ANKARA (AA) - EDA ÖZDENER - Ertem, Cemaat Vakıfları Temsilciliği tarafından hazırlanan ve vakıf temsilcilerinin görüşlerine yer verilen "2018 Çalışma Raporu"nda Vakıflar Genel Müdürlüğünün cemaat vakıflarına ilişkin çalışmaları konusunda bir yazı kaleme aldı.

Vakıf olgusunun, "kadim medeniyetin en güçlü yanlarından biri olduğunu" vurgulayan Ertem, din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmadan her bir vakıf kurucusunun değerlerine sahip çıkmanın asli vazifeleri olduğunu belirtti.

Varlıkları Cumhuriyet öncesi döneme dayanan cemaat vakıflarının 2762 sayılı Vakıflar Kanunu ile tüzel kişilik kazandığını hatırlatan Ertem, kendi cemaat mensuplarınca seçilen yöneticilerce idare edilen cemaat vakıflarının geçmiş dönemde mülk edinme konusunda birtakım sıkıntılar yaşadıklarını söyledi.

Bu sıkıntıların Vakıflar Genel Müdürlüğünce son 16 yılda yapılan bir dizi yasal düzenlemeyle çözüldüğüne dikkati çeken Ertem, "Böylece cemaat vakıfları hem sahip oldukları hem de tasarruf ettikleri taşınmazları tapuda kendi adlarına kaydetme imkanına kavuşmuşlardır." ifadesini kullandı.

Ertem, 2002'den itibaren istişareler sonucu yapılan düzenlemelerle mal edinememe gerekçesiyle mülkiyet hakkı Hazine, belediyeler, il özel idareleri ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne geçmiş taşınmazların cemaat vakıflarına iadesinin sağlandığına, vakfına iade edilmeyen taşınmazların ise taşınmaz bedelinin ödenmesinin yolunun açıldığına işaret etti.

Vakıflar Genel Müdürlüğünün en üst karar organı Vakıflar Meclisinde cemaat vakıflarının temsil edilmesinin mümkün kılınmasının önemini vurgulayan Ertem, cemaat vakıflarının kendi seçtikleri bir üyeyle söz konusu mecliste alınan kararlarda söz hakkı kullanmaya başladığını bildirdi.

- "İbadethanelerin bedelsiz olarak cemaatlerine tahsisi"

Ertem, geçen yıl yapılan düzenlemeyle farklı dinlere ait ibadethanelerin bedelsiz olarak cemaatlerine tahsisinin önünün açıldığını anlatarak, "Böylece diğer dinlere mensup kişilerin bu ibadethanelerden yararlanmaları sağlanmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

"Temel amacımız farklı dinlerin mensubu vatandaşlarımızın hayır hizmetlerini gerçekleştirmek üzere oluşturdukları cemaat vakıflarının da diğer tüm vakıflar gibi fonksiyonlarını gerçekleştirmelerini sağlamak." ifadesini kullanan Ertem, şunları kaydetti:

"Bizler için aslolan dostluk, kardeşlik duygularının pekiştirilmesine, birbirlerinden farklı topluluklar arasındaki ilişki ve anlayışın güçlendirilmesine katkı sunmak, tüm vakıfların asli vazifelerini gerçekleştirmelerine kolaylık sağlamaktır. Biliyoruz ki köklü ve güçlü medeniyetler ekonomik ve siyasi güçlerinin çok ötesinde insanlığa sundukları ahlaki ve sosyal değerlerle büyüklüklerini ortaya koyarlar. Bu gerçeklikten hareketle farklılıklarımızın getirdiği zenginliklerimizi yaşatmak, tüm vakfedenlerin iradelerini korumak hepimizin asli görevidir."