1989’da doğdum. Örgüte 2010’da girdim. Fizik okuyordum, aynı zamanda yurt dışına gitmek, mimarlık da okumak niyetindeydim. Bir ajansa yazılmıştım. Reklam çekimlerine gidiyordum. Adnan Oktar, beni oradan izlemiş. O, birini görür, gözüne kestirir ve onu alır… Benim karşıma da işadamı sandığım Can Yıldız’ı çıkardı. Bu konuların imamı. O kadar düzgün, o kadar şahane, o kadar güvenilir görünüyordu ki, âşık oldum. 21 yaşındaydım. Sonra o şefkatli adamın adının Can değil Bora olduğunu öğrendim. Oysa evlenecektik, çeyiz bakıyorduk. Meğer Adnan’ın adamıymış. Örgüte girişim onunla oldu. Sonuçta biz evlenecektik, her şeyi paylaşıyorduk. Bu ne demek, Bora her şeyinizi biliyor demek!


5 KEZ KAÇMAYA ÇALIŞTIM
9 yıl bütün örgüt evlerini dolaştım. 2014’ten yakalandığımız tarihe kadar Dragos’ta, Adnan Oktar’ın yanında yaşıyordum. 5 kez kaçmaya çalıştım, 60 silahlı koruma, yüzlerce kamera vardı, başaramadım. Öyle atıp tutuyorlar ya, camı kırıp kaçsaydın diye, jammer’larla kuşatılmış bir arazidesin, nereye kaçıyorsun. Aileni açlıktan ölecek hale getiririm diye tehdit etmesi de cabası ki yapar. Bir süre sonra ‘Ne olacaksa bana olsun’ diyorsunuz.
TACİZ EDER, DÖVER, KÜFÜR EDERDİ
Adnan’ın evinde 18 kadındık. Uyanacaksın, makyajını yapıp, kıyafetini giyeceksin, o uyanmadan aşağı ineceksin. Kıyafet dediğim yarı çıplaksın. Hep beraber oturursun, Adnan üzerinde sadece beyaz uzun paçalı bir donla karşına gelir. Bütün gün evde öyledir. Döver, söver, kafamızdan aşağı yemek döker, küfür eder, taciz eder, dalga geçer, cinsel ilişkiye zorlar. ‘Bakışlarını beğenmedim’ der, saçından sürükler, çırılçıplak soyar, döver. Bunları yaşadıktan sonra bir de özür dilersin, o sana bağırır, çağırır, sen ona ‘Tamam aşkım, bir daha yapmayacağım’ demek zorundasın. Ona mutlaka ‘aşkım, sevgilim’ diye hitap etmelisin.
ÇOCUKLARI İSTİSMAR EDİYOR
Sadece kadınlarla ilişki kurmuyor. Çocukları da istismar ediyor. Zaten 7 yaşından sonra ilişkiye girilebileceğini savunuyordu. Onlara mini etek giydirip taciz ediyordu. Bizimle tabii ki cinsel ilişkiye giriyordu. Striptiz yaptırıyor, beğenmeyince yüz kere tekrarlatıyor, kaydeden kameraların açılarına bile bakıyor, özel kalça kamerası koyduruyordu. 1998’den beri iktidarsız ama sapkın, sapık işte.
PAVYONDA GÖRDÜĞÜ KADINLAR GİBİYDİK
Bu sapık Ankara’da büyümüş. Küçükken hep pavyonların önüne gidiyormuş. Pavyon kadınlarının profili bunun beynine girmiş. Hepimizi o kadınlara benzetti. Belli birkaç doktor var, isimler gizli kaydediliyor, estetikler ona yaptırılıyor. ‘Ben istemiyorum’ diyemezsiniz.
AYAKKABISINI ISITIR, GAZETESİNİ TUTARDIK
Gazete okurken bile sapık. İki kız, yarı çıplak gazeteyi tutuyor, sayfalarını çeviriyorduk, o da okuyordu. Artık gazeteyi tutmaktan ellerimiz titriyordu ama umursamıyordu. Çoraplarını biz giydiriyorduk. Telefonu eline almıyor, kızlar kulağına tutuyor. Bir dakika geciksen olay çıkarıyor.  Ayakkabısını giymeden fön makinesiyle ısıtıyorduk.
EVDEN HİÇ ÇIKMADIM, KURTULUNCA İLK İŞ VAPURA BİNDİM, PATENE GİTTİM
- 9 yıl evden hiç çıkmadım. Telefonumuz takip altında. Sosyal medyamızı onlar yönetiyor. Ben örgütteyken babam vefat etti, onu göremedim, cenazesine, mezarına gidemedim. Dışarı tek başıma çıkamıyorum. Abimle çıkıyoruz. Beraber vapura bindik, deniz çok güzeldi. Buz patenine gittim. Bu şehir benim bıraktığım gibi değil. Bir dolu alışveriş merkezi açılmış. Akbil kullanıyorduk biz, şimdi İstanbulKart çıkmış. Hiçbir yeri bilmiyorum. Her şeyimiz yarım kaldı. Şimdi eğitimimi tamamlayacağım. Eşim ve çocuğumun olduğu, sevgi gördüğüm bir ailenin hayalini kuruyorum. Ben ve arkadaşlarım bir daha böyle şeylerin bu ülkede yaşanmasına izin vermeyeceğiz. Bizim arkamızda duran, bizi bu adamdan kurtaran herkese, özellikle İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne çok teşekkür ediyoruz.
HAPİSTEN 25 MEKTUP YAZDI
- ‘İtirafçı olmak için neden 6 ay bekledin diyorlar’. Beklemedim. İtirafçı olmak istemiştim, benim avukatımla işbirliği yaptıklarını öğrendim. Cezaevinde bile bana 25 mektup yazdı. Ev çiziyordu, yeniden hepimizin aynı evde yaşayacağını söylüyordu. Orada itirafçı olmayalım diye bir korku salmaktı amacı… Şimdi de kanser olduğumu yayıyorlar, yok öyle bir şey.
- Televizyon izlerken haberlerde şehit cenazesi çıkıyor. Şehidin eşi tabuta sarılmış, yanında çocuğu var. Beğeniyor, ‘Onu getirin bana. Nasıl yapsak, iftar mı düzenlesek’ diyor ve o insanlara adam yolluyor. Bu nasıl aklına gelir bir insanın? 15 Temmuz darbe gecesi, ‘Saati bana sorsalardı en uygun saati söylerdim. O zaman Tayyip Erdoğan’ı indirirlerdi. Büyük fırsatı kaçırdılar’ dedi.
Adnan Oktar’dan geriye kalan şiddet ve tecavüzle 9 yıl esaret
DİNDEN SADECE TV’DE BAHSEDERDİ
-Kendini bütün peygamberlerden üstün görüyordu. Viski içiyor, sapkınlık yapıyor, oturup utanmadan peygamberi eleştiriyordu. Dinden bahsettiği tek yer televizyon. Onun dışında Allah dediğini duymadık. O kitapları satın alanlara söylüyorum, bütün para onun fantezilerine gidiyor.