Teknoloji

Türkiye Cumhuriyeti'nin İkinci Yüzyılında Yazılımın Sanayileşmesi Zirvesi yapıldı

- Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan: - 'Doğru adımları atmaya devam ettiğimiz sürece, hiç şüphesiz Türkiye'nin yeni kalkınma lokomotiflerinden biri yazılım sanayisi olacak. Bu yolculuk ancak birlikte yüründüğünde güçlü bir sonuç doğuracaktır' - BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu: - 'AVCI, AZAD, KASIRGA, ATMACA ve KULE gibi yerli yazılımlarımızı kullanıyoruz. Bu durum da en çok gurur duyduğumuz noktalardan biri'

Abone Ol

ANKARA (AA) - Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, ekonomide katma değerli üretimin yolunun yazılımdan geçtiğini belirterek, 'Doğru adımları atmaya devam ettiğimiz sürece, hiç şüphesiz Türkiye'nin yeni kalkınma lokomotiflerinden biri yazılım sanayisi olacak. Bu yolculuk ancak birlikte yüründüğünde güçlü bir sonuç doğuracaktır.' dedi.

Ankara Sanayi Odası tarafından düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti'nin İkinci Yüzyılında Yazılımın Sanayileşmesi Zirvesi, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Konferans Salonu'nda yapıldı.

Sayan, zirvenin bu yılki konusu olan 'yazılımın sanayileşmesi'nin, Türkiye'nin kalkınmasında en kritik itici güçlerden biri haline gelen yazılımın önemini bir kez daha gösterdiğini söyledi.

Yazılımın 'yeni dünyanın alfabesi' olduğunu bildiren Sayan, 'Yazılım artık bir zanaat değil, bir endüstri. Nasıl sanayide kalite standartları varsa, yazılımda da kodlama kuralları, güvenlik protokolleri ve test süreçleri standartlaşıyor. Nasıl fabrikalarda makineler üretimi hızlandırıyorsa, yazılımda da otomasyon araçları kod yazmaktan test etmeye kadar tüm süreci hızlandırıyor. Nasıl parçalar bir araya gelip ürün oluşturuyorsa, yazılımda da modüller lego gibi tekrar tekrar kullanılabiliyor. Eskiden aylar süren işler, bugün günler içinde tamamlanabiliyor. Artık bankacılıktan ulaşıma, sağlıktan savunmaya kadar hayatımızın her kritik alanı yazılımla yönetiliyor. Yazılım ne kadar endüstrileşirse, biz o kadar güvenilir bir dijital dünyaya kavuşuyoruz.' diye konuştu.

Sayan, Almanya'nın, yazılımın sanayileşmesini resmi politikaya dönüştüren ilk ülkelerden olduğunu belirterek, Çin, Güney Kore, Singapur gibi ülkelerin de yazılımın sanayileşmesinin nimetlerinden faydalanan ülkeler arasında olduğunu anlattı.

Türkiye'nin bu ülkelerden geride olmadığına işaret eden Sayan, 'Bugün Savunma Sanayii Başkanlığı çatısı altında yapılan projelerde, ASELSAN, HAVELSAN ve TUSAŞ gibi kurumların projelerinde de yazılımın sanayileşmesinin örneklerini görüyoruz. Özellikle pandemiden sonra dünya genelinde yazılım harcamaları yıllık yüzde 33 arttı. Devam eden yapay zeka entegrasyonu ve bulut altyapısının sürekli genişlemesiyle küresel yazılım harcamalarının 2027'ye kadar 679 milyar dolar seviyelerine ulaşacağını öngörüyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.

Sayan, sektörün artık ülkelerin hem ekonomik hem de sosyal kalkınmasında kilit bir rol üstlendiğini aktararak, dünyada en hızlı büyüyen ilk 20 yazılım pazarının 12'sinin orta gelirli ülkelerden oluşmasının, bu ülkelerin yazılım ve bilgi teknolojilerine ağırlık verdikçe ne kadar hızlı gelişebildiğini açıkça ortaya koyduğunu söyledi.

- 'Ekonomide katma değerli üretimin yolu yazılımdan geçiyor'

Bu nedenle yerli ve milli yazılım ekosisteminin güçlendirilmesi gerektiğini ve bunun sadece teknolojik bir tercih değil, aynı zamanda bir bağımsızlık meselesi olduğunu belirten Sayan, şu ifadeleri kullandı:

'Bunu her konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı'mız da vurguluyor. Zaten buralara gelebildiysek, onun yerli ve milli vizyonu sayesinde gelebildik. Hem stratejik güvenlik hem ekonomik sürdürülebilirlik hem de küresel rekabet açısından yerli teknolojilerin geliştirilmesi artık bir zorunluluk. Bu çerçevede bizler, Türkiye'nin yerli teknolojilerle dönüşümünü hızlandırmak, dijitalleşme süreçlerinde yurt içinde geliştirilen yazılımların tercih edilmesini yaygınlaştırmak, sektörümüzü kamuda en üst düzeyde temsil ederek kalkınma vizyonumuza uygun politikaları kararlılıkla geliştirmek zorundayız. Bakanlık olarak geleceğin dijital dünyasını yakalayacak, yakalamakla da kalmayıp şekillendirecek her adımı güçlü kararlılıkla destekliyoruz. Ülkemizin iletişim altyapısını geliştirmek, 5G ve 6G teknolojilerine hazırlanmak, yerli ve milli dijital çözümler üretmek, siber güvenlik kapasitemizi artırmak ve gençlerimizin teknolojiye erişimini kolaylaştırmak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.'

Sayan, amaçlarının, teknolojiyi hem geliştiren hem yöneten hem de ihraç eden bir ülke konumuna ulaşmak olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

'Ekonomide katma değerli üretime geçmenin, ihracatı yüksek teknoloji ekseninde büyütmenin en kritik yolu yazılımdan geçiyor. Bu nedenle beşeri sermayemizi güçlendirmek, gençlerimizi yazılım alanında teşvik etmek, eğitim kurumlarımızı sektöre daha fazla entegre etmek bizim için stratejik bir öncelik niteliğinde. Doğru adımları atmaya devam ettiğimiz sürece hiç şüphesiz Türkiye'nin yeni kalkınma lokomotiflerinden biri yazılım sanayisi olacak. Bu yolculuk ancak birlikte yüründüğünde güçlü bir sonuç doğuracaktır.'

- 'Türkiye'de de genç nüfusumuzla önemli bir potansiyel taşıyoruz'

BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu da dünyanın artık veriyle beslenen, yazılımla yönetilen bir ekosistemde ilerlediğini, Ankara'nın da savunma sanayisinin, yüksek teknolojinin, yazılım girişimlerinin, teknoparkların, AR-GE merkezlerinin yoğunlaştığı merkez haline geldiğini söyledi.

Türkiye ekonomisinde GSYH'nin yaklaşık yüzde 55'ini oluşturan hizmetler sektörü içinde yazılım ve bilişimin giderek güçlendiğini dile getiren Karagözoğlu, şöyle devam etti:

'Sektör, 2025 yılı için ihracat hedefini 15 milyar dolara çıkarmış durumda. Hizmet İhracatçıları Birliğinin strateji planına göre telekomünikasyon alanında 2,5 milyar dolar, yazılımda 2 milyar dolar, oyun sektöründe 5 milyar dolar, finansal teknolojilerde 2,5 milyar dolar ve savunma sanayisinde yılda 2,5 milyar dolar ihracat hedefleniyor. Bu büyüme istihdama da yansıyor. Bilgi ve iletişim sektöründe çalışan sayısı, 2024'te yüzde 5 artarak 246 bin kişiye yükseldi.'

Karagözoğlu, Türkiye'nin yazılım sanayileşmesinin aynı zamanda 'dijital bağımsızlık' anlamına geldiğini bildirerek, şunları kaydetti:

'BTK olarak USOM ve SOME yapılanmamızla, kritik altyapıları koruyan yerli çözümlerle, operatörlerimiz ve paydaşlarımızla görev başındayız. Üstelik bu süreçte AVCI, AZAD, KASIRGA, ATMACA ve KULE gibi yerli yazılımlarımızı kullanıyoruz. Bu durum da en çok gurur duyduğumuz noktalardan biri. Türkiye'de de genç nüfusumuzla önemli bir potansiyel taşıyoruz. Düzenleyici rolümüzle, siber güvenlik çalışmalarımızla, BTK Akademi eğitimlerimizle, yerli ve milli projeleri destekleyen yaklaşımımızla bu ekosistemin yanında olmaya devam ediyoruz.'

- 'Güçlü yanlarımızı yazılımla birleştirelim'

TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı Fatih Dönmez de TBMM'de araştırma komisyonu kurulduğunda yapay zeka konusunda 100'den fazla kurumu dinlediklerini, bunun faydaları ve risklerini analiz etmeye çalıştıklarını anlattı.

Yapay zeka konusunda bazı tedbirlerin ilk elden alınması ve ikincil düzeyde regülasyonların da günün şartlarına göre esnek ve dinamik şekilde ortaya konmasının önemine işaret eden Dönmez, Türkiye'de Yapay Zeka Strateji Belgesi kapsamında bazı tematik konuların belirlendiğini anımsattı.

Bunlar arasında eğitim, sağlık, fintek, tarım, enerji, sürdürülebilirlik ve hukuk gibi başlıkların olduğunu bildiren Dönmez, şunları kaydetti:

'Bu işin ham maddesi güvenilir veri. Güçlü yanlarımızı yazılımla birleştirirsek çok önemli konuma gelebiliriz. Gerek donanım gerek yazılımda milyar dolarlık yatırım yapılıyor. AB ülkeleri tek başına ABD ile rekabet edemeyeceğini anladığı için birlik olarak fonlar arıyor. Türkiye olarak bizim de bu tip işbirliği fırsatlarını kaçırmamamız gerekiyor. Özellikle donanım tarafı ciddi paralar harcamanızı gerektiriyor. Bazı ürünlerin alımında da yaptırımlarla karşılaşma ihtimaliniz var. Teknolojinin tekelleştiği dönemde savunma sanayisinde yaşadığımız gibi ambargolarla karşı karşıya kalabiliriz, bunlara hazırlıklı olmalıyız.'