Yerini ve derinliğini de belirledik. Küdür’ün etkinliği konusunda 2009 yılından bu yana jeofizik çalışmaları sürdürüyoruz. Arada bir püskürme yapıyor. Püskürme yaptığında da deniz altında 30 metreye kadar bir püskürme görüyoruz. Gayzerlerde gördüğümüz gibi çıkardığı lav deniz altında kalıyor, bir ada oluşturmuyor. Kısacası çevrede bir yaşam biçimini değiştirmesi gezgincileri etkilemesi sözkonusu değil.

Bodrum depreminin nedeni bu yanardağ değil. Bu yanardağın oluşumu ile Bodrum, Rodos, Marmaris depremlerinin tek ortak yanı Güney Ege yayı boyunca, Afrika ana karasının Anadolu ve Batı Anadolu’nun Ege’yi kuzeye doğru 3-4 cm hızla germesi ve kaktırması ve altına dalan dilimin ise eriyerek hafifleterek yüzeye çıkmarmasından ibarettir. Anadolu’nun ve Ege’nin altına dalan Afrika, Ege ve Anadolu’yu yükseltirken yükselen bölümün göçmesi Gökova koyunu, Marmaris koyunu, büyük Menderes çukurunu, küçük Menderes çukurunu, Gediz çukurunu ve Bakırçay çukurunu oluştururken bu çukurlar boyunca deprem olmaktadır. Bodrum yanardağının bu depremle ilintisi yoktur.