Covid-19 salgını dünyayı her alanda kasıp kavuruyor. Salgında en fazla etkilenen sektörlerin başında da turizm geliyor.

Kafalardaki soru şu:

“Geçen yıl turizmde hedefler tutmadı. Sektör zararla kapattı. 2021’de turizmde durum ne olur?”

Turizm alanında bu konuda birçok görüş var. Kimileri “Patlama olur” derken, kimileri de daha tedbirli ve karamsarlık içinde bulunuyor.

Turizm “bacasız sanayi” ve istihdam yaratan bir sektördür. Yeni sezon için karamsar olmamamız gerekiyor. Alınacak tedbirlerle bu sektörü ayağa kaldırabilmek zor olmayacaktır.

Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği (SAYD), turizm sektörünün yeniden eski günlerine dönebilmesi ve “V” tipi bir yükselişi yakalaması için koronavirüs ile mücadele konusunda alınması gereken tedbirlere ve atılması gereken adımlara dikkat çeken bir açıklama yayınladı.

2021 turizm sezonuna yönelik umutların yeşerdiği bir dönemde, ülke olarak salgınla mücadelede çok önemli bir eşikte olduğumuza dikkat çekilen Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği’nin (SAYD) açıklamasında; 2021 yılında Türkiye turizminin yeniden şaha kalkarak “V” tipi bir yükselişi yakalaması için koronavirüs ile mücadelede alınması gereken tedbirler, atılması gereken adım ve izlenmesi gereken stratejiler sıralandı.

“Turizmin başarısı salgınla mücadeledeki başarıya bağlı. Turizmciler olarak ciddi ve rasyonel tedbirler bekliyoruz. Korona virüs salgınıyla mücadelede iç ve dış kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinin turizm sektörü açısından kritik önem taşıdığına inanıyoruz. Bu konuda 23 Kasım 2020 tarihinde yayınladığımız basın bildirisinin ardından, Sağlık Bakanlığımızın verileri açıklama şeklini, tüm kamuoyunun da arzu ettiği şekilde açıklamaya başlamasından turizm sektörü olarak ziyadesiyle memnun olduk. Ülke olarak salgınla mücadelede çok önemli bir eşikteyiz. 2021 turizm sezonuna yönelik umutların yeşerdiği bir dönemde ülkemizin vaka sayısı artışında halihazırda dünyanın ilk birkaç ülkesinden biri olmasını başta turizm seyahat acentaları olmak üzere tüm turizm sektörü olarak kaygı ile takip etmekteyiz. Artık salgınla mücadele için maske, mesafe, hijyen kurallarının yanında yeni tedbirler almak zorundayız. Ülkemizde uygulanan hafta sonu kısıtlamalarının yanında vaka takip tedbirlerinin çok katı bir şekilde uygulamaya konulması gerekiyor. Salgına karşı başarılı olan ülkelerin mücadele yöntemlerine bakıldığında yaygın şekilde günlük test sayılarını arttırdıkları ve filyasyon tedbirlerini taviz vermeden kararlılıkla uyguladıklarını görüyoruz. Virüsünün mutasyona uğradığı ve bu yeni haliyle bulaşma hızının eskisine oranla çok daha yüksek oranda bulaşıcı olabileceğini dikkate alacak olursak, milyonlarca insanı evine oturtmak kadar pozitif vakaları disiplinli bir şekilde takip ederek kontrol altında tutmalı ve yeni bulaşmaların önünü almalıyız. Yeni yılla birlikte salgının tamamen kontrol altına alınabilmesi için, başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere devletimizin pozitif vaka takibini taviz vermeden sürdürmesi gerekmektedir. Kurallara uymayan pozitif vaka ve temaslıların, başta Kredi Yurtlar Kurumu’na ait öğrenci yurtları ve bölgelere göre koşulları uygun olan kamu misafirhaneleri ve tesislerinde 14 gün karantinada tutulması salgınla mücadeledeki başarıyı mutlak surette arttıracak hastalığın normal düzeylerde seyretmesini sağlayacaktır. Bütün bunları yaparken de olabildiğince açık ve şeffaf olunmalıdır. Ayrıca, aşılama çalışmalarının başladığı ülkelerde %90 oranında aşılama rakamlarına ulaşılamadan hastalığın kontrol altına alınmasının imkânsız olduğu hepimizin malumudur. Önümüzdeki aylarda ülkemizde başlayacak olan aşılama sürecinde de tedbirlerin bu bilinçle gevşemeden devam etmesi gerekmektedir. Turizm sektörünün yeniden şaha kalkarak “V” tipi bir yükselişi yakalaması ve 40 milyar dolar gelir seviyelerine ulaşması ancak yukarıda dile getirdiğimiz salgınla ilgili tedbirlerle mümkün olacaktır. Ülke olarak hangi koşulda olursa olsun salgınla mücadelede disiplini elden bırakmadan mücadeleyi sürdürmek zorundayız.”

Özetleyelim:

Her alanda olduğu gibi turizm alanında da normale dönebilmek için salgınla mücadelede başarılı olmak durumundayız. Bu her açıdan önemli. Ekonomimizdeki sıkıntıların da bu şekilde giderilebileceğini görmekteyiz.

O nedenle tedbirlere uymak, salgında başarı sağlamak hepimiz için artık milli bir görev olmalıdır.