Kararda, sanığın mensup olduğu ortamda Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı milli değerlerimizden olan ve “Türk milletinin var oluşunu sağlayan” Atatürk aleyhine hakarette bulunduğu, bunu da İslam adına yaptığını belirterek milleti birbirine düşürmek amacı güttüğünün aşikar olduğu vurgulandı. Sanığın savunmasına itibar edilmediği belirtilen gerekçeli kararda, sanığın bir daha bu suçu işlemeyeceği kanaatine varılamadığından sanık hakkında verilen cezanın da ertelenmediği gerekçeli kararda belirtildi.

Bakırköy 18. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan gerekçeli kararda, sanığın kendisinin kitaplara göre beyanda bulunduğunu iddia ettiği, hakarete dayanak olarak kitapları hakarete delil gösterdiği, hakaret için gösterdiği kitapların Nutuk dahil olmak üzere delil teşkil etmeyeceği ve hakareti geçerli kılmayacağının açık olduğu belirtildi. Gerekçeli kararda sanığın beyanların hakaret kapsamında olduğunun altı çizilerek “… Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı ve bekasının devamı için sanığın inançları yok ederek, halkın inandığı din ve mezhep ayrımına yönelterek bir kesim aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği…” ifadelerine yer verildi. Kararda sanığın halen duruşmada, sözlerinin yanlış olduğunu beyan etmeyerek üslubunun yanlış olduğunu belirttiğinin altı çizilerek, sanığın mensup olduğu ortamda kendisine ya da Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı milli değerlerimizden olan ve Türk Milletinin var oluşunu sağlayan Atatürk aleyhine hakarette bulunduğu, bunu da İslam adına yaptığını belirterek milleti birbirine düşürmek amacı güttüğünün aşikar olduğu kaydedildi. Bu gerekçelerle mahkemenin sanığın savunmasına itibar etmediği belirtilen gerekçeli kararda, sanığın bir daha bu suçu işlemeyeceği kanaatine varılamadığından sanık hakkında verilen cezanın ertelenmediği de belirtildi.

Kaynak: Sözcü