ABD Başkanı Trump; “52yıl sonra Golan’ı İsrail toprağı olarak tanımanın zamanı geldi. Bu, İsrail’in güvenliği ve bölgenin istikrarı için stratejik öneme sahiptir”şeklinde bir açıklamada bulunarak, beklenen hamleyi yaptı! Arkasından Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, dünya kamuoyundan gelmesi muhtemel suçlamalara karşı ön almak için ABD’nin Golan konusundaki kararının bir çifte standart olmadığını, Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ile ilgisi bulunmadığını ifade etmek zorunda kaldı.

Golan Platosuolarak adlandırılan ve 1.800 km² yüzölçümünde olan bölge; Suriye’nin güneybatısı ile İsrail’in kuzeydoğu ucundaki tepelik bir yerdir. Burası aynı zamanda Lübnan veÜrdün ile komşu olup, zengin su kaynakları ile tanınır.

İsrail Golan’ı İlhak Ettiğini Açıklamıştı!

Golanresmi olarak Suriye’nin bir parçası olmasına rağmen; Altı Gün Savaşıolarak da adlandırılan ve 1967’de yapılan üçüncü Arap-İsrail Savaşı’nda İsrail tarafından ele geçirilerek, işgal edilmiştir. Yaklaşık iki ay sonra, Haziran 2019’da işgalin 52’inci yılı dolacaktır. Suriye,Yom Kippur(6-26 Ekim 1973) adıyla bilinen dördüncü Arap-İsrail Savaşı’ndaGolan’ı İsrail’den geri almaya çalıştıysa da başarılı olamadı. İsrail,1981’de tek taraflı ve hukuksuz bir şekilde Golan’ı ilhak ettiğini açıkladı. Ama uluslararası kamuoyu ve hukuk, bugüne kadar bunu kabul etmedi.

Golan Bölgesi’nde 1974’den beri barış değil, ateşkes var. Ayrıca; bölgedeBirleşmiş Milletlere(BM) bağlı Ateşkes Gözlem Misyonu(UNDOF) adıyla çeşitli ülkelerden askerler, BMşapkası altında gözlem ve kontrol yapıyorlar.

İktidar Suriye’de Yanlış İşler Yaptı

Trump’ın Golan’da İsraililhakını meşrulaştırarak egemenliğini tanıyan açıklama yapması üzerine, Türkiye’den Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yapan bir karşı duruş sergilendi. Yapılması gereken tabii ki buydu ama geçmişte yapılan yanlış hamlelerle ve söylemlerle uyum içinde değildi.

Mart 2011’de, Suriye’de başlatılan vekalet savaşının arkasında ABD’nin olduğunu zamanında yazdık, Nisan 2012’de bombalar patlarken Suriye’ye gittik ve Türkiye’nin yanlış işler içinde olduğunu yerinde gördük ve zamanında, testi kırılmadan genel olarak şöyle bir değerlendirme yaptık;

1. Bu savaşın dışarıdan tetiklenmiş olduğunu, amacının Büyük Ortadoğu Projesi’nin Suriyebacağını gerçekleştirmek olduğunu,

2. İsrail’in güvenliği kapsamında, çevresindeki ülkeleri Balkanlaştırmaya çalıştıklarını,Suriye’yi etnik, dinsel ve mezhepsel olarak bölmeye çalıştıklarını ve Ortadoğu’da kurulmaya çalışılan Kürt Devleti’ninSuriyeparçasını inşa ettiklerini,

3. Bölgenin Arap-İsrailolan ana çatışma eksenini Sünni-Şiiolarak evirmeye çalıştıklarını,

4. Filistinsorununu tamamen İsraillehine çözecek şekilde geleceğe yönelik hamleler yapıldığını,

5. Bu savaşın bir amacının da Suriye’yi bölerek, parçalayarak ve zayıflatarak Golanüzerinde hak iddia edemez hale getirmek ve İsrail’in haksız olarak elinde tuttuğu Golanüzerindeki egemenliğini meşrulaştırmak olduğunu,

6. Suriye’nin istikrarının bozulmasınınTürkiye’nin istikrarının bozulması demek olacağını, Suriye’nin bölünmesinin Türkiye’nin bölünmesi demek olacağını hem yazdık hem de çok defa ekranlarda anlattık. Arşiv yalan söylemez!

Ayinesi İştir Kişinin, Lafa Bakılmaz!

Bu gerçek çok açık olmasına rağmen; Türkiyeçıkarlarının ve güvenliğinin hilafına olmak üzere Suriye’deki vekalet savaşının ateşine odun taşıdı. Yani bugün Golan konusundaki sözlerinin pratikte hiçbir değeri yok. Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz! Bugün ABDve İsrailtarafından Golanhamlesi yapılabiliyorsa, bunun müsebbiplerinden biridir Türkiye’deki iktidar.

Kudüskonusunda da aynısı olmuştu. 6 Aralık 2017’de, ABD Başkanı Trump Kudüs’ü İsrail’in resmi başkenti olarak tanıdığında ve Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınacağını açıkladığında, Türkiye’deki iktidarın kopardığı kıyametleri anımsıyor musunuz? “Reddediyoruz, kınıyoruz, diplomatik ilişkileri keseriz, İslam Dünyası’nı ayağa kaldırırız, kırmızı çizgimizdir”sözlerinin, Türkiye’deki halkı ve özellikle mütedeyyin kesimi kandırmaya yönelik arka planı ve derinliği olmayan bir yaygara olduğunu da zamanında yazmıştık!

Antisemitizm İçerikli Sözler İçe Yönelik

Kudüsve Golanişine bir günde gelinmedi. Geçmişte ne ekersen, onu biçersin! Suriye’de emperyalizmin vekalet savaşının ateşine odun taşımışsan, İsrail’le beraber Suriye’nin üzerine çullanmışsan; Kudüs ve Golannereden çıktı diye şaşırmayacak ve hayıflanmayacaksın! Dış politika; akılla, bilgiyle ve nitelikle yapılır. Çağdışı olan Siyasal İslamcıideoloji, Yeni Osmanlıhayali ve mezhepsel bakış açısı ile varılabilecek yer güvenli bir liman değil, dokuz oturak karaya oturmaktır! Ve böyle de oluyor!

İktidarın bugüne kadar İsrail’e ve Netenyahu’ya yönelik sarf ettiği sert sözleri ve hatta Yahudidüşmanlığı (antisemitizm) içeren lafları; esasında Türkiye’deki iç kamuoyuna yönelik kandırma girişimleriydi. Hala öyleler! AKPiktidarı dönemindeki Türkiye-İsrailticari ilişkisi, hiçbir dönemde olmadığı kadar katlanarak artmıştır.

ABD Başkanı Trump, 9 Nisan’da İsrail’de yapılacak olan seçimlerden sonra, İsrail-Filistinsorununa kalıcı çözüm getirecek bir Ortadoğu Barış Planı’nı açıklayacaktı. Damat Kushner, bu nedenle Ortadoğu’da mekik diplomasisi yaptı, yapıyor ve bu kapsamda Türkiye’ye de geldi ve Erdoğanile görüştü. Ana hatları ile plan; İsrail’inGolan’daki egemenliğinin tanınması, Filistin Devletiile ÜrdünKonfederasyonu,Batı Şeriave Gazze’de yasadışı yerleşimlere son verilmesi ve barışın 65 milyar dolarlık bir yatırımla teşvik edilmesi. Golanbaşta olmak üzere, barış planının ana hatlarının İsrail seçimlerinden önce, erkenden açıklanmasının nedeni ise ABD’dekiYahudi Lobisi’nin Netenyahu’yu seçimler öncesinde desteklemeye karar vermesidir.