Suriye’deki gelişmeler karşısında, Türkiye’nin komşumuz topraklarına girip, Kuzey’de Kürt Koridoru’nun açılmasını engelleyeceği senaryoları ortalarda dolaşıyor. Bu gerçekleşir mi bilemiyoruz? Meclis’ten AK Parti Hükümeti tezkere çıkarmış, gerektiğinde askerlerimizin yabancı topraklarında operasyon yapabileceği karara bağlanmıştı. 

Suriye’ye girmek öyle kolay değil. Bu işin bir de diğer yönü var. 

Bazıları “Suriye’de PYD ve IŞİD’ın yaptıkları, Amerika’nın da buna destek vermesi Türkiye’ye kurulan bir tuzaktır. Bu iş kaşınarak Türk askerinin Suriye batağına çekilmesi hedefleniyor” diyor. 

Özellikle Türkmen köylerinin boşaltılması, yakılması ve Türkmenlerin sürgün edilmesi karşısında Türkiye’nin sessiz kalmayacağı düşünülüyor. Bunun yanında hiç kuşkusuz yanı başımızda Kuzey Irak modeli bir Kürt oluşumunun da hızla hayata geçirilmeye çalışılması var. 

Ancak, son günlerde Amerika’dan ve Suriye’den Türkiye’yi suçlayıcı açıklamaların arda arda gelmeye başlaması da düşündürücüdür. Amerika Beyaz Sarat sözcüleri, son açıklamalarında yine Türkiye’yi hedef tahtasına oturttu ve “Türkiye sınırda gerekli önlemleri almıyor. Bu da çeşitli terörist grupların rahatlıkla Suriye’ye geçmesini hızlandırıyor” diyorlar.

Daha önce de ABD Başkanı Obama bu konuda açıklama yapmış Türkiye’nin dikkatini çekmiş ve sınır güvenliğine önem vermesi uyarısında bulunmuştu.

Hemen belirtelim, Türkmenler konusunda sorun sadece Suriye ile sınırlı değil. Irak’daki Türkmenler de büyük sıkıntı çekiyor. Ard arda gelen açıklamalarda Türkmen coğrafyasında 3milyon kişinin yaşadığı, bunun 600 bininin Türkmenlerden oluştuğu belirtiliyor. Türkiye, içinde bulunduğu çıkmazda Irak ve Suriye Türkmenleri ile gerektiği kadar ilgilenemiyor. Bu da soydaşlarımız için son derece sıkıntı yaşatıyor.

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük İl Başkanı Kasım Kazancı, yaptığı açıklamada, “Irak’ta son bir yılda 3 milyon kişi sığınmacı durumuna düştü. Bu insanlar, şehirden şehre göç ederek hayat mücadelesi veriyor. Bu göç dalgasında 600 bin Türkmen de yer değiştirdi. Türkmen coğrafyası büyük zarar gördü. Maalesef Irak hükümeti, sığınmacılara destek vermekte zayıf kaldı. Irak ekonomisinin kötüye gitmesi ile Kerkük’te de ciddi bir mali kriz yaşanıyor” diyor.

Amerika, sınırlarımızdaki güvenliğin tam olarak sağlanmadığından söz ediyor ya, şimdi de Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi Caferi, Amerika’nın açıklamalarına destek veren bir açıklama ile Türkiye’yi suçluyor. Caferi, açıklamasında şu ana kadar Ürdün ev Suriye üzerinden ülkesine 80 bin teröristin sızdığını vurguladı. Caferi aynı açıklamada “Nusra cephesin emrinde faaliyet gösteren terör grupları Ceyş-el Fetih ve Ceys-el Yermuk İsrail ve Amerika tarafından eğitiliyor. IŞİD başta olmak üzere, birçok İslami terör grupları ise Türkiye üzerinden Suriye’ye geçiş yapıyor. Türkiye sınırları delik-deşik ve buna bir önlem de alınmıyor. “diyor.

Dikkat edilecek olursa gerek Amerikan gerekse Suriye Türkiye’yi hedef tahtasına oturtuyor. Suriye’deki karışıklıklarda ve savaşta Türkiye’nin de rolünün var olduğu ortaya konmaya çalışılıyor. 

Şu an için bizi çok yakından ilgilendiren iki önemli konu var:

1.- Kuzey Suriye’de PYD’nin Kürt koridorunun oluşması için ortaya koyduğu mücadele ve bunun Amerika tarafından desteklenmesidir. 

2.- Suriye’den Türkiye’ye göç eden ve sayıları 2 milyonu aşan sığınmacıların durumunun ne olacağıdır.

Dikkat edilecek olursa Türkiye her iki konuda da köşeye sıkışmış durumda bulunuyor. 

Kuzey Suriye’de Kürt koridoru açma planının parçalarından PYD Lideri Salih Müslim, Türkiye tarafından muhatap alınmıyor. Salih daha önce yaptığı açıklamada “Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyacağız” demişti. Şimdi ise Amerika’nın isteği doğrultuda hareket etmeye başladı. 

Türkiye, Amerika’ya bir uyarıda bulundu ve “PYD, bölgedeki demografik yapıyı değiştirme operasyonuna derhal son vermeli. Etnik ve mezhepsel bir çatışmaya, ardından da parçalanmaya varan bir süreç yaşanabilir” denildi.

Öyle görünüyor ki, biz uyarılardan başka bir şey yapamayacağız. Geçenlerde de yazdığımız yazıda “Eğer Türkiye Suriye’ye girerse Amerika ile çatışmayı göze almalıdır” demiştik. Ortada böyle riskli bir durum da bulunuyor. 

Bizim endişemiz etnik ve mezhepsel çatışmaların bölgeye yayılmasıdır. Zaten başta Amerika olmak üzere, Batı bunu istiyor. İşin ilginç tarafı Suudi Arabistan, Katar ve Körfez ülkeleri de buna körükle gidiyor. Sanıyoruz olup bitenleri ve gelişmeleri tam olarak okuyamıyoruz.

Konu ile ilgili son bir not düşelim:

PYD’nin Türkiye sınırındaki Kürt koridoru açma çabalarının arkasından terör örgütü PKK çıktı. Silah bırakmadan sınır ötesine geçen PKK’lılar silahlı eğitin sonrası Kobani ve Tel Abyad’a geçerek bölgedeki çatışmalara katılıyor. Adı geçen PKK’lıların İsrail ve Amerikalı askerlerce eğitildiğine de dikkat çekiliyor.