Türkiye son günlerde çok yoğun gündem yaşıyor. Bu yoğunluk içinde bizi yakından ilgilendiren bazı konuları gözden kaçırıyoruz. Ya da bu önemli konuların gündeme gelmesinin önü kapatılıyor. Dershanelerin kapatılması ile başlayan cemaat-Hükümet çatışması iyice alevlenirken, şimdi de Suriye’nin Türkiye’yi Birleşmiş Milletlere kimyasal konusundaki şikâyeti ortaya bir bomba gibi düştü.

                                                Bu şikâyet neyi içeriyor, önce ona bakalım:

                                                Suriye’nin şikâyetinde şu cümleler yer alıyor: “Suriyeli muhaliflerin düzenlediği kimyasal saldırılarda malzemelerin Türkiye’den temin ettiği…”

                                               TÜRKİYE ZORA GİREBİLİR

                                                    İddia çok önemli, büyük ve Türkiye’yi zora sokacak gibi görünüyor. Hiç kuşkusuz, Suriye bu şikâyeti yaparken, bilgi ve belgeleri de BM’ye vermiş bulunuyor. Bu bilgi ve belgelerde ne var? Örneğin Adana’da bir ihbar üzerine ele geçirilen ve içi kimyasal kokan bazı savaş malzemelerinin Türkiye kanalı ile Suriye’ye sokulmaya çalışılması iddiası da yer alıyor. Bunun yanı sıra, Türkiye’den destek alan, Suriye’de kimyasal kullanan ve yakalananların ifade tutanakları da aynı şikâyet dosyasında bulunuyor. Bunlar dışında daha başka iddiaların da olabileceğini sanıyoruz.

                                                  Suriye, eline bulunan kimyasalları BM denetçilerine açıp, teslim ederek bu konuda kendini temizledi. Şimdi, görebildiğimiz kadarı ile kimyasallar konusunda karşı kampanyaya başladı. Bu kampanya da hedef olarak Türkiye ön plana çıkıyor. Suriye’de Esad karşıtı savaşan Cihatçıların elinde kimyasal olduğuna dair bilgi ve belgelerin, Suriye’deki denetçilerin elinde olduğu da ifade ediliyor. 

                                                            Suriye’deki Cihatçıların vahşi ve tüyler ürperten katliamlarının görüntüleri, ses kayıtları, uyguladıkları şeriat düzeni ve kullandıkları silahlar bu grupların gelecekte bölgede çok daha tehlikeli olabilecek düzeyde olduğunu da gösteriyor.Bu tehlikenin göbeğindeki ülke olarak da Türkiye gösteriliyor. 

                                                            TÜRKİYE İTİBAR KAYBEDİYOR

                                                   Geçenlerde BBC’nin Türkçe servisi de, Amerika’da yayınlanan Washington Post’ta yayınlanan bir yazıda da Türkiye suçlanıyor. “Türkiye, Esad’a karşı savaşan Cihatçılara göz yumuyor” deniliyor. Yazının sonunda da Amerika’nın bu konuda Türkiye’ye baskıyı artırdığı, Türkiye’nin de bu politikada değişikliğe gideceği vurgulanıyor. 

                                                    Daha önce bu konularda çok yazdık. Bugünkü AKP Hükümeti’nin, Esad’ı bir an önce devirebilmek için, Esad karşıtı muhaliflere her türlü desteği verdiği iddiaları her yerde yankılanıyor. Bu işin içine bir de kimyasal iddiasının girmiş olması daha da işin içinden çıkılmayacak bir durumla bizi karşı karşıya getirebilir. Zaten bu konuda içte ve dışta Türkiye itibar yitirdi, bu daha güçlenecektir. “Teröristlere destek veren bir Türkiye”imajından bir an önce kendimizi kurtarmak durumundayız.

                                                             Dikkat edilecek olursa Amerika başta olmak üzere, Batı da Esad karşıtı Cihatçılara karşı cephe almış durumda. Hatta Amerika, Esad karşıtlarına yaptığı desteği ve silah yardımını askıya almak durumunda kaldı. Suriye’deki karışıklığın ve iç çatışmaların uzun süre devam etmesini de istiyor. Suudi Arabistan ve Katar’ı yanına alan Türkiye’nin bu konuda ön planda olmasının en büyük zararının bize olacağını şimdiden görmekteyiz. Sınırdaki sıkıntılar, mültecilerin getirdiği yük, bölgedeki halkın rahatsızlığının giderek artması Türkiye’yi daha da köşeye sıkıştırabilir. Dış güçler belki de böyle olmasını istiyorlar kim bilir.

                                             YANLIŞ POLİTİKALARIN ÜRÜNÜ

                                                 Washington Post’daki konu ile ilgili yorumun şu bölümünü birlikte okuyalım:

                                               “ Suriye’ye giden Cihatçıların neredeyse tamamı Türkiye’den geçmiştir. Cihatçılar konusunda Türkiye, ciddi bir politika yanlışlığı yapmıştır. Bu durum, Türk yetkililerinin istediği bir sonuç değildi. Türk yetkilileri bu yanlışlığı geç de olsa fark ettiler ve bu konuda uyguladıkları politikalarında yumuşamaya gittiler. Türkiye, Esad’ın gitmesinde ısrar edecektir ama uyguladığı politikalara da ince ayar vermeye çalışacaktır. “

                                                 Suriye politikalarındaki yanlışlık, aynı zamanda yanı başımızda PKK’nın Suriye uzantısı PYD’yi ve dünyadaki en tehlikeli terörist grup olarak değerlendirilen El Kaide’yi de bize bela etmiştir. Dikkat edilecek olursa, son günlerde hem PYD, hem El Kaide Türkiye için tehlikeli olmaya başladı. Adı geçen grupların tehdide varan küstahlıklarının da sürdüğüne dikkatlerinizi çekmek istiyoruz.